9 Ocak 2011 Pazar

Başarılı Olmak İçin

BAŞARININ SIRLARI
ULAŞMAM İÇİN NELERİ YAPMALI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKLİ HUSUSLAR ;

1 - Sosyal insan olun . Çevrenizi genişletin , dilinize sahip olun , kalp kırmayın.

2 - İki gününüz birbirine eşit olmasın , yanlış olduğunu gördüğünüz her adım ileriye doğru atılmış bir başka adım olarak görüp , ders alın.

3 - Başkalarıyla değil kendinizle yarışın.

4 - Sağlıklı yaşamak için gıda politikasını sürekli gözden geçirin. (süper sağlık ilkelerine uyun)

5 - Sabah gün doğmadan kalkıp sonra katiyen yatmayın, mutlaka kitap okuyun, kahvaltıyı ailece yapın.

6 - Her gün birkaç dakika hedeflerinizi ,yapacaklarınızı düşünün (tefekkür yapın).

7 - İnanıyorsanız, Allah’ın emirlerini yapıp ,men ettiklerinden kaçının. Müslüman için bu çok önemli bunun aksine hareket edenlerde başarıya ulaşamazlar, İnsanın kalbinde bir uhte kalacağı için suçluluk duygusu olacaktır.

8 - Dostlarınıza kendi problemlerimden değil iyiliklerinizden bahsedip, onların problemlerine ortak olun, derlerini gidermeye çalışın(hiç olmasa bir tebessümle onların yanında olduğunuzu hissettirin) .

9 - Dünya sevgisini takva ile, Günahları tövbe ile , Kabir azabını Kelimeyi tevhit ile , Ahiret Korkusunu salih amelle, Sırat köprüsünü Kamil imanla geçebileceğinizi bilerek buna göre çalışmalarınıza yön verin.

10- Ailenize zaman ayırarak onların problemlerini çözüp ilişkilerinizi daha sıkı yapın.

11- Öl söz verme öl sözünden dönme ,doğru ol ki ; sırtın yere gelmesin.

12- Dünyayı sevin ama Ahireti unutmayın, Yaşamayı sevin, ölümü unutmayın, Malı mülkü sevin hesabını unutmayın, Yaratılanları sevin, yaratanı unutmayın, saray hayatını sevin, kabri unutmayın.

13- Haftada bir günü kendinize ve dinlenmeye ayırın.



YOLUMUZU AYDINLATACAK IŞIKLAR...:

1- İnsan haklarına tecavüz etmeden hayatınızı idame ettirin.

2- Kendimin dostu olacağım olanlar için kendimi yıpratmak yerin, derhal sorunun çözümü üzerine yoğunlaşacağım.

- Geçmişim geleceğim değildir.

- Hiçbir sorun kalıcı değildir. Hiçbir sorun tüm yaşamımı etkileyemez. Yoğun, olumlu, yapıcı eylemleri sürdürürsem, sorunlarım çok hafif kalır.

- Albay sanders 65 aşında tavuk tarifini satabilmek için 1009 kez reddedilmeyi öze aldı. Walt Disney “Dünyanın en mutlu yeri” eserini gerçekleştirebilmek için 302 kez reddedildi. O halde;

- Amaçlarımın peşinde giderken sabırla ve esneklik duygusunu kaybetmeden yoğun ve sürekli eylemde bulunur, çözüm yoktur duygusunu bir kenara bırakırsam; eninde sonunda istediğimi elde ederim.

3- Başarısızlık diye bir şey yoktur. Dualarımızın, istediklerimizin hemen olmaması (gecikmesi) onu Allah’ın reddettiği anlamına gelmez. Yaptığınız iş bir işe yaramazsa bir şey öğrenirsiniz (Tecrübe).

- Başarı iyi bir yargının sonucudur. İyi bir yargı deneyimin sonucudur. Deneyin, genellikle kötü yargının sonucudur.

- Çabalarımı sürdürür ve hatalarımdan ders alırsam mutlaka başarırım. “Ümitsizliğe kapılmadım; yanlış olduğu görülen her adım ileriye doğru atılmış bir başka adımdır.” (Thomas Edison )

4- Geleceğimi hayat şartlarım , verdiğim kararlar belirleyecek. ‘Antony Robbins’

Soichiro Honda , yoluna çıkan bir takım çok büyük engelleri sadece yarışta amacına ulaşmak için konan engeller olarak görmeye karar verdi (1938). Toyotoya segman satma rüyası ilk denemesi başarısız oldu ama vazgeçmedi. Çünkü o başarının anahtar formülünü biliyordu.
a) Ne istediğine karar verdi. b)Eyleme geçti.

c) Planı başarısız olduğunda bile, nelerin işe yarayıp nelerin yaramadığına dikkat etti.

d) Yaklaşımını değiştirmeyi sürdürdü, Peşinden gittiği şeylerin yolunda esnekti.

Sonunda 2 yıl sonra Toyotaya segmanları satmayı başardı. Savaş nedeniyle çimento bulamadı. Pistan fabrikasını yapamadı. Çimento yapmanın başka bir yolunu arkadaşlarıyla bulup fabrikayı yapıp üretime başlar, fakat bombardımanda yıkılır. Tekrar yapar. Bu kez deprem yıkar. Fakat Allah bir diğer kapıyı açmadan başka bir kapıyı kapatamaz. Çim biçme makinesinden motosiklet yaptı. Arkadaşlarına sattı, motor bitince 18.000 bisikletçiden 3000 bisikletçi buna para gönderdi, yaptığı beğenilmedi, yaklaşımını değiştirdi , daha küçük bisiklet üretti ve başardı. Şimdi 100.000 kişi çalıştırıyor.

- “Karar verdiğimiz anlar, Geleceğimizin şekillendiği anlardır.” (Antony Robbins)
- Yaşamımızı değiştirmenin tek yolu gerçek bir karar vermektir.

ÖNEMLİ GÜÇLERİN ÜSTESİNDEN gelerek yaşamı değiştiren kişiler her gün üç tür güçlü karar verirler.

1) Neye odaklanacak 2) Ne anlamaya geliyor 3) Ne yapılacak



5- “İman; henüz görmediğimiz bir şeye inanmaktır; bu imanın ödülü ise inandığınızı görmektir.” St. Augustine

İnançlarımın oluşturulması

- Adanırsam, bir şeyleri değiştirmenin daima bir yolu vardır.

- Yaşamda başarısızlık yoktur. Bir şeyler öğrenmeyi sürdürürsem sonunda başarırım.
- Geçmiş gelecek değildir.
- Her hangi bir anda yeni bir karar vererek tüm yaşamımı değiştirebilirim.



6-Kilitlenmeyi (yoğunlaşmayı) doğru yöne yönlendirmek.



Herhangi bir şey hakkındaki hislerimi değiştirmenin en hızlı yolu odaklaşacağım (yoğunlaşacağım) konuyu değiştirmektir. Kendimi kötü hissetmem için bana acı veren bir konuyu düşünmem veya oraya odaklanmam yeterlidir. Kötü bir filmi tekrar seyretmek istediğimize göre odağımı kontrol edip “yapabileceğim ve neleri kontrol edebileceğim” üzerinde odaklaşmak zorundayım.

- Kendini iyi hissetmek için beni mutlu eden, beni, arkadaşlarımı ailemi iyi şeyler hissetmesini sağlayan herhangi bir şeyler üzerinde odaklaşacağım. (Müteşekkir olduğum veya heyecanlandıran rüyaların üzerine yoğunlaş) (bir partide tartışan çifti değil gülüşen şakalar tarafa yoğunlaşır )
- Nereye odaklanırsam, oraya doğru hareket ederim, veya nereye gitmek istiyorsam oraya odaklanmalıyım (yarış arabası koyar)
-En çok neyi düşünürsem o konuda deneyim kazanırsın.
-Bireysel Güç;Eyleme geçmekte ısrarlı olmak demektir. Bir şeyler yaptığınız her anda ondan bir şeyler öğrenir ve bir daha ki sefere daha iyi yapmanın bir yolunu bulursunuz. (Tavukçu Albay gibi)


7-SORULAR, CEVAPLAR

Odağımı, en iyi şekilde soruların gücünü kullanarak kontrol edebilirim. Stanislavsky Lech’in evine giren naziler ailesiyle birlikte ölüm kampına götürürler. Ailesini gözünün önünde öldürülür, zayıf,acılı aç haliyle gün boyu diğer tutuklularla birlikte çalıştırılır. Burada kalırsa öleceğine karar verdi ve kaçmak zorunda olduğunu “Bu korkunç yerden nasıl kurtula bilirim” sorusunu sordu. Çevresi “Aptal olma! Bu mümkün değil” derken o “nasıl kaçabilirim” sorusunu sordu ve gaz odasında öldürüldükten sonra yığın halinde kamyon arkasına doldurulmuş olan cesetleri (çıplak) gördü. “Kaçmak için bunu nasıl kullanabilirim” sorusunu sordu. Gizlice soyunup cesetlerin arasına daldı. Ölü numarası yaptı. Araba hareket etti bir süre sonra cesetler açık mezarlığa yığın halinde boşaltıldı. Kimsenin görmediği bir an oradan çıkarak
40 km. Çıplak olarak özgürlüğe koştu. Onu kurtaran farklı soru sormasıydı.

Problem çıktıkça şu sorulur beni araştırmaya, çözüm bulmaya hazırlar.



PROBLEM ÇÖZME SORULARI

1- Bu problemin güzel yanı değildir?

2- Henüz mükemmel olmayan şey nedir?

3- İstediğim şekilde olması için daha neler yapmak istiyorum?

4- İstediğim şekilde olması için artık ne yapmak istemiyorum?

5- İstediğim şekilde olması için yaptıklarımdan nasıl zevk alırım?



GÜÇLENDİRİCİ AKŞAM SORULARI

1- Bugün ne verdim, bu gün ne şekilde bir verici idim?

2- Bugün ne öğrendim?

3- Yaşam kalitemi nasıl artırdım ya da bugünkü yatırımımı gelecek için nasıl kullanabilirim?



GÜÇLENDİRİCİ SABAH SORULARI

1- Şu anda hayatımda beni mutlu kılan nedir?
Beni mutlu eden şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

2- Şu anda hayatımda beni heyecanlandıran nedir?
Beni heyecanlandıran şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

3- Şu anda hayatımda beni gururlandıran nadir?
Beni gururlandıran şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

4- Şu anda hayatımda beni minnettar kılan nedir?
Beni minnettar eden şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

5- Şu anda hayatımda en çok hoşuma giden şey nedir?
Beni hoşlandıran şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

6- Şu anda adanmışlığımı sağlayan nedir?
Adanmışlığı sağlayan şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

7- Kimi seviyorum? Kim beni seviyor?
Sevdiren şeyden ne haber? Nasıl hissettiriyor?

Bu sorular can kurtaranımdır. Onlar odağımı ve yaşamımı değiştirmede bana yardımcı olacaktır.



Sürekli olarak istedikleriniz ve sorunlar üzerinde değil, çözümler üzerinde yoğunlaşmanız gerekir!



8- MUHTEŞEM DURUMUNUZA HOŞ GELDİNİZ

Duygusal yapımız, fiziksel hislerimizi etkilemektedir. Fakat, tersi daha güçlüdür. Çoğumuz duyg nun hareketle oluştuğunun farkına varmayız.

HAREKET ŞEKLİMİZ; Düşüncelerimizi hislerimizi ve davranışımızı değiştirir. Koşmak, alkışlamak, atlamak gibi daha çok fiziksel eylem gerektiren hareketler gibi daha çok yüzümüzdeki küçük bir kas hareketi bile vücudumuzun kimyasını etkiler.

Örneğin çöküntüdeki bir kişi vücuduna bir şekil verir (Omuzlarını düşürerek onları öne veya geriye çekmek gibi hareket yapar. Baş, göz aşağı çevrilir. Araştırmalarda beyne giden kan akımını veya oksijen düzeyini değiştirerek beyin ulaklarının ya da sinirsel ileticilerin uyarı düzeylerini artırırlar. Yüzünüzü korku, kızgınlık, sürpriz, tiksinti hissedeceksiniz o fizyolojiye sakarsanız değişimi sizde hissedersiniz.

YAŞAMI DEĞİŞTİRMENİN EN ÖNEMLİ YOLLARINDAN BİRİSİDE ; Konuşma mimik ve hareket şeklimi değiştirmektir böylelikle “ kendimden beklentilerimle ilgili mesajların beynime anında iletildiğini gördüm” Zihinsel bakış açımı değiştirmeye başladı. Daha dinamik düşünmeye ,daha güçlü ,daha olumlu, daha saldırgan eylemlere başladığımı fark ettim.

Bunun sırrı ; Alışık olmadığım bu hareketleri benimseyinceye kadar bilinçli bir şekilde dikkatlice yapmamdır. Bu güçlü ve olumlu alışkanlıklar, zihnime ve sinir sistemime iyice yerleşti. Hareketlerimin temeli aşırı derecede güvenli insanlarda gördüklerimin kopyasıydılar. Tüm yaptığım şey aynı kuvvet ve yoğunlukla taklit etmekti. Hareketlerimizdeki değişim büyüdükçe duygularımız ve eylemlerimiz her gün daha fazla değişecektir.

ÖNERİ.: Bir daha hayal kırıklığı hissetmeye başlarsanız ; hemen sıçrayın , vücudunuzu silkeleyin, derin bir nefes alın, geniş bir şekilde gülümseyin ve kendinize “Bunun güzel olan yanı nedir ? “ , “Çılgın tarafı nedir ?”, “eğlenceli yönü nedir ?”, “Bu problem on yıl daha sürer mi?” gibi sorular sorun. Hem fizyolojinizi hem odağınızı değiştirmek sizi daha iyi bir zihinsel duruma sokacaktır.

Hareketleri sizin yapmak istediğiniz gibi olan birini düşünerek konuşma şeklini ve hareket tarzını taklit ediniz , en azından iyi bir fikir yakalarsınız. Yıldız futbolcusunuz , final maçında gol atıyorsunuz . Nasıl yürürdünüz ? Omuzlarınız çökük mü ? ASLA . Kasılarak yürürdünüz değil mi ? Tüm vücudunuz “ben büyüğüm” derdi.

Başarılı insanları bulunuz ve onların güven fizyolojilerini küçük hareketlerini nefes alışlarını, yürüyüşlerini modelleyiniz. Daha iyisi zihinsel veya duygusal olarak en iyi olduğunuzda kullandığınız hareketleri modelleyiniz. Bunu oyun değil vücudumuzun her köşesine yuvalanan muhteşem zekaya ulaşmanın bir yolu olduğunu bilin. Aynı hareket ve nefes tohumlarını ektiğinizde de aynı ödülleri alırsınız.



9 - KELİMELERİN MUHTEŞEM GÜCÜ (BAŞARI SÖZLÜĞÜ )

Kelimelerin hislerimizi değiştirme gücü vardır. Bir kimseye bir konuda size “Hatırlasın” denilse Yanlışsınız denilse veya “Yalan Söylüyorsunuz” denilse esas olarak aynı ifade olmasına rağmen sadece bir kelimenin değiştirilmesiyle düşünceniz ve hisleriniz anında değişir değil mi?



OLUMSUZ DUYGU/İFADE DÖNÜŞTÜRÜCÜ

Kızmak Gözünü Açmak

Çökmek Elemden Önceki Sessizlik

Hayal Kırıklığı Gecikmiş

Sıkıntı Farkına Varmak

Kötü Kokmak Biraz Kokulu

Başarısız Bir Şeyler Öğrenmiş

Kayıp Arıyor

Korkunç Farklı

Yalan Söylüyorsunuz Hatalınız

Aptal Keşfedici

Anlamadın Anlatamadın



OLUMLU KELİME/İFADE YENİ HEYECAN VERİCİ KELİME

İlginç Hayret Verici

Uyanık-(Soğuk) Enerjik-(Ateşli)

Güzel Önlenemez

Şanslı Tanrının Şanslı Kulu

İyi Daha İyisi Olamaz

Tamam-(Çabuk) Süper-(Bomba Gibi)

Zeki-(Hoş) Dahi-(Görkemli)



10- BENZETMELER

(Bir duvarla mı karşı karşıya sınız? O halde yeni bir benzetme ile yıkan!)



Benzetme bir şeyi bir başkası yerine koymadır. “Yaşam bir savaştır.”, “Yaşam bir plajdır.” bakış açısıdır. “Yaşamınız veya içine bulunduğunuz durumu tanımlamak için bir benzetme seçtiğinizde onu destekleyecek inançları da seçiyorsunuz demektir.” Bu nedenle kendinize veya bir başkasına kendi dünyanızı tanımlarken çok dikkatli olmalısınız.



Bir aktörün insanlık için “Dev bir aile “ benzetmesi yabancılara bile ilgi ve sevgi hissetmektedir. Aktör kalp krizi geçirir. Helikopterle hastaneye yetişir. Eşi gelir ve der ki “Sadece bir film bebeğim. Sadece bir film” Film de insanlar gerçekten ölmezler değil mi?



“Dünyanın yükünü omuzlarımda taşıyorum” öyleyse dünyayı ayaklarınızın altına alın ve harekete geçin.



11- AMAÇLARI BELİRLEME, GELECEĞİNİZİ NASIL İNŞA EDİLEBİLİR?



İnsanların olağanüstü görülen amaçları, gerçekleştirdiklerinde genellikle onların doğru yerde, doğru zamanda bulunarak şanslı oldukları kabul edilir. Fakat gerçek hepsinin inanılmaz başarılarının aynı ilk adımla yani bir amaç belirlemekle başladıklarıdır. Daha çok hazırlandıkça, daha çok şansa sahip olunur.



Bazı insanlar amaçlarını belirlemekten korkarlar çünkü hayal kırıklığına yada başarısızlığa uğrayacaklarını düşünürler. Onlar amaçlara ulaşman, belirmen yarısı kadar bile önemli olmadığını fark edip, onları gerçekleştirmek için neden yoğun bir şekilde eyleme geçmezler.

AMAÇLARIMI BELİRLEMENİN nedeni Yaşamımıza bir odak kazandırması ve istediğimiz yöne doğru hareket ettirmesidir. Sonuç olarak; bir amacı gerçekleştirmek veya gerçekleştirmemek, o amacın peşinde giderken oluşturduğunuz kişiliğin yarısı kadar bile önemli değildir. BAŞARININ elinizden geleninin en iyisi ara sıra yapmaya değil, sürekli olarak yapmanıza bağlı olduğunu biliniz. Başarılı olanlar kendilerini SÜREKLİ gelişmeye odaklarlar, sadece iyi yapmakla asla tatmin olamazlar. Sürekli olarak daha iyisini isterler. Kendinizi sürekli ve asla sona ermeyen gelişme felsefesine adarsanız; Sonuçta sadece yaşamınız boyunca büyümeyi sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda mutluluğun gerçek kaynağına ulaşırsınız. Not...En başarılı insanlar çiğneyebileceklerinin dışında daha fazla lokma ısırmazlar amaçlarını küçük ve yönetilebilir parçalara ayırırlar, ara amaçlar belirlerler.



12- “ZAFER İLK ADIMLA BAŞLAR”

Amacını belirlemeyen insanlar bir yoldan giderken diğer yola saparlar , ne istediklerini bilmemeleri onlar için bir problem teşkil eder. Bu insanlar rotasını bilmeyen 'gemi kaptanı' na benzerler. Sizin kaptanlık dereceniz ne kadar üstün olursa olsun gideceğiniz rota sizde yoksa denizde dolaşır durursunuz. Yada istemediniz bir yere varmaya mecbur kalırsınız.

ŞİMDİ yapman gereken şey rüya görmektir. Rüyanızı kağıda dökün .Aksi halde bu kitapçıktaki yazılı notların size bir yararı olmayacak . Tümüyle güven ve huzur hissettiğiniz bir yerde düşünün ! “ Başarısızlığa uğramayacağınızı bilseydiniz ne yapardınız ? Başarıdan kesin emin olsaydınız hangi yolları izler HANGİ EYLEMLERDE bulunurdunuz ? “ Belirgin olun tüm ayrıntıları görün ,ne kadar ayrıntılı düşlerseniz bir sonuca ulaşmak için o kadar güçlü olursunuz.

KISITLAMA YOK!

1) Çok fazla hediyelerin verilip alındığı bir bayram günü gibi davranın. Hayalleriniz büyük olsun ,tüm olmak ,yapmak ,sahip olmak, paylaşmakla ilgili herşeyi yazın ,kedinizi KISITLAMAYIN.

2) Listedeki sonuçlara ne zaman ulaşacağınızı tahmin edin (altı ay,bir yıl, on-on beş-yirmi yıl) Bugünkü yapacaklarınızı yazmayınız!

3) Bu yıl gerçekleştirebileceğiniz 4 amacınızı (hedefinizi) ele alın. Bunlar en çok adandığınız, sizi heyecanlandıran, sizi tatmin edecek şeyler olsun. Bir şeyi yapmanın NİÇİN’i nasılından çok daha güçlüdür. Yeteri kadar niçin bulursanız, daima nasıl yapacağınız bulursunuz. Yaşamınızdaki diğer kişileri de düşünmelisiniz.

4) Tüm bunları yaptıktan sonra amaçlarınıza ulaşmak için nasıl bir insan olmak zorunda olduğunuzu tanımlayın.

Beyninizi eğitin. Kurallarınızdan birisi ,amaç belirlediğinizde ; derhal onu destekleyecek birşeyler yapmalısınız.

Günde iki kez birkaç dakika için sakin bir şekilde oturun ve amacınız hakkında düşünün.

Amacınızı gerçekleştirmiş olduğunuzu kabul edin. Bundan zevk ,gurur ve heyecan duyun. Tüm harika ayrıntıları görün ve işitin.

Tüm kararlılığımızla bütün güçlüklere göğüs gerebileceğimiz üzerinde anlaşırsak ödülünüz hayal edebileceğinizin çok ötesinde olacaktır.



13 . ON GÜNLÜK ZİHİNSEL MÜCADELE



1) Önümüzdeki on gün boyunca verimsiz ,herhangi bir düşüncenin hissin ,sorurun, kelimenin, benzetmenin aklınıza takılmasına kesinlikle izin vermeyiniz.

2) Kendinizi olumsuza odaklanırken yakalarsanız daha iyi bir yer edinebilmek için derhal kendi kendinize sorular sorun ( problem çözme soruları 7.md)

3) Sabah uyandığınızda kendinizi güçlendirici “sabah sorularını “ sorun.(7.mad). Gece uyumadan kendinize güçlendirici “Akşam sorularını “sorun . Bu sürekli olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

4) Birbirini izleyen on gün içinde bütünüyle çözümlere odaklanın , sorunlara değil.

5) Verimsiz düşünce, soru veya hisse kapılırsanız; kendinizi yemeyin Onu derhal değiştirin. Bunlardan herhangi birisini beş dakikadan fazla barındırırsanız ertesi sabah on günlük sürece yeniden başlanmalı.

AMAÇ; on gün boyunca olumsuz düşünmeyi barındırmamaktır.

Bu Yöntemin Yararları

1) Size geriye götürecek zihinsel alışkanlıkların tümünü görmenizi sağlayacaktır.

2) Beyninizin güçlü ve yararlı alternatifleri aramasını sağlayacaktır.

3) Yaşamınızı tersine çevirebileceğinizi gördükçe,size korkunç bir güven verecek.

4) Her gün daha fazla büyümenize ve yaşamdan zevk almanıza yardımcı olacak;yeni alışkanlıklar,yeni standartlar ve beklentiler oluşur.



14- UMURSAYAN BİR DÜNYAYA HOŞ GELDİNİZ



Birileri yaşamının ne kadar zor, problemlerinin ne kadar çözülemez olduğunu anlattığında ;ilk olarak onların alışkanlık haline getirdikleri zihinsel bakış açılarını kırmalarına yardımcı olurum. Onlara “lütfen bir veya iki gün için unutun. Sizden kötü durumda olanını bulup,onlara biraz daha iyi olabilmek için yardımcı olunuz”derim.(Bana benden daha büyük sorunu olan yoktur derler). Şüphesiz bu doğru değildir. Kızını, eşini veya oğlunu kaybetmiş bir çift bulun. Kıt kanaat geçiniyorsanız sokakta yaşayan birini bulun ve ne kadar şanslı olduğunuzu hatırlayın.



Onlara yardımcı olursanız size;

1- Sorunuzun görünümünü belirleyeceksiniz ve her şeyi daima tersine çevirmenin bin yolu olduğu gerçeğini anlayacaksınız.

2- Problemi “çözmeseniz” bile tüm yaptığınız başkasıyla ilgilenmek ve onu rahat ettirmek olsa bile; onu geriye almadan veremeyeceğinizi öğreneceksiniz. Temelde cömertçe vererek asıl insani zevk ve doyumu hissedeceksiniz.

Bunu en kısa sürede (24 saat veya 1 hafta içinde) deneyin.

Kendinize iyi bakın. Ne kadar iyi olursanız o kadar çok verebilirsiniz. Daha da iyisi sadece kendinize bakmanın ötesine geçin. Olağanüstü bir hayat oluşturun.

Yolunuz istediğiniz yere çıksın, rüzgar daima arkanızdan essin. Güneş yüzünüzü ve yağmursa tarlanızdaki toprağı kabartsın ve tekrar karşılaşıncaya kadar Allah sizi iyiliklerle birlikte korusun. Mevla’m sizinle olsun.



15- B A Ş A R I ...

Sizi şu an ki görevinize kim getirdi. Fakülteyi bitirmeyi emlakçı olmayı kim istedi. Tabi ki siz kendiniz istediğiniz için daha fazla çalışma ve hedefleri belirlemeniz gerekir. Eğer siz herhangi bir görev için harlanmamışsak, çaba sarf etmişsek hayat asla bizi bu göreve getirmeyecektir.



İnsanlar herhangi bir işi yapmaya nasıl aday olurlar?

1- Ya biz göreve hazır oluruz (Şans fırsatlara hazır olmaktır). Çevremizdeki insanlar o görevi zorla yüklerler.

2- Zor bir göreve talip oluruz ona sahip olmak için çalışırız. Kader bunu bize ihsan eder.



İnsanlar ve görevleri arasında fark vardır. Bazıları dehasa işler başarır. Siz görevi benimsememişseniz, çalışmazsanız, gayret göstermesinin onun için başarı sağlayamazsınız. 84 ülkeyi dolaşana “bende dolaşmak isterim” deyince gerçekten isterseniz başarırsınız nasılın cevabını ararsınız, araştırırsınız o olur.



Allah başarıyı istemeyen kuluna vermiyor. Eğer ne kadar çok isterseniz o kadar veriyor. Çok fazla sayıda istemeli. Büyük işler başaran insanlar beyinlerini (zihinlerini) sürekli kullanan insanlardır. Düşünceler , idealler için kullanılmalı. Bir amaca hemen ulaşmayı isteriz. Acele yok büyük hedefler uğrunda ısrarla bıkmadan çalışmalı (Meyve ağacın meyvesini kaç yılda verir?). Kendi işimizde zirveyi çıkmak veya başka işleri de incelemeli yeteneklerimizi geliştirmeliyiz.



16- G A F L E T...

Bizi tembelleştiren gaflet, ülfet denilen alışkanlığa bağlı olarak güzellikleri gözümüzden gizler. Gaflet bir kimseyi kuşatmış ise zihni aktif çalışmaz. Pasiftir ve başkalarının yönlendirmesi altındadır. Bedenen de tembelleşir. Peygamber Efendimiz “Üzerinize gaflet çökünce yerinizi değiştirin” der. Gafletten etkilenmişseniz başka yere gitmeniz veya bakış açınızı değiştirmeniz gerekir.

İnsana anlam katan ilkle vardır. İlk defa bir yere gidiyorsanız veya çocuğunuz olunca veya eşiniz ne kadar mutlu oluyorsunuz değil mi? Bir süre sonra (Ay, Yıl, Üç Yıl) o şeylerin ojinalliğini göremezsiniz. Köyde güneşin doğuşu batışı daha güzel gözükür. Aslında Ankara dada aynı güneş doğup batmaktır. Bütün sorun zihnimizdedir. Güzellikler hep vardır eğer bakış açımızı değiştirmezsek ülfet hastalığına yakalanırız, güzellikleri göremeyiz.

Gafletin hayatımızı kuşatmasına izin vermemeliyiz. Beyin ve vücut tembelliğini ancak bu yolla (gafleti yok ederek) yeneriz.



17- GÜNAHLAR...

Günahlar yeteneklerimizin gelişmesinde büyük engeller teşkil ederler. Bediuzzaman der ki “İçinde bulunduğumuz çağda dakikada 100 günah üstümüze hücum ediyor.” Bunlardan sığınacak kale bulamıyoruz, mevcut kalelerde bir bir yıkılıyor, günahlar sokakta, pazarda, evimizin en güzel yerinde (TV) bize hücum ediyor.



Arkadaşlarla sohbet ederken (gıybet, haram konuşma esnasında) eğlencede günah işliyoruz. İşlenen günahlar kalbe siyah nokta bırakır.

Günahlar nasıl yeteneklerimizi köreltir ve zekamızın gelişmesine nasıl engel olurlar?

Yaptıklarımızla, inançlarımız arasında bir çatışma varsa bu stres ve gerginlik oluşturur. Stres ve gerginlik = tatminsizlik, güvensizlik = Yalnızlaşma olur ve hafıza ile düşünce gücü azalmaya başlar, bu da teşebbüs cesaretini kırar ve kendi içimize kapanık boş hayallerle uğraşır dururuz.

Biz Müslümansız, yaratıcımızın çirkin gördüğü davranışları sergilediğimizde içimizde çatışma çıkar. Haram, gıybet, kul hakkı gibi günahlarla somurtkan, yaşama sevinci, heyecanı olmayan öfkeli insan üretir. Böyle insanlar zirveye çıkamaz. Sıradan insan olurlar. Belki bir işi vardır ama daha yukarıyı düşünemez, lezzetsiz, monoton , donuk bir hayat yaşar. Meşru dairenin dışında eğlence, mutluluk vb. aranırsa bu zehirli bal hükmündendir. Hayatı söndürür. Özel yetenek gelişimi yoktur. Coşku, şevk, cesaret, arzu, hayal gücü olmayınca bir yere ulaşamaz. Memur gibi yerinde sayar. Günahkar insan, ağır borç altındaki insana benzer. Alacaklısına borcunu uzun süre ödemezse onun karşısına çıkamaz. Gözlenir, yolunu değiştirir, başını kuma sokar. Bütün yaptıklarından utanır. İçten içe kendisini yer.



Günahlarla savaşmalıyız. Çünkü günahın yetenek gelişiminin düşmanı olduğunu görmeli. Battı balık yan gider deyişi yerine ısrarlı bir şekilde bıkmadan usanmadan Mevla’mıza tövbe etmeliyiz. Af ve marifet dilemeliyiz. Allah’ın rahmeti yanında bizim günahlarımız çok küçüktür.



18- GELİŞMENİN KIYASINI YAPIN

İnsan mükemmeli sürekli olarak arar. Mükemmellikte ve başarının mukayesesinde genelde yapılan yanlış, bir başkasıyla kıyaslamaktır. Bu da insana acı verir. Çünkü hiçbir zaman en iyi olmayacaktır. Örneğin. Bir insan en güzel; zengin; zeki; ben olacağım der ama ondan da güzeli, daha zengini daha zekici çıkacaktır. Bu mahallede çıkmasa başka mahallede bu yıl çıkmasa gelecek yıl çıkar ve yine insan mutsuz olur.

İnsan önüne hedef koymalı. Hedeflere adım adım gitmemiz gerekir. Gelişmemizi önceki dönemlere göre kıyaslamalıyız ki, gelişmemizin, ilerlememizin sağlıklı çizgisini görelim. İnsana kendine bakmalı eli ayağı düzgün, güzel yakışıklı, konuşabiliyor, düşünebiliyor, okuyabiliyor, duyguları var, mağarada yaşamıyor. Allah’a şükretmeli bunun yerine kendiyle başkasını kıyaslarsa (güzellik ,zekilik, zenginlik) işte o zaman hiçbir suretle gerçek konumunu öğrenemez. Evlilik oluş, eşiniz, arabanız, eviniz, çocuğunuz, maddiyatınız vardır. Bunları unutmamalı. Hz. Peygamberimiz “Nimetin devamını sağlayan şükürdür” der. O halde Allah’a hamd ile şükür ve candan teşekkür etmeliyiz. Elimizdeki nimetlere karşılık olarak eğer şükürde gaflet gösterirsek bir anda tökezleriz bir rüzgar eser topladığımız bütün birikintiyi sıfırlayabiliriz. Bizim rakibimiz biziz Bunun için biz ancak kendimizi aşacağız. Geçmişimizle mukayese edeceğiz ki gelişmemizi görelim.
BAŞARININ DENENMİŞ YOLLARI

Geothe: “Uğraş kişiyi mutlu kılan şeydir; önce gücüyle bir kötülüğü kısa sürede iyiye dönüştürür. Bu nedenle, yarın, erkenden iş başına! Evet, dün yaptığınızı yıkılmış bulursanız, tıpkı karıncalar gibi, hemen yıkıntıları kaldırmalı, önlemleri yeniden düşünüp bulmalısınız. Böyle olursa, dünyanın kendisi yuvarlanıp içinden parçalansa bile, onu siz yeniden kurarsınız, sonsuza değin zevkle..."  diyor. Öyleyse:
Çalışmak için uygun bir yer ve zaman aramayınız; çünkü her yer ve zaman çalışmak için uygundur.
Bugünün işini yarına bırakmayın, zira her günün işi kendine yetecek kadardır.
Belli bir zaman diliminde bir işi en iyi şekilde yapmaya çalışın. Öyle ki dikkatiniz ve kuvvetiniz dağılıp gitmesin.
Karşınıza çıkan zorlukları veya engelleri önce küçük küçük parçalara ayırın, sonra her bir parçayı yenmeye çalışın. Bir engeli aşmadan diğerine asla geçmeyin.
Yaptığınız işten yorulduysanız ya o anki işinizi değiştirin veya çalışma hızınızı yavaşlatın; fakat asla boş durmayın.
Çalışmaya başladığınızda acele etmeyin, telaş etmeyin; öğrenerek ve öğrendiklerinizi sindirerek ilerleyin.
İşinizle ilgili en küçük bir noktayı bile küçümsemeyin, ihmal etmeyin, küçük ihmaller büyük zararlara yol açar.
Zihninizin algılama gücünün en yüksek olduğu saatleri araştırıp bulun ve çalışmalarınızın en yoğun kısmını bu zaman dilimlerinde gerçekleştirin.
Thomas Edison'a Göre Başarıya Ulaşmanın Sırları
Kişi, neyi gerçekleştirmek istiyorsa, gerçekleştirmek istediği şeyle ilgili kesin bilgiler elde etmelidir.
Kişi, ulaşmak istediği hedefe aklıyla odaklanmalı ve hedefine ulaşmak için  o konuda edindiği  ve de edinebileceği bütün bilgileri kullanmalıdır.
Kişi, kaç kez hayal kırıklığına uğrarsa uğrasın hedefine ulaşmak için çalışmalarına devam etmeli, asla yılmamalıdır.
Kişi, bir başkasının kendisiyle aynı doğrultudaki hedefine yönelik çalışmalarında başarısız olmasından etkilenmemelidir.
Kişi, karşılaştığı sorunların çözümünün bir yerlerde mutlaka var olduğunu ve onu mutlaka bulacağını düşünmeli ve bu fikirle yaşamalı; sonuçta da başarıyı yakalayacağını hayal ederek hedefine emin adımlarla yürümelidir.
Hedefe Varmanın Yolları
Herkesin başarıya ulaşma adına kendine göre bazı hedefleri vardır. Hedefler ne olursa olsun bu hedeflere götürücü prensipler aynıdır. Bu prensiplerden en önemlilerini şu şekilde sıralamak mümkün:
Amacına ulaşman için gerekli olan her şeyle ilgilen.
Amacına ulaşmana yardımcı olmayacak şeyleri geçici olarak da olsa gereksiz gör.
Bütün benliğinle amaca kilitlen
Tembellik yapma.
Basit ve manasız zevklerden geçici de olsa vazgeç.
Hep aynı şeyleri yapmaktan sakın; çünkü sıkılırsın.
Düşüncelerini hep, ulaşacağın amaçla ilgili şeylere yönelt.
Canın sıkıldığı zaman hemen işinin başına koş.
İradesizliğe geçit verme.
Amacına ulaşmana engel olabilecek her şeye ilgisiz kal.
İraden zayıfladığında, amacına ulaştığında elde edeceklerini düşün.
Hatalarına hiçbir zaman kılıf arama.
Eksikliklerini sürekli gidermeye çalış.
Övgülere kapılıp işlerini aksatma
Övgüye değil yergiye kulak ver.
Yergilerden endişelenip paniğe kapılma.
Ani ve düşünmeden  karar vermekten kaçın.
Karar verirken meselenin bütün yönlerini araştır, bilen herkese konuyla ilgili her şeyi sor.
Karar verdikten sonra kararından dönme ki kendine güvenin sarsılmasın.
Kimsenin önem vermediği vakitleri değerlendir.
Mükemmel bir plân yapmaya değil, basit bir plânı uygulamaya önem ver.
Karşına çıkan zorlukları mutlaka aşacağına inan.
Karamsarlığa kapılıp kendi kendini amacından uzaklaştırm
Başarısızlıktan korkma.
Mutlaka bir gün başaracağına inan.
Büyüklerinin tavsiyelerine kulak ver.
Kendini büyük görme; fakat başkalarının karşısında da aciz kalma.
Önce dinle, sonra konuş.
Ümitli ol.
Sakin ol.
Bekle.
Artık başarını kutlayabilirsin....
Başarıya Götüren Prensipler
Bazı prensipler vardır ki bu prensipleri uygulayan kim olursa olsun başarıya ulaşır. Kişiyi başarıya ulaştıran bu prensiplerin en önemlilerini şu şekilde sıralamak mümkün:
Az yemeye dikkat et; çünkü dolu mide dikkati dağıtır, dolayısıyla çalışma verimli olmaz.
Daima azimli ol.
Düşünceni dağıtma.
Bugünün işini yarına bırakma, plânlı ol.
Her işini yaşamının en önemli ve tek işiymiş gibi yap.
Aklını çalıştırarak oku.
Bir işe başlamadan önce o işle ilgili zorlukları düşünüp kendi gözünü korkutma.
Eksikliklerini düşün; korkma ve tedbir al.
Dikkatli ol; deha dikkati değil, dikkat dehayı doğurur.
Kafandan olumsuzlukları çıkar, kendine güven.
Zorluların başarının gıdası olduğunu hatırından çıkarma.
Her hatayı yapabilirsin; ama bir hatayı iki defa yapma.
Her ortamda dinleyici ol, daima öğrenmeye çalış.
Konuşman yararlı ise konuş.
Delillere dayanarak konuş.
Diline dikkat et.
Herkesin kaldıracağı şekilde ve öz konuş.
Seni dinleyenlere kendini değil, onları ilgilendiren şeylerden bahset.
Önce düşün sonra söyle.
İnsan ne kadar akıllı olursa olsun cahillerin yanında cahildir, düşüncesini hatırdan çıkarma.
Tartışmaların galibi olmayacağını unutma.
Alay etme.
Kalp kırma.
Ciddi ol.
Kibirlenme.
Sinirlenme.
Kendini kusursuz görme.
Sağlığına dikkat et.
Sabrın insana önce zehir gibi geldiğini; fakat davranışlara yerleşince bal olduğunu unutma.
Beklemeyi öğren.
Mutlu olmak biraz da sizin elinizde...
Başarının Yolları

Hayatın hiç bir alanında başarı kolay değildir; mücadele gerektirir

Gerçekçi olun. Bilgi, deneyim ve yeteneklerinizin sınırlarını bilin. Ve daha sonra bu sınırları genişletmek için çalışın. İnanın bu yöntem kendimize inanmanın, iç ışığımızın gücünün sihirli değnek değmişcesine tüm sorunlarımızı ortadan kaldıracağı prensibinden çok daha etkilidir.

Sorunlarınızı kağıda yazıp sonra çöpe atmakla sorunlarınızın kaybolacağına mı inanıyorsunuz? İyisi mi bu yazıyı bir daha okuyun.

Pasif beklentiler içinde olmayın.
Proaktif olun ve geleceğinizi şekillendirin.

Mutluluğun anahtarı olumlu düşünmek mi?

Öncelikle düşüncelerimize bir çeki düzen vermemiz gerekir ki.. mutlu yada huzurlu olabilelim.. Olumlu düşündüğünüzde.. ve neticelerin olumlu sonuçlanmasını istediğinizde.. siz içinizdeki bu gücü kendinizde bulduğunuz zaman.. sanki tüm evren..

o isteğinizin olumlu olarak sonuçlanması için.. sanki.. elbirliği yapmışcasına ilerleyecek.. ve daha az stres.. daha az üzüntü yaşanacaktır.. eğer olumsuz fikirlere takılıp karamsarlığa düşerseniz.. akabinde olumsuzluklar ısrarla üzerinize gelecek sizi ele geçirecek.. ve sizi örümcek ağına düşen bir kurban konumuna sokacaktır.. nasıl düşünürseniz.. o yönde hareket edeceksiniz... büyük ihtimal.. sonuçlarda o yönde gerçekleşecektir..

Mutluluğun anahtarı olumlu düşünmek.. pollayanacılık oynamak.. güllerin dikeni var demek yerine.. dikenlerin gülü varmış diyebilmek.. yarım bardak suyum var demek yerine.. yarım bardakta olsa suyum var diye düşünebilmek.. karanlığa kızmak yerine.. bir mum yakmak.. mutlu olmayı istemek.. ve bunun için çaba göstermek.. beynimizi rahatsız eden düşünceleri disipline etmek..

Stress.. ayrıca sizi üzen, zarar veren etkenlerden uzaklaşmakla mümkün olur.. tabi sabır ve allaha olan inaçta stresle baş edebilmekte çok faydalıdır.. küçük şeylerden mutlu olmaya çalışırsak.. stress minumuma iner..


‘SENARİSTTE BİZİZ YÖNETMEN DE’
En iyi ihtimalin aksine en kötü ihtimale odaklanmanın da kişinin kendi elinde olduğuna dikkat çeken Karaman “Zihinde oynayan filmin senaristi ve yönetmeni biz değil miyiz? Zihninizde yaptığınız işle ile ilgili hangi filmi oynatırsanız bütün kaynaklarınızı onu gerçekleştirmek için harekete geçirmiş olursunuz. Sınavı kazanacağınıza dair zihninizde bir görüntü veya film oluşturursanız beyniniz o sınavı kazanmak için bütün potansiyelinizi harekete geçirir ve başaramayacağınızla ilgili bütün yolları da kapatmaya çalışır” dedi.

‘YAPABİLECEĞİNİ GÖRMEK, YAPABİLİRİM DEMEK’
Kişinin kendi kendini olumlu düşüncelere motive etmesi gerektiğini vurgulayan Karaman “Özgüven kişinin ‘Yapabileceğini görmesi ve yapabilirim’ demesidir. Eğer başaramayacağınızla ilgili bir düşünce oluşturur onun görüntüsünü veya filmini zihninizde görürseniz kendinizi başarısızlık yönünde kilitlemiş olursunuz ve potansiyelinizi kullanamaz hale gelirsiniz. Bu durum ‘Ya başaramazsam, zaten başaramayacağım, bu sefer olmayacak’ gibi düşünceleri beraberinde getirir. Bu düşünceler de sizi donuklaştırır ve eylemsiz hale getirir. Ne gidip gönlünüzce rahat rahat televizyon seyredebilirsiniz ne de oturup ders çalışabilirsiniz” şeklinde söyledi.

‘YA OLMAZSA! DÜŞÜNCESİNDEN SIYRILIN’
Sınav döneminde ÖSS ve OKS’ye hazırlanan öğrencilerde olumsuz düşüncelerin yoğunlaştığını belirten Karaman “Öğrencilerde en çok bu dönemde ‘Ya olmazsa’ düşüncesi oluşur. Bu düşünceyi etkisiz hale getirmenin en iyi yolu ertelemektir ve kendinizi şimdiye, şu an yapmanız gerekenlere odaklamanızdır. ‘Ya olmazsa’ düşüncesini sınavdan sonrasını atın gitsin ve onu olmadığı zaman düşünün. Şimdi sınavda elinizden gelinin eni iyisi yapabileceğinizi, yapabileceğinizin en iyisini yapabileceğinizi düşünün ve olması için ne gerekiyorsa onu yapmaya konsantre olun. Çünkü sizin üzerinize düşün tek bir görev var. O da elinizden gelinin en iyisini yapmak” şeklinde vurguladı.

‘KENDİNİZE ETİKET VURMAYIN!’
Öğrencilerin sınavda en iyiyi yapabilmeleri için ellerinden geldiğince şuanda kalmaları gerektiğine dikkat çeken Karaman “Zihninizle hep şimdide ve burada olun ve önünüze bakın. Ayrıca saat saat yaşayın. Bir saat öncesi ya da sonrası sizi ilgilendirmiyor. Çünkü insanlar bu dönemde saatlik değişirler. Bir saat önce kendinizi iyi hissedersiniz, bir saat sonra bir bakmışınız tam tersine depresif olmuşsunuz. Amaç içinde bulunduğunuz anı iyi değerlendirmektir. Ayrıca önemli bir uyarı, kesinlikle kendinize etiket vurmayın” dedi.

‘PANİKLEMEYİN STRESE GİRMEYİN’
Herhangi bir olumsuz duygu yaşandığında paniklemek yerine sakin bir şekilde gözlem yapılmasının önemli olduğunu söyleyen Karaman “Şu şekilde ‘Eyvah, paniklemeye başladım, strese girdim’ gibi kendinize olumsuz sıfatlar takmayın. Bu durumun sadece o anlık bir durum olduğunu ve geçici olduğunu bilin. Bu tür olumsuz durumlar, yoğunluktan, yorgunluktan, uyku düzenin bozulmasından kaynaklanır. Biraz dinlenip kendinizi toparladığınızda ve kendinize olumlu telkinlerde bulunduğunuzda kontrolü tekrar ele alırsınız. Kalan bu zamanı elinizden gelinin en iyisini yaparak değerlendirin. En kötü ihtimalde bile bu sizin faydanıza olacaktır” şeklinde konuştu.

‘BU BENİM EN İYİ SINAVIM OLACAK’
Sınav öncesinde öğrencilerin olumlu düşünceler içerisinde olmaları adına önemli uyarılarda bulunan Karaman “Son olarak bu süreç için en iyi düşünce tarzı ‘Bu benim en iyi sınavım olacak ve elimden gelinin en iyisini yapacağım’ diye düşünmektir. Neden olmasın ki? Zihninizi neden olmayacağı ile değil, nasıl olabileceği ile meşgul edin. Bu düşünce bütün olumsuz düşüncelerinizi siler. Bu cümleleri yazıp çalışma masanıza asabilirsiniz. Böylece gözünüz daima hedefinizde olsun, çünkü gözünüzü hedefinizden ayırdığınız an engelleri görmeye başlarsınız” şeklinde belirtti.

Hepimizin rüyaları vardır, değil mi? Hepimiz; ailemizde, arkadaşlarımızda ya da diğer kişilerde belirgin bir yolla şu ya da bu şekilde fark yaratabilen, özel insanlar olduğumuza inanmak isteriz. Yaşamımızın herhangi bir anında, gerçekten neleri istediğimiz ve neleri hak ettiğimiz konusunda bir fikrimiz olmuştur.
Bununla birlikte çoğumuz yaşamın güçlükleriyle karşılaşınca, rüyalarımızı unuturuz. Özlemlerimizin geleceğimizi şekillendirmedeki gücünü unutarak, onları bir kenara bırakırız. Güven ve ümidimizi kaybederiz. Yaşamda herşeyi değiştirecek gücün, içimizde uyuyor olduğunu hatırlamayız. Bugünden başlayarak, bu gücü uyandırabilir ve rüyalarınızı yaşama geçirebilirsiniz.
Olumlu düşünme, şüphesiz önemli bir başlangıçtır. Elbette nelerin ne kadar yanlış olduğu yerine, nelerin nasıl çözümleneceği üzerinde durmalısınız. Ancak tek başına olumlu düşünce, yaşamımızı değiştirmek için yeterli değildir. Nasıl düşündüğünüzü, nasıl hissettiğinizi ve yaşadığınız her gün yaptığınızı değiştirmek için, bazı stratejilere ve adım adım neler yapacağınızı gösteren planlara sahip olmanız gerekir.
Yaşamınızda bazı şeyleri değiştirmek ya da geliştirmek istiyorsunuz değil mi? Değiştirmek istediğiniz şeyleri iki grupta toplayabiliriz; ya hislerimizi (daha fazla güven duymak, korkularımızı yenmek, mutlu olmak, geçmişte olanlar için kendimizi daha iyi hissetmek gibi) ya da eylemlerimizi (sigarayı, içkiyi, ertelemeyi bırakma gibi farklı şeyleri) değiştirmek isteriz. Asıl sorun; herkesin bu değişiklikleri yapmak istemesine rağmen, çok az kişinin bunların nasıl yapılacağını bilmesi ve sonsuza kadar sürdürebilmesidir. Bunun için bazı temel teknikleri kullanarak, yaşamınızın kalitesini denetlemeye ve değiştirmeye başlayabilirsiniz.
Şu anda bu sürecin sizin lehinize çalışması için gerekli olan tek şey, değişimin mümkün olduğuna inanmakla işe başlamaktır. Geçmiş önemli değildir. Geçmişte işe yaramayan hiçbir şeyin, bugün yapacaklarınızla herhangi bir şekilde ilgisi yoktur. Şu anda yapacaklarınız, geleceğinizi şekillendirecektir. Hemen şimdi kendi kendinizin dostu olmalısınız. Olanlar için kendinizi yıpratmak yerine, derhal sorunlarınızın çözümü üzerinde yoğunlaşmalısınız.
YILGINLIK HİSLERİNİZİ TERSİNE ÇEVİREBİLİRSİNİZ
Yaşamda sık sık, gerçekten kontrol edemeyeceğimiz olaylar olur. Çalıştığımız şirket küçülür ve işten çıkarılabiliriz. Eşimiz bizi terk edebilir. Aile fertlerinden biri hasta olabilir ya da ölüme çok yaklaşabilir. Bu gibi durumlarda artık yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmadığı hissine kapılabiliriz.
Belki de bir iş bulabilmek ya da sadece kendinizi daha mutlu hissedebilmek için, bildiğiniz her şeyi denemiş olabilirsiniz. Hiçbir şey işe yaramamış gibi gözükebilir. Elimizden gelenin en iyisini yaparak, yeni bir yaklaşımı denediğimizde hala amacımıza ulaşamamışsak, genellikle bunları tekrar denemeyiz. Niçin? Çünkü hepimiz acıdan kaçmak isteriz! Hiç kimse başarısızlığı tekrar yaşamak istemez. Hiç kimse sadece hayal kırıklığına uğramak için, bütünüyle kendisini vermez. Genellikle bu hayal kırıklığı deneyimlerinden sonra, tekrar denemekten vazgeçeriz! Böylece hiçbir şeyin işe yaramayacağına inandığımız noktaya geliriz.
Halbuki yanılıyorsunuz. Her şeyi yapabilirsiniz! Bugün, algılama ve eylemlerinizi değiştirerek yaşamınızdaki herhangi bir şeyi değiştirebilirsiniz.
Yaşamınızı tersine çevirmede ilk adım, bir şey yapamayacağınız ya da çaresiz olduğunuza ilişkin inancınızdan kurtulmaktır. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Genellikle insanlar geçmişte denediklerini, fakat başaramadıklarını söylemektedirler. Yaşamım boyunca geçmiş geleceğiniz değildir ifadesini sık sık kullandığımı hatırlatmak isterim. Dün ne yaptığınız önemli değildir, şimdi ne yaptığınız önemlidir. Bugün yapacaklarınız üzerine yoğunlaşırsanız, her şey daha iyi olacaktır.
Mesaj basittir. Amaçlarınızın peşinde giderken, sabırla ve esneklik duygusunu kaybetmeden, yoğun ve sürekli eylemde bulunur ve çözüm yoktur duygusunu bir kenara bırakırsanız; eninde sonunda istediğinizi elde edersiniz. Derhal, küçük bile olsalar, bugün yapabileceğiniz eylemler üzerinde yoğunlaşmalısınız.
KARAR VERMEK
Daha önce yaşamınızın herhangi bir kısmını değiştirebilecek güce sahip olduğunuzu söylemiştim. Peki, o nerededir? Onunla nasıl anlaşacağız? Hepimiz yeni sonuçlara ulaşmak için yeni eylemler yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz, fakat hepimiz eylemlerimize bir kararın babalık yaptığını anlamak zorundayız; kararın gücü, değişimin gücüdür. Tekrar belirtmeliyim ki, yaşamımızdaki olayları her zaman kontrol edemeyiz, fakat bu olaylarla ilgili olarak ne düşüneceğimizi, neye inanacağımızı, ne hissedeceğimizi ve ne yapacağımızı kontrol edebiliriz. Yaşamımızın her anında kendi kendimizi kabul etsek de, etmesek de; yeni seçimlerimizin, yeni eylemlerimizin ve yeni sonuçlarımızın nedeninin sadece bir ya da iki karara bağlı olduğunu hatırlamalıyız. SONUÇTA GELECEĞİMİZİ; YAŞAM KOŞULLARIMIZ DEĞİL, VERDİĞİMİZ KARARLAR BELİRLER.
BAŞARININ    SIRLARI
      Sevgili Arkadaşlarım!
      Bazı prensipler vardır ki,  bu   prensipleri  uygulayan  kim  olursa  olsun;  başarı kaçınılmaz olur.   Bizleri  başarıya  götüren   bu   prensipleri  şöyle  sıralayabiliriz:
            Az yemeye dikkat edin; çünkü dolu mide dikkati dağıtır.
            Daima azimli olun.
            Düşüncenizi dağıtmayın.
            Bugünün işini yarına bırakmayın, planlı olun.
            Her işinizi yaşamın en önemli ve tek işiymiş gibi yapın.
            Aklınızı çalıştırarak okuyun.
            Bir işe başlamadan önce, o işle ilgili zorlukları düşünüp gözünüzü              
       korkutmayınız.
            Eksiklerinizi düşünüp, korkmayın ve tedbir alın.
            Dikkatli olun, deha dikkati değil; dikkat dehayı doğurur.
            Kafanızdan olumsuzlukları çıkarın, kendinize güvenin.
            Zorluklar başarının gıdasıdır; unutmayın!
            Her hatayı yapabilirsiniz; fakat bir hatayı iki kez yapmayın.
            Her ortamda dinleyici olun, daima öğrenmeye çalışın.
            Konuşmanızın yararlı olacağını düşünüyorsanız korkmadan konuşun.
            Sözlerinize dikkat edin; herkesin kaldıracağı şekilde az ve öz konuşun.
            Delillere dayanarak konuşun.
            Sizi dinleyenlere kendinizi değil; onları ilgilendiren konulardan bahsedin.
            Önce düşünün, sonra konuşun.
            “İnsan ne kadar akıllı olursa olsun, cahillerin yanında cahildir”. Bunu 
       unutmayın!
            Tartışmaların galibi olmayacağınızı unutmayın.
            Kendinizi kusursuz görmeyin, sağlığınıza dikkat edin, ciddi
 olun ve beklemeyi öğrenin.
            Sabrın önce insana zehir gibi geldiğini; fakat davranışlara yerleşince
       bal olduğunuunutmayın.

Başarının sırları...

  • Belirli zaman aralıklarında belli hedeflere varmaya çalışın. Meselâ elinize aldığınız yüz sayfalık bir kitabu, o gün yatmadan bitirmek gibi.. veya 12 ciltlik temel bir eseri, herbir cildini bir ayda bitirerek bir yılda okumak gibi...
  • Lüzumsuz sohbetlerden kaçının
  • Her gece o günün değerlendirmesini yapın...
  • Meşguliyet değiştirerek dinlenin.. Bir işi bitirdiğinde başka bir işe başla ve yorul.. (inşirah.7) ayetindeki ilâhi mesaja kulak verin... gerçek istirahati kabre bırakın..!
  • Batan güneş için ağlamayın.. yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin...
  • Denemeden bilemezsiniz..!
  • Hayattaki engeller aşılmak içindir.. takılmak için değil...
  • Bir kapıyı vurmazsanız kapı açılmaz...
  • Şevksiz insan, benzini bitmiş arabaya benzer.. hareket etmeye bile üşenerek canlı cenazeye döner...
  • Başarılı olabilmek için, konunuzla ilgili çalışmaları yakından takip edin..
  • Başarılı insanlarla görüşün.
  • Kafanızı sakin tutun.
  • Derdi hissi hale sokmamalısınız.. unutmayın yiğit düştüğü yerden kalkar.. kendinize acımayın..
  • Problemleri dert etmeyin. Problemi değil, çözümü düşünün.
  • Hiçbir başarı yoktur ki bir çalışmanın ve beklemenin sonucu olmasın.. beklemek önemlidir..
  • Kuvvetle istemelisiniz..
  • Ulaşılabilir bir hedefiniz olmalı..
  • Umudunuzu kaybetmemelisiniz.
  • Bir defa gayretle netice alacağınızı sanmayın. Kale kapısı bir defada açılmaz unutmayın..!
  • Sabırlı ve kararlı olmalısınız
  • Güzel bir ahlak herşeyi olumlu düşünmeye vesiledir.
  • Yeteneklerinizin neler olduğunu keşfetmelisiniz. Her insana farklı kabiliyetler verilmiştir.
  • Hergün yarım gün çalışın..
  • Tedbirli olun ama korkak olmayın. İnsan yönetimini bilin..
  • Düşmanlarınızı düşünerek vakit harcamayın..
  • Doğru, samimi, neşeli ruh halinizi koruyun..
Kalbiniz nasılsa öyle olursunuz.
BAŞARININ SIRLARI (ALEXİS CARREL)

bullet
Bazen doğru olan şeyler pratikte yanlış olabilir.
bullet
Gerçek araştırması yaparken, aklın görüşüne değil, deney sonuçların göre hareket edilmelidir.
bullet
Üstünlük ve öncelik ekonomide değil insandadır.
bullet
Hiçbir şeyi bulunmayanların hürriyeti bir gecekondudan başka bir gecekonduya gitmekten başak bir şey değildir.
bullet
Gerçekte insan haklarının olmadığını insan ihtiyaçları olduğunu kabul etmek lazım. Başarı için bu ihtiyaçların karşılanması gerekir. Hak ne kadar felsefi ise, ihtiyaçta o kadar ilmi bir prensiptir.
bullet
Zeka düzeyi ve sağ duyunun düşük olması, alkollü içkilerin ve her türlü aşırılıkların acı sonucudur. Gelenek ve göreneklere uymamak bu sonucu hızlandırır.
bullet
İnsan ancak düştüğünü fark ederse ayağa kalkabilir.
bullet
Medeniyet mukadder bir hastalıktır.( Duayen Inge)
.........

bullet
Bağımsızlığına kavuşan insan, gökyüzünün sonsuzluğunda süzülen bir kartalla asla kıyaslanamaz.
bullet
Hürriyetine kavuşan insan, daha çok, yuvasından kaçak ve araba gürültüleri  arasında avare dolaşan köpeğe benzer. Şüphesiz bu insan, tıpkı bir köpek gibi keyfince hareket edebilir fakat nereye gideceğini ve tehlikelerden nasıl korunacağını bilemez.
bullet
İnsanları kendi hallerine bırakma politikası fert hayatında olduğu kadar milletlerin hayatında da felaket tabir edilebilecek sonuçlar doğurur.
bullet
Kar tutkusu, her şeyi temin eden paraya tapınmayı getirir.
bullet
Para bütün istekleri karşılar çünkü istenenler sıradan şeylerdir.
bullet
Hayat gayesiz ve disiplinsiz olunca eğlence bataklığına akıyor.
      ........

bullet
Tabii kanunlar buluştan değil keşiften doğarlar.
bullet
Hür olmak duygusu aldatıcı da olsa güvenlik hissi veriyor.
bullet
Kilit için anahtar ne ise, insan içinde çevre odur.
bullet
Hayat şartlarının zorluğu, insanın için yükselmesi için zorunludur.
bullet
Bize tabiata bağlı olmadığımız duygusunu veren hür olma hissidir.
bullet
Çıktığımız aleme bizi bağlayan değerleri hiçbir zaman değiştiremeyiz.
bullet
Aslımız ne ise öyle kalmamız gerekiyor.
bullet
Her şeyin hareketi, yapısının özelliğidir.
bullet
Bilincin doğması, içgüdüyü uzaklaştırdı.
bullet
Akıl rehberlik konusunda içgüdüden daha zayıftır. Akıl, hiçbir zaman sürekli bir medeniyet kurmaya yetmemiştir.
bullet
Dünyadaki hayatımızı kolaylaştırmak için çevremize ait bilgileri iyi toplayıp analiz etmemiz gerekiyor.
...........

bullet
İnsanlık için en güç olan şey gerçeği yakalamaktır.
bullet
Gerçek gözlem ve tecrübelerle bulunabilir.
bullet
Hayat tarzı için zaruri olan realite kendi seviyemizde normal tecrübe sahamızda elde ettiğimiz gerçekliktir.
bullet
Bizim gerçeğimiz, günlük hayatın çalışmaları, ıztırapları ve sevinçleridir.
bullet
Çevremizi ne kadar iyi tanırsak, o kadar başarılı oluruz.
bullet
Hayattaki hareket tarzımız, eşyanın yapısında gösterilen tarza uygun olmalıdır.
bullet
Medeniyet hastalığının sebebi, tabii kanunlara itaatsizliktir.
bullet
İnsanın ufku çok dardır.
bullet
Tabiatı tashih etme gücüne sahip olduğumuzu zannetmek büyük ve boş bir gururdan öteye geçmez. Tabiat ancak Allah’ın eseridir.
bullet
Tabiata hakim olmak için Ona boyun eğmek gerekir.        
bullet
Hiçbir düşünce sistemi herkes tarafından kabul edilmiş değildir.
bullet
Hayat kanunlarını ancak hayatı araştırarak çıkarabiliriz.
...........

bullet
Hayatın kanunları: hayatın muhafazası, ırkın yayılması, aklın yükselmesi.
bullet
Ölüm korkusu yaratılıştandır.
bullet
Hayat ancak mücadele ve gayretle korunabilir.
bullet
Tarihin her devrinde insan, savaşarak ölmeyi şeref saymıştır.
bullet
Canlılar arasında yalnız insan bazen ölümü tercih eder.
bullet
Bütün canlılar arasında yalnız insanoğlu cinsel isteklerine iradesiyle karşı koyabilir.
bullet
Aşk ölümden kuvvetlidir.
bullet
Yangın nasıl bir alevi aşıp giderse, aşk da öyle arzuyu aşıp gider.
bullet
Aşk bir varlığı diğer varlığa verdirir.
bullet
Devamlılık, huzur ve mutluluk insanların gelişmesi ve kendini bulabilmesi için şarttır.
bullet
İnsan sevgiye, anne de sevmeye muhtaçtır.
bullet
Kaderi dikkate alan insanlar rahat bir hayat için yaşarlar.
bullet
Maeterlinck: “sevmeden görmek, karanlığa bakmaktır.”
bullet
Zekayı duygudan ayırmak, muhakeme gücünü azalttığı gibi arzu edilen sonuca da ulaşmamızı engelliyor.
bullet
Bilgiyi ilerletecek olanlar yalnız zeka uzmanlarıdır.
bullet
İhtisas tıpkı bir sis gibi bizi gerçeklerden ayırıyor.
bullet
Hayatın sırrı, kendisindedir.
bullet
Akıl irade gücü olarak yükselince, hem zeka, hem muhakeme, hem kendine hakim olma ve hem de ahlak güzelliği olarak görülür.
bullet
İnsanı dağın doruğuna ulaştıran yol, herkes için sarp ve zor, herkes için güzeldir.
bullet
Fedakarlık olmadan manevi yükselme de olmaz.
bullet
Güzellik ve gerçek saygısı olanlar bütün güçleri ile Allah’a doğru uzanırlar.
bullet
İnsanı kaderinin zirvesine ulaştıran muhakeme değil, duygudur. Akıl, ızdırap ve arzu ile büyür. Bu anlamda, Allah’a ulaşmak da gayenin sırrı olur.
bullet
Manevi olgunluğun şerbetini çok az insan içer, çünkü bu ısrarlı bir iradi gayreti ve nefis terbiyesini gerektirir.
bullet
Bilhassa psiko-fizyolojik, yani ilahi lütuf şartlarını bilenler, zirvedeki aydınlık yola girmiş sayılırlar.
bullet
Hayvanlığa yakın olanlar sadece maddi değerleri elde etmek için çırpınırlar.
bullet
Bizi ışık ve saadete kavuşturacak olan yalnız manevi değerlerdir.
bullet
Çağların karanlığından bu yana hayatı yolunda yürütenler kahramanlar ve şehitlerdir.
........

bullet
Bazılarına göre iyi, tabiata ve Allah’ın iradesine uygun olandır. Kötü ise, cehalete, adaletsizliğe, şeytana uymaya denk düşmektedir.
bullet
Aristippe de Cyrene: “zevk iyi, acı ise kötüdür.”
bullet
Tabiat, sadece Allah ile izah edilebilir.
bullet
İyi insan yaratılışın eğilimlerine uygundur.
bullet
En büyük iyilik, hayatın tamamen insani olan görünüşü altındaki başarı ile birleşmesidir.
bullet
Bireylerde olduğu gibi müesseselerde de iyi, vücudumuz ve aklımıza uygun olan, kötü ise buna karşı olandır.
bullet
Günah, eşyanın düzenine uymayı reddetmektir.
bullet
İnsan hayatını yıkmaya, bölmeye, kısaltmaya dayalı her fikir ve hareket bir günahtır.
bullet
İnsanın komşusundan nefret etmesi de günahlardandır. Çünkü nefret beden ve aklı tahrip eder. Günah işlem alışkanlığı da kusurların başında gelir.
bullet
Fazilet de sadece iyiliği bilmek değildir. O, insanın iradesiyle yapacağı bir hareket manzumesidir.
bullet
Hayat kendine karşı gelenleri er veya geç yok eder.
bullet
Günah hür olma haliyle birlikte ortaya çıktı.
bullet
Toplumun görevi cezalandırmak değil, üyelerini korumaktır.
bullet
Nesilleri bozmak büyük bir günahı teşkil eder, bunu unutmamak lazımdır.
.............

bullet
Günah, isteyerek veya istemeyerek kötülük etmektir.
bullet
Kusur ve kötülük, günah işleme halidir.
bullet
Günah er veya geç çöküşü veya ölümü getirir.
bullet
Kalbin görevi nasıl düzenli bir şekilde çarpmak ise, insan vücudunun asıl görevi de bilinci geliştirmektir.
bullet
Akılla eski davranışların vahşiliğini ortadan kaldırdık.
bullet
Rasyonel olabilmesi için hareketimiz organik ve zihni hayatımızın bünyesine uygun olmalıdır.
bullet
Hareket kuralları: kişisel hayat disiplini, insani ilişki kuralları, hayatın nakli disiplini.
bullet
Namuslu olmak, ahenkli ve kuvvetli bir şahsiyetin ifadesidir.
bullet
İnsan ekonomi yaparak zengin olmaz, çalıştığı parayı işleterek zengin olur.
bullet
İnsanın komşusundan nefret etmemesi anlamlıdır fakat onu sevmesi daha da güzeldir.
bullet
Hayatımızı iyi kullanarak, bizden sonra gelecek kuşaklara daha fazla gelişme potansiyeli bırakmamız gerekiyor.
bullet
Ormanda yolunu şaşıran ve kaybolan bir çocuk gibi modern insan da kendi oluşturduğu dünyada başıboş bir şekilde dolaşmaktadır.
bullet
Tehlikeli bir yolculuk olan hayatımız için bir yol kanununa, bir varlık teknolojisine, bir lidere ihtiyacımız vardır.
bullet
Irkın çoğalması kuralları, neslin gelişmesi ile aynı orantıda ele alınmalı.
bullet
Modern toplumun felaketlerinden biri de genç kızların annelik duygusuyla yetiştirilmemesidir.
bullet
Çocukların üst düzeyde gelişebilmesi için istikrarlı ve düzenli bir aile çevresine ihtiyaç vardır.
bullet
Çocuklardaki yaramazlığın, kabalığın ve nankörlüğün sebebi anne-babanın bencilliği, cehaleti ve zaafıdır.
.........   

bullet
Organik hayata zararlı olan her şey ruhsal hayata da zararlıdır.
bullet
Akıl, yalan ve dolanla gelişmez.
bullet
Herkes hayatının bir döneminde başkalarının öğüdüne ve yardımına muhtaçtır.
bullet
Emerson: “hiç kimse bir şey etmeden dua etmemiştir.”
bullet
Vücut ve aklın tam gelişmesi, inzivanın yardımı olmadan gerçekleşmiyor.
bullet
Kendini disiplin altına alan insan bunun ödülünü mutlaka alır.
.........

bullet
İnsan, kendi dışında olan gelişmelerin önüne geçemez.
bullet
Bazen akıl için hayat feda edilebilir ancak hayat için akıldan vazgeçilemez.
bullet
Bireyin hayatı, gelecek neslin hayatından daha az önemlidir çünkü tabiat, bireyi toplumların geleceğine feda eder.
bullet
İnsanlar, manevi ve sosyal hayatlarında olduğu gibi fizyolojik  hayatlarında da bir lidere ihtiyaç duyarlar.
bullet
İnsanlara kendilerini yönetmelerini öğretebilmek için, çağın bilgilerini kendinde toplayan din adamı vicdanına sahip rehberlere ihtiyaç vardır.
bullet
Hayatta başarının sırrı disiplinlere sıkı sıkıya bağlı kalmaktır.
bullet
Gurur gözlerimizi kör ediyor.
bullet
İsyan, acı ve ızdırabın üstesinden gelebilmek için yoğun bir iç savaş yaşamak zorundayız.
bullet
İnsanı muhakeme değil, inanç harekete geçirir.
bullet
Akıl, yolu aydınlatmakla yetinir, bizi asla ileriye doğru götürmez.
bullet
Akıllıca hareket edebilmek için hem duyguya, hem akıla ihtiyacımız vardır.
bullet
Aklın yön vermediği duygu çok tehlikelidir.
bullet
Bencilliğin işgal ettiği bölgelerimizi ancak aşkın gücü ile yıkabiliriz. Heyecan kıvılcımlarının panzehiri aşktır. Hayatın yükselmesi için aşık olmak zorundayız. Aşk içimizin korudur.
bullet
İyi bir insan da ahlak disiplinine Allah aşkı ile sahip olabilir.
bullet
Korkmayanlar, sadece delilerdir.
..........

bullet
İnsan sürekli çözülmemişi çözmek için uğraşır.
bullet
İnsanların problemlerinin çözümü ancak dini bir disiplinle mümkün olur.
bullet
Düşünen insanlığın, nereden gelip nereye gittiğimiz sırrını endişe ile soran sorulara cevap veremeyen bilimin daha çok genç olduğunu biliyoruz. Bilim, aklın tabiatını henüz bilmiyor.
bullet
Hayatın ve bilincin temelini araştırmak gereksizdir, çünkü bu fenomenlerin hiçbir tanığı olmamıştır.
bullet
İnsan her şeyden önce bilinçten ibarettir.
bullet
Biz zekayız, duyguyuz.
bullet
Duygu, gerçekleri zekaya göre daha çabuk kavrayıp, algılar. Zeka hayata dıştan bakar. Duygu ise hayatın içindedir.
bullet
Pascal: “kalbin idrakini akıl almaz.”
bullet
Şair gerçeği bilginden daha iyi kavrar.
bullet
Allah’ı aramak büyük bir ihtimalle, aklımızın zorunlu bir sonucudur.
bullet
İnsan kendine uygun bir düşünce sistemi içinde Allah’ı bulmuştur.
bullet
Allah ihtiyacı, dua ile gerçek ifadesini bulur. Dua, bir ızdırap haykırışıdır, bir yardım dileği, bir aşk ilahisidir.
bullet
Mistisizm ruhun özüdür.
bullet
Allah’ı tecrübe ile aramak zorlu bir çaba gerektirir.
bullet
İnsanın Allah’a ulaşması, kendindeki dünya imajlarını silmesiyle mümkün olur.
bullet
Ruh dünyamıza, madde dünyasına verdiğimiz önemi ve objektifliği verirsek kurtuluşa ereriz.
bullet
Ölümün anlamı üzerine biraz düşünürsek, hayatta oluş sırrımızı da çözeriz.
bullet
Bize kendimizi öğretmeyi hiç kimse öğretmedi.
...........

bullet
Kendini yönetmek, zeka ve karakterin işidir.
bullet
Hayatımızı akıllıca sürdürebilmek için hem teorik, hem de pratik bir çıraklık devresi şarttır.
bullet
Hayat taklitlerle gelişebilir.
bullet
İnsan ancak kendisinin inandığı şeyi öğretir.
bullet
Eğitim, pratik olarak sınavlara hazırlanmakla sınırlı kalıyor.
bullet
Şu anda öyle bir döneme girildi ki, ya başaracağız veya yok olup gideceğiz.
bullet
Bir milletin kuvveti, savaşta olduğu gibi barışta da disiplini ile ifade edilir.
bullet
Başarı, kuvvet, vücudun iyi olması, ırkın ve aklın çalışmasıdır.  
bullet
Önemli olan şey para veya şeref değil, insanın kendi kendisini yönetebilmesidir. Hayat, bünyenin gerektirdiği şekilde idare edilirse başarılı olunabilir.
bullet
Liberalizm ve Marksizm, insanlara hayalarını geliştirebilecek yöntemleri sunmadığı için çöktü.
bullet
İnsan kontrole değil, emniyete muhtaçtır. Kendini emniyette hissettiği anda üretimini, ideallerini gerçekleştirmek için çabalar.
bullet
Hayatın başarısı bir ihtilal ister.
bullet
Biz hayat hakkındaki yaklaşık fikirleri değil, hayatın kendisini takip etmek zorundayız.
bullet
Aklın yükselmesi konusunda ekonominin yerine insanı koymak zorundayız.
bullet
Hayata yeniden sarılmaya ilk önce kendimizden başlamak zorundayız.
bullet
Mutluluk hareketsizlikte ve kolaylıkta değil, kuvvettedir.
bullet
Aklını yükseltmek için gerekli gayreti gösteren ve onu çıkarabileceği en yüksek noktaya çıkaran kişi, hayatta başarıya ulaşmış sayılır.
bullet
Toplum bireyin gelişmesi için gerekli şartları tesis etmek zorundadır.
bullet
Yeryüzündeki genel hayat başarısı, kişilerin önce kendilerine daha sonra da birbirlerinin gayretlerine verdikleri öneme bağlıdır.
bullet
Ortak hayatın başarısı, kardeşlik sevgisi, sosyal sınıfların ortadan kaldırılması ve herkesin mülkiyete katılması ile mümkün olabilir.
bullet
Ahlak çöküntüsünün önüne dini gerçeklerle çıkarsak problemleri aşmış oluruz.
bullet
Genel olarak mutluluğumuz veya mutsuzluğumuz, atalarımızın tutum ve davranışlarının bugünkü halimize yansımasıdır.
bullet
Her çağ, bir öncekinin mirasçısı veya kurbanıdır.
bullet
Toplum, bütün kesimlerinde uzun süre izler bırakmış anlayışlarla anlam kazanır.
bullet
Herkes, kendinden sonraki nesillere gelişme imkanı verecek sahayı sunmalıdır. Hiç kimseye, kendi içine, ailesine veya ihtisasına kapanıp kalma izni verilmemiştir.

BAŞARININ SIRLARI
Çevremdeki kendi işini kurma aşamasında olan insanlara, girişimlerinde başarılı olmayı garanti etmek için neler yaptıklarını sorarım.Her zaman da pek fazla garantilerinin olmadığı cevabıyla karşılaşmışımdır.Bir iş için ideal olduğu saptanmış olan bir strateji, bri başkası için tamamen farklı ve olumsuz sonuşlar doğurabilir.Bunun yanı sıra bazı işlemler vardır ki, iş hayatında başarı ya da başarısızlığı doğuracakları hemen hemen ispatlanmıştır.

Başarıyı getirenler:
• Eğitimli ve istekli personelle çalışmak
• İş yerinin geliştirdiği doğru imaj
• Doğru ürün veya hizmeti seçerek, uygun şekilde geliştirmek
• Her zaman sunulan mükemmel müşteri hizmet

Başarısızlığı getirenler:
• Kişisel ve mesleki yetenekleri değerlendirme eksikliği
• Her hangi bir iş planı hazırlamamak
• Yetersiz finansal destek
• Yanlış personelle iş yapmak
• Kötü müşteri hizmetleri
• Çevreden gelebilecek yardımlar konusunda isteksizlik

BAŞARI İLE İLGİLİ SORU VE CEVAPLAR
*Ne tür bir iş yapmaya başlamalıyım?
Bu çoğunlukla sizinle ilgili bir durumdur.Eğitim, sanatsal veya mesleki özelliklerinizi , ,yönetim yeteneğinizi ve finansal kaynaklarınızı göz önünde bulundurmalısınız.Vereceğiniz kararda bu özellikleriniz rol oynamalı.Kişisel yeteneklri içeren testelerin bulunduğu kitapları okuyarak onlardan yararlanabilirsiniz.

*Başarılı olabilmem için benim şansım ne olabilir?
Yetenekleriniz ve finansal destekleriniz ne olursa olsun, başarı garantilenemez.Fakat tecrübeler, günlerinizi metodlu olarak planlarsanız, planlarınızı objektif olarak değerlendirirseniz, işlemlerinizi sıklıkla gözden geçirirseniz, başarı konusundaki şansınız oldukça yüksek olacağını ortaya çıkarmıştır.

*Yeni bir işe başlamak için ne kadar para gereklidir?
Bu sizing başlamak istediğiniz işe göre değişir.Genelde, hizmet sunan iş kolları, üretim yapanlardan daha az sermaye gerektirir.Bir binaya mı ihtiyacınız var?Bir atölye, makine ve diğer araçlara mı ihtiyacınız var?İhtiyaçlarınızı yeni mi alıyorsunuz yoksa elden düşme mi?Bu ihtiyaçları alıyormusunuz yoksa kiralıyormusunuz?Tüm giderlerinizi içine alacak bir iş planı çizmeli ve bu planda kısa ve uzun vadeli ödemelerinizin ve alternatif ödeme metodlarının ölçümlerini yapmalısınız.

*Kaç saat çalışmalıyım?
Kendi işiniz olduğu zaman pazarlamadan bakıma kadar herşeyden sorumlu duruma gelirsiniz.Bu yüzden ilk bir kaç yıl günde 10-12 saat çalışmayı göze almanız gerekir.Kendinizin ve ailenizin ihtiyaçlarını dikkate almayı da ihmal etmemelisiniz.

KENDİMİZİ SORGULAMAK
Hepimiz kendi işimiziyürüttüğümüzü, patron olduğumuzu, kararları kendimizin aldığını düşünmekten hoşlanırız.Ancak kendi kendimizi kandırmamalıyız.Dönüşü olmayan noktaya doğru adım atmadan once, iş hayatında sunacaklarımızın yeterli olduğuna %100 emin olmalısınız.Kendinize yakından bakmak için zaman ayırın. Yakınlarınızın ve arkadaşlarınızın görüşlerini alın. Kendinize karşı dürüst olun .Başkalarının söylediklerini dinleyin.Bu, kendinize ve kuracağınız işe başarı şansı vermenin tek yoludur.Kendinize neden kendi işinizi kurmak istediğiniz sorusunu sorun.
*9-5 rutin çalışma düzenini bozmak için mi,
*Kimseye hesap vermek zorunda olmamak için mi,
*İstediğinizi, istediğiniz zaman yapmak için mi,
*Yaşam standartlarını yükseltmek için mi,
*Mevcut işinizden sıkıldığınız için mi,
*Yoksa, iş hayatına sunacağınızın iş hayatında bir ihtiyaç olduğunu bildiğiniz için mi,

Yukarıda sayılan bazı sebepler diğerlerinden daha iyidir.Fakat unutmayın ki, her birinin oluşturabileceği bir dezavantaj vardır.Örneğin 9-5 rutin çalışma saatlerinden kaçmak, sizi haftada 6 veya 7 gün, sabah saat 6 dan akşam 10 a kadar çalışmak zorunda kalabilirsiniz.
Kişinin kendi analizini yapması hiç kolay değildir.Ancak bu konuyu ciddiye alın.Bu sizing belki de başkalrının geleceğini etkileyecektir.
*Doğuştan bir lider misiniz?
*Kendi kararlarınızı kendiniz verebiliyormusunuz?
*Diğer insanlar önemli konularda sizin tavsiyenizi alıyorlar mı?
*Kendi ayaklarınız üzerinde durabilirmisiniz?
*Güçlü ve disiplinli misiniz?
*Diğer insanlarla iyi geçinebilirmisiniz?
Kendi işinizi yürütmenin ne anlama geldiğini dikkatlice düşünün.
*Gerektiğinde haftada 6-7 gün, günde 12-16 saat çalışabilirmisiniz?
*Bu yükü yüklenmek için gerekli fiziksel ve zihinsel dayanıklılığınız mevcut mu?
*İşiniz tamamen rayına oturana kadar geçen sure esnasında normal hayat standartlarınızın altında yaşamaya hazırlıklı mısınız?
*Kötü zamanlarınızda aileniz destekçiniz olur mu?
*Brikimleriniz kaybeymeyi kaldırabilecek mali gücünüz var mı?

Daha once de bahsettiğim gibi, hiçkimse başarılı bir iş yürütmek için gereken tüm yetenek ve tecrübelere sahip değildir.Fakat bu konuda olmazsa olmayan bazı özellikler vardır.Bunlar olmadan başarılı olma şansınız oldukça düşecektir.
*Başlamak üzere olduğunuz işe benzer bir işte daha once hiç çalıştınız mı?
*Kuracağınız iş için gerekli olan temel özelliklerin neler olduğunu biliyormusunuz ve bu özellikler sizde var mı?
*Mülakat esnasında diğer insanların yeteneklerini fark edbiliyormusunuz?
*Daha once hiç yönetim veya supervisorlık gibi bir pozisyonda hiç bir eğitim çalıştınız mı?
*İş yönetimi ile ilgili hiçbir eğitim aldınız mı?
*Gereken özelliklere sahip olana kadar, planlarınızı erteleyebilir misiniz?
Eğer bu soruların herhangi birine “hayır” cevabını verdiyseniz, şu an için bir iş kurmanın doğru bir adım olup olmadığını dikkatice gözden geçirmelisiniz.Planlarınızı tamamen silmeyin tabi ki gelecek zamanda hedeflerinize ulşamak için farklı bir fırsatla karşılaşabilirsiniz.

İŞ SAHİBİ OLMAK
Vermeniz gereken önemli olan kararlardan biri de daha once mevcut olan bir işi (firma, kuruluş, mağaza vs.) devralmayı mı planlıyorsunuz, franchazingin bir parçası olacaksınız, yoksa bir satış organizasyonuna mı katılmayı mı planlıyorsunuz.Seçiminiz iş hayatına girerken almayı düşündüğünüz finansal risk derecesine ve kişisel yeteneklerinize bağlı olmalıdır.Her birinin avantaj ve dezavantajlarını hesaplamalısınız.
SEÇİMLER
Tamamen yeni kurulan bir işletme:
Avantajları:
*Tamamen yeni kurulan bir işletmede işin tamamiyle sahibi siz olursunuz. Girişiminizin başarı ve gelişimini adım adım izleyebilirsiniz ve bu sizing tamamen kendi başarınızdır.

*Yenilikler, değişiklikler yapmak ve yaratıcı olmakta tamamen özgürsünüzdür.Kendi fikirlerinizi üretirsiniz ve onları hayata geçirme şansınız vardır.
*Kendi kararlarınızı kendiniz alırsınız, hiçkimseye hesap vermezsiniz.
Dezavantajları:
*Alınan risk çok büyüktür.Yeni kurulan işletmelerin çoğu başarısızlıkla karşılaşmıştır.
*Herşey kendiniz yapmak zorunda kalırsınız.
*Hangi hizmeti vereceğiniz veya ürünü satacağınıza siz karar verirsiniz.Firma ismini siz seçmeli, personel edinmeli ve kendiniz reklem vermelisiniz.
*İş sizzle birlikte işler.

Mevcut bir kuruluşu(firma, mağaza vs.) devralmak:
Avantajları:
*Gerekli alt yapı hazırdır.
*Müşteri potansiyeli önceden mevcuttur.İşletmenin müşterileri zaten vardır.
*Mevcut işletmeyi, ürünü ve hizmeti tanıtıma gerek yoktur.Zaten biliniyordur.
*Daha önceki performans kayıtları satış potansiyelinin ve getirisinin ne olacağını gösterir.
*Banka ve benzeri kuruluşlar, inceleyebilecekleri önceki satış kayıtlrı olduğu için, daha kolay finansal destek verirler.
*Yepyeni bir iş yeri kurmaktan çok daha az risklidir.

Dezavantajları:
*İşletmenin uzun vadeli ve köklü problemleri mevcut olabilir.Kısa vadede gözükmeyen mali zorluklar gibi.
*Firmanın tanıtımı önceki sahibi ile orantılıdır.Düşük hizmet kalitesi kısa zamanda üstesinden gelinmesi zor tanıtımdır.Firmaya yeni bir kimlik oluşturmak ve kendi sunduğunuzla ayakta kalmak veya düşmek zaman alacaktır.
*İşletmenin daha önceki sahibi size rakip yeni bir iş kurabilir ve böylelikle sizdeki müşterileri geri alabilir.
*İşi yürütmek sermaye ister.

Franchansingin bir parçası olmak:
Avantajları:
*Ticari ve finansal risk düzeyi düşüktür.Firmanın alt yapısı iyi kurulmuştur.Ürün ve pazarlama stratejisi geliştirilmiş ve ispatlanmıştır.
*Müşteri potansiyeli mevcuttur veya müşterilerin firma ismini görmeleri ile kendiliğinden oluşur.
*Franchasingde bağlı olduğunuz firma gerekli eğitim ve desteği sağlar.

Dezavantajları:
*Kendi işine sahip olmanın verdiği ta

Başarının sırları, Nasıl başarılı olabilirim, Başarma arzusu taktikleri
İşte başarının beyindeki izleri
Niçin bazı insanlar başarma arzusu ile doğarken, bazıları dışarıdan destek görmediği zaman olduğu yerde sayıyor? Niçin bazılarının tutku fitili hiçbir zaman ateşlenmiyor? Bir ailenin bazı üyeleri çok başarılı bir çizgi tuttururken, niçin aynı ailenin başka üyeleri başarı merdiveninin en alt basamaklarında debelenip duruyor?Doğa, aslında toplamı sıfır olan bir oyundur. Aileniz için avladığınız her hayvan, başkalarının bir hayvan eksik yemesi anlamına gelir. İşgal ettiğiniz her toprak, diğerlerinin daha az toprakla yetinmesini gerektirir. Olaya bu şekilde bakınca, başarma ihtiyacının herkese eşit olarak dağıtılmış olduğu sonucu çıkıyor.Ancak bu sonuç gerçeği yansıtmıyor. Başarma arzusu herkeste aynı olmadığı için başarıya ulaşmak

için elindeki tüm olanakları kullanan her insana, elindekiyle yetinen başka bir insan düşüyor. Ayrıca başarma hırsı kadın ve erkekte de farklı bir yol izler. Aynı şekilde Amerikalılar ile Avrupalılar, zenginler ile fakirler, savaş sonrası jenerasyon ile zamanımızın gençliği de bu açıdan farklıdır. Hırslı kişiler de tutkularını farklı şekillerde yaşarlar.
Hırsın tarifi
Davis?teki Kaliforniya Üniversitesi?nden psikolog Dean Simonton, başarının karmaşık bir olgu olduğuna dikkat çekiyor:
“Hırs enerji ve kararlılık gerektirir. Ancak bu noktada bir hedefin de olması gerekir. Hedefi olup da enerjisi olmayan insanlar, bir kanapeye uzanıp ?bir gün daha iyi bir fare kapanı yapacağım? diye hayal kuranlardır. Enerjisi olup, hedefi olmayan insanlar ise bir projeden diğerine atlarken, dağılıp giderler.”
Enerjinizin, hedefinizin ve yeteneğinizin varolduğunu farz edelim. Bu durumda hırs eşit midir? Olağanüstü bir kulağı olan başarılı bir müzisyen, her notada ter döken başarısız bir müzisyenden daha mı hırslıdır? Mozart?ı dinleyebiliriz, fakat Salieri?yi de alkışlamamız gerekmez mi?KADINCA.NET
Hırs konusunun en büyük açmazı, hırsın aşırıya vardırıldığı durumlardır. Ahlaki kaygılar taşımayan büyük hedefler, diktatörleri doğurur Ğveya Enron ve Parmalat?ı. Günde 16 saatlik çalışma temposu, çalışma masasında yenilen hızlı yemeklerle birleşince kalp krizi ve tükenmişlik sendromlarına davetiye çıkartır. Hatta çocuklar arasında bile hırs, hızla zarar vermeye başlar.
Hırsın açmazı
Ohio State University?den antropolog Peter Demerath, normal müfredatlarının dışında çok sayıda ders alan, derslerden sonra sportif faaliyetlere katılan ve bunlarla yetinmeyip boş zamanlarında çalışan 600 lise öğrencisi üzerinde bir araştırma yürüttü.
Bunların yüzde 70?i arada sırada veya devamlı stres içinde olduklarını itiraf ettiler. Demerath karşılaştığı ilginç vakalardan birini şöyle anlatıyor:
“Çocuklardan birine, ailesinin bu çalışma temposunu nasıl karşıladıklarını sordum. Çocuk evde geçirdiği zamanın çok kısa olduğunu ve bu nedenle ailesiyle konuşmaya fırsat bulamadığını söyledi.”
Antropologlar, psikologlar ve diğer uzmanlar bu konuya daha yakından eğilerek, hırsın köklerini ailede, kültürde, cinsiyet farkında ve diğer faktörlerde arıyor. Lowe, “Prestij peşinde koşmak son derece insani bir tutumdur. Yalnızca karnını doyurmak ve barınmak yeterli gelmez. İnsanlar daha fazlasını ister” diyor.KADINCA.NET
Hırs insanların dışında hayvanlar aleminde de yaygındır. Pek çok hayvan, doğdukları andan itibaren hırs belirtileri göstermeye başlar.
Tek hırslı tür insan değil
Kurt yavruları daha sütten kesilmeden önce, bazılarının “alfa” bazılarının da “beta” oldukları anlaşılır. Alfalar daha hızlı, daha meraklı ve süt, anne ve yatacak yer açısından daha açgözlüdür. Ayrıca yaşamları boyunca da alfa olarak kalırlar. Alfa kurtları yuvarından daha fazla uzaklaşır, her yıl yavrularlar ve 10-11 yaşına kadar yaşarlar.
Betalar bu avantajların hiçbirinden yararlanmazlar; yuvalarından çok uzaklaşmazlar; nadiren yavrularlar ve genellikle 4 yaşından önce ölürler. İnsanlar da buna benzer doğal bir kararlılık sergiler. Çocukluğunda ele avuca gelmez çocukların, büyüyünce ne kadar başarılı bir iş adamı olduğu öyküleri yaygındır. Bu özellik genlerle geçiyorsa, başarı yolunda farklı kulvarlarda ilerleyen tek yumurta ikizlerinin durumu nasıl açıklanabilir? Şu anda doğduktan sonra birbirlerinden ayrılan tek yumurta ikizleri üzerinde devam etmekte olan çalışmalarda, başarı dürtüsünün şiddeti ölçülüyor. Çalışmalarda ikizlerin profillerinin yüzde 30-50 oranlarında örtüştüğü görülüyor.
Hırsın beyindeki izleri
Bu sonuç, genetik açıdan, kalıtsallığın çok önemli bir etmen olduğunu gösterir. Ancak yine de çocukluk deneyimleri, ailenin etkisi gibi çevresel etmenlerin de rolünün küçümsenmeyecek kadar önemli olduğu da anlaşılıyor.
Bu değişkenleri araştırmanın bir yolu da beyni incelemektir. Missouri, St.Louis?teki Washington Üniversitesi?ndeki bilim adamları, sebat olarak bilinen bir özelliği incelemek için beyin görüntülerinden yararlandılar.
Sebat, bir işe tamamlanıncaya kadar odaklanma yeteneğidir. Bilim adamlarının sebat üzerinde durmalarının bir nedeni de sebatı, hırsı harekete geçiren bir motor olarak düşünmeleridir.
Bilim adamları bu bağlamda öğrencilere bazı sorular sorarak sebat düzeylerini ölçtüler. Daha sonra öğrencilere basit bir görev vererek, görevi yaparken beyinlerinin magnetik rezonans ile görüntüsünü aldılar. Sonuçta sebat ölçümleri en yüksek olan öğrencilerin beyinlerindeki limbik bölgede çok büyük bir hareketlilik olduğunu tespit ettiler. Limbik bölge, beynin duygular ve alışkanlıklar ile ilgili olan bölgesidir. “Korelasyon 0.8 (veya yüzde 80) idi” diye açıklamada bulunan araştırma sorumlusu profesör Robert Cloninger, “Bu, sebatın işin tamamlanmasında ne kadar önemli bir etmen olduğunu gösteriyor” diyor. Bu arada beyindeki doğuştan gelen farklılıkların hırsları tetiklediğini veya öğrenilen davranışların limbik bölgeyi faaliyete geçirdiğini söylemek mümkün değil.
Fakat bazı bilim adamları hırsı olmayan insanları, doğru yerde doğru yöntemle tetiklendiği takdirde hırslı hale getirmenin mümkün olduğuna inanıyor.
“Enerji düzeyi genetik olabilir” diye konuşan psikolog Simonton, “Ancak enerji düzeyi doğru zamanda doğru hedefi bulmakta insanlara yol gösterir” diyor. Simonton ve meslektaşları Franklin D. Roosvelt?in çocuk felci hastalığının kendisine öğrettiği sabır ve mücadele ruhu sayesinde bu kadar başarılı bir başkan olduğunu ileri sürüyor.
Kadın ve erkekte hırsın sergileniş farkı
Kadın ve erkekte yarışma ruhunun farklı olduğuna inanan antropologlar, bunun köklerinin çiftleşme stratejilerinde yattığını ileri sürüyor.
Erkekler rekabetçi bir üreme stratejisi benimserken, kadınlar kısa vadeli çıkarlar üzerine değil, uzun sürecek bir ilişkiyi hayal ettikleri için daha gerçekçi bir tutum benimserler.
Babunlar ve eski dünya maymunlarında annelerinin sosyal sınıfları genç dişilere miras kalır. Anneler dolayısıyla kendi düzeylerini artırırken, kız evlatlarının da düzeylerini düşünmek zorunda kalırlar. Bu tür bir geleneğin insanlarda da hüküm sürdüğü görülüyor.
Bu tür yaklaşımları 21.Yüzyıl?ın çalışma koşullarına uygularsak, çocuklarına bakmak için çalışmayı bırakan annelerin kısa vadeli hedeflerini bir kenara bırakarak, uzun vadeli çıkarlar peşinde olduğunu anlarız.
Aile ve kültürün rolü
Hırsın derecesini belirleyen iki önemli etmenden biri sizi üreten aile, diğeri de ailenizi yaratan kültürdür. Pek çok psikolog, çocukları için iddialı fakat gerçekçi hedefler koyan ailelerin, başarıları alkışlayarak, hataları hoş görerek kendine güvenen çocuklar yetiştireceğine inanıyor. Ailelerin kontrol edemediği, ancak çocukların yetiştirilmesinde çok önemli bir rol oynayan bir diğer faktör de çocukların içinde doğdukları koşullardır.
Zenginliğin ve yoksulluğun insanlarda hedefe ulaşma arzusu üzerinde nasıl bir etki yaratacağını tahmin etmek zordur. Genel olarak bu konuda yapılan çalışmalar, hırslı insan oranın en yüksek olduğu kesimin orta sınıfın üst tabakası olduğunu gösteriyor. Bunun, bu sınıftaki insanlarda endişe düzeyinin çok yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Hırs ve 4 kategoride
Antropologlar hırsı ölçerken aileleri 4 kategoriye bölerler:
-Yoksullar
-Mücadeleyi bırakmayıp, ayakta kalmayı başaranlar
-Üst orta sınıf
-Zenginler
İlk iki sınıfa dahil olanlar için hırs lükstür. Zenginler için ise hırsa gerek yoktur. Üst orta sınıf ekonomik olarak güvende olmakla birlikte bu güvenceyi yitirme korkusuyla kendilerini sağlama almak isterler. Dolayısıyla ellerindeki olanakları artırma çabasına girerler. “Buna statü endişesi diyoruz” diye konuşan antropolog Lowe, “Bu sınıfta doğanların pek çoğunda bu hırs ilk başlarda olmasa bile sonradan olur” diyor.KADINCA.NET
Endişeli toplumlar
Ancak bazı toplumlar insanları daha endişeli yapar. Örneğin ABD her zaman “önce ben” toplumudur. Bu özellik paylaşılan kaynakların azalmaya yüz tuttuğu şu günlerde bile devam ediyor. Diğer ülkelerde bu konuda farklı bir yol izleniyor. Bu yol kültürel DNA?nın ne kadar derinlere kazındığına bağlı olarak değişiyor.
Amerikan modeli zenginlik yaratırken, karşılığında yüksek bir bedel ödeme gerekliliğini de getiriyor. Örneğin hırs silahı bazen hırslı kişiye yönelebiliyor. Ohio State University?de öğrencilerdeki stres düzeyini ölçmek için düzenlediği deneylerde, Demerath, başka bulgulara daha ulaştı.
Başarma arzusunun yüksek düzeylerde seyrettiği öğrencilerde kandırma, aldatma gibi ahlaki çöküş izlerine rastlandı.
“Çocuklar böyle bir ortamda kendi ahlak kurallarını kendileri yaratıyorlar” diye konuşan Demerath, “Rekabetçilik o kadar içlerine işlemiş ki, kişilikleri rekabet temeli üzerine oturmuş” diyor.
Hava atmak yararsız
Demerath bu deneyi farklı bir kültürde uyguladığında son derece farklı sonuçlarla karşılaştı. 1990?lı yıllarda Papua Yeni Gine?de bir yıl kalarak küçük çocukların öğrenme süreçlerini izledi. Bu ülkede okullarda bireysel rekabete yer verilmediğini, toplu başarının her şeyden önemli olduğunu gördü.
Başkalarının yenilgisi üzerine kurulan başarı, Papua Yeni Gine?de gösteriş ve “abesle iştigal” olarak algılanıyordu.
Bu akıllıca bir taktikti. Çünkü çiftçilikle veya balıkçılıkla geçinilen bir ülkede, hasta olduğunuz zaman sizin yerinize tarlanızla ilgilenen veya sizin için balık avlayan birinin bulunması düzenin devamı için gereklidir. Oysa sınıfta “hava atma”nın böyle bir yararı yoktur.KADINCA.NET
Koşullar değiştikçe hırslanan insanlar
Kolektif başarıya prim verenlerin bu tutumları ne yazık ki her koşulda devam etmiyor. ABD?de İspanyol kökenli göçmenlerin okuldaki başarılarını ölçen bilim adamları göçmen çocukların Amerikalı çocuklardan daha başarılı olduğunu tespit etmiş. Ayrıca ilk göç eden ailelerin sonradan gelenlere oranla daha iyi durumda olduğu görülüyor. New York Üniversitesi?nden eğitim profesörü Marcelo Suarez-Orozco, “100 yıl önce insanların orta sınıf standartlarını yakalamaları için iki veya üç nesil geçmesi gerekirdi. Bugün bu standardı bir nesilde ele geçiriyorlar” diyor.
İnsanlık tarihi aşırı hırsın yol açtığı felaket öyküleri ile doludur. Başarma dürtüsü çok yüksek olan insanlar genellikle bu özelliklerini gizli tutmaya gayret ederken, bazen bu dürtü aniden şaşırtıcı bir biçimde ortaya çıkabilir.
Aşırı hırsın doğurduğu tehlikeler
Atlanta?daki Yerkez Primat Merkezi?nden primatolog Frans de Waal, primatlar üzerindeki gözlemlerini şöyle açıklıyor: “Grubun içinde en kenarda köşede kalmış erkek şempanze, bir gün fırsatını yakaladığında lider şempanzeyi yerinden edip, tamamen farklı bir erkek haline gelir. İnsanların yüzde 90?ınında böyle olduğunu düşünüyorum.
Üç kişinin bulunduğu bir adada içlerinden biri küçük bir diktatör olabilir.” Ancak üstün olma kaygısı beraberinde bir dizi olumsuzluk da getirir. Kalp krizi, ülser ve strese dayalı diğer hastalıklar başarılı insanlarda daha yaygındır. Alfa kurtlarının kanlarında kortizol düzeyi daha yüksektir. Kortizol, endişeli insanların kanlarında da bulunan bir stres hormonudur. Alfa şempanzelerde kalp krizi ve ülser oldukça yaygındır.
Bu nedenlerle, alfa olma dürtüsü taşıyan insanlar ve hayvanların ellerindekilerle yetinmeyi öğrenmeleri daha akıllıca bir yaşam stratejisidir. “Yüksek pozisyonlarda olma arzusu evrenseldir” diye konuşan Waal, “Ancak bu özellik diğer bir özellikle birlikte evrilmiştir. O da alt pozisyonları yaşanılır hale getirme dürtüsüdür” diyor.
“B oyuncusu” olmanın yararları
İnsanlar beta pozisyonlarda huzur içinde yaşamayı öğrenmenin yanı sıra bu pozisyonlarda para kazanmayı da öğrenmişlerdir. Şirketlerin içinde, en avantajlı çalışma grubu “B oyuncuları”ndan oluşur. B oyuncuları, üst yöneticilerin altında çalışan profesyonellerdir.
Bunların çok büyük güçleri yoktur, ancak şirketin ayakta kalmasını sağlayan ve beceri isteyen tüm işleri bunlar yürütür. Lowe bu konuda şöyle konuşuyor. “Herkes yükselmek ister. Bu nedenle toplumlar yükselmek isteyenlere çeşitli alternatifler sunmak zorundadır.”
Son olarak bu esneklik Ğolası ödüllerin çeşitliliği- tüm sıkıntılarına karşın büyük hedeflerin peşinde koşma dürtüsüne haklılık kazandırır. Hırs çok pahalı bir dürtüdür, çünkü çok büyük miktarda duygusal yatırım gerektirir. Burada önemli olan önünüze çıkan fırsatları zamanında değerlendirmektir.
Oprah Winfrey
Başarıları: 1 milyar dolarlık medya imparatorluğu, filmler, magazinler ve 20 yılını dolduran “talk show”u.
Başarı yolunda ilk işaretler: 2 yaşında okumaya başladı. 5 yaşında okula gitti. Birinci sınıfı bitirdikten sonra üçüncü sınıfa atladı.
Bill Clinton
Başarıları: ABD eski Başkanı, bugünün ünlü devlet adamı
Başarı yolunda ilk işaretler: 16 yaşında 1.000 kadar öğrencinin içinden seçilerek sanal bir senatoda koltuk kaptı. Washington?a yaptığı bir gezide en büyük idolü olan Başkan John F.Kennedy ile el sıkışmayı başardı.
Condoleezza Rice
Başarıları: ABD Dışişleri Bakanı
Başarı yolunda ilk işaretler: Yetenekli bir çocuk piyanist olarak Alabama Birmingham Konservatuvarı?na 10 yaşında başladı. Tüm derslerinden en yüksek notları alıyordu. Buz pateni yapmak için her sabah saat 4:30?da kalkarak buz pistinde çalışıyordu.
Michael Schumacher
Başarıları: 84 yarış kazandı ve 7 kez Dünya şampiyonu oldu. Bugüne dek gelmiş geçmiş en başarılı Formula One sürücüsü.
Başarı yolunda ilk işaretler: 4 yaşında go-kart kullanıyordu, 6 yaşında yerel kulüp şampiyonu, 15?şinde Alman Gençler şampiyonu oldu.
Jennifer Lopez
Başarıları: Eski TV-Show danscısı, plakları 40 milyon sattı. Hollywood?un en yüksek ücreti alan Latin Amerikalı sanatçısı. Kendi adını taşıyan parfümleri var.
Başarı yolunda ilk işaretler: Sony ile ilk antlaşmasını yaptığı zaman, “Her şeyin en iyisini istiyorum” diyerek hırsını ortaya koymuştu.KADINCA.NET
Tom Cruise
Başarıları: Film başına 25 milyon dolar alıyor. Üç Oskar sahibi.
Başarı yolunda ilk işaretler: Orta okuldaki bir müzikaldeki ilk rolünden sonra 10 yıl içinde meşhur olacağına söz verdi. Bundan 4 yıl sonra “Risky Business” isimli filmde rol aldı.
Britney Spears
Başarıları: İlk single?ı ve ilk dört albümü çıkar çıkmaz birinci sıraya oturdu. O tarihten sonra 76 milyon disk sattı ve yaklaşık 150 milyon gelir elde etti.
Başarı yolunda ilk işaretler: Spears kendini banyoya kapatıp, bebeklerine şarkı söylerdi. Her şarkıdan sonra eğilip, bebeklerden oluşan seyircisine selam verirdi.
Richard Bronson
Başarıları: Uçak ve trenlerden oluşan küresel bir ulaşım ağı; müzikten, makyaj malzemelerine kadar her şey satan mağazalar zinciri
Başarı yolunda ilk işaretler: 16 yaşındayken “Student” adında bir dergi çıkarttı. 20 yaşındayken posta ile alışveriş şirketi “Virgin”i kurdu. Karaipler?de ada satın aldı.
Martha Steward
Başarıları: Amerikalılara nasıl yaşamaları gerektiğini öğreten bir yaşam gurusu; bir dergi, iki TV show?u, bir uydu radyosu antlaşması, sayısız kitap
Başarı yolunda ilk işaretler: Evde bebek bakarak para kazanılmayacağını fark ederek, daha küçük bir çocukken para karşılığında evlerde doğum günü partileri düzenliyordu.
Tiger Woods
Başarıları: 21 yaşında dünyanın bir numaralı golfçüsü olmayı başardı. 30 yaşında 56 milyon doların sahibi.
Başarı yolunda ilk işaretler: 6 yaşında aynanın önünde vuruş talimleri yaparken “Kendi kaderimi kendim çizeceğim” cümlesinin kayıtlı olduğu teyp bandını dinliyordu.
  Belirli zaman aralıklarında belli hedeflere varmaya çalışın. Meselâ elinize aldığınız yüz sayfalık bir kitabı, o gün yatmadan bitirmek gibi.. veya 12 ciltlik temel bir eseri, herbir cildini bir ayda bitirerek bir yılda okumak gibi...
  Lüzumsuz sohbetlerden kaçının
  Her gece o günün değerlendirmesini yapın...
  Meşguliyet değiştirerek dinlenin.. ? Bir işi bitirdiğinde başka bir işe başla ve yorul..? (inşirah.7) ayetindeki ilâhi mesaja kulak verin... gerçek istirahati kabre bırakın..!
  Batan güneş için ağlamayın.. yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin...
  Denemeden bilemezsiniz..!
  Hayattaki engeller aşılmak içindir.. takılmak için değil...
  Bir kapıyı vurmazsanız kapı açılmaz...
  Şevksiz insan, benzini bitmiş arabaya benzer.. hareket etmeye bile üşenerek canlı cenazeye döner...
  Başarılı olabilmek için, konunuzla ilgili çalışmaları yakından takip edin..
  Başarılı insanlarla görüşün.
  Kafanızı sakin tutun.
  Derdi hissi hale sokmamalısınız.. unutmayın yiğit düştüğü yerden kalkar.. kendinize acımayın..
  Problemleri dert etmeyin. Problemi değil, çözümü düşünün.
  Hiçbir başarı yoktur ki bir çalışmanın ve beklemenin sonucu olmasın.. beklemek önemlidir..
  Kuvvetle istemelisiniz..
  Ulaşılabilir bir hedefiniz olmalı..
  Umudunuzu kaybetmemelisiniz.
  Bir defa gayretle netice alacağınızı sanmayın. Kale kapısı bir defada açılmaz unutmayın..!
  Sabırlı ve kararlı olmalısınız
  Güzel bir ahlak herşeyi olumlu düşünmeye vesiledir.
  Yeteneklerinizin neler olduğunu keşfetmelisiniz. Her insana farklı kabiliyetler verilmiştir.
  Hergün yarım gün çalışın..
  Tedbirli olun ama korkak olmayın. İnsan yönetimini bilin..
  Düşmanlarınızı düşünerek vakit harcamayın..
  Doğru, samimi, neşeli ruh halinizi koruyun..

Başarıyı nası alırdınız?
Herkes neyle karşı karşıya ise onda başarılı olmak arzusu duyar. Çalışan işinde, patron hesabında, bilim adamı bilimde, anne annelikte, öğrenci sınavlarda... elhasıl başarılı olmak herkesin arzusudur ve herkes bunun için gerekeni yaptığını düşünür. Oysa çoğu zaman başarının kendine has süreçlerini bilmeden sadece olan biteni, hep yapılageleni tekrarlayıp duruyoruzdur. Hatta çoğu zaman neyi istediğimizin ve onu niye istediğimizin gerçek anlamıyla farkında bile değilizdir. Başarıya ulaşmak için bırakın yapılageleni, herkesin yaptığını yapmayı, işin ehli aynı zamanda da başarılı olmuşların yaptıklarını yapmak bile bizi isteğimize ulaştırmayacaktır. Çünkü herkes biriciktir ve HERKESİN BAŞARISI KENDİNEDİR.
Başarının kendine has bir süreci vardır ve kişiye özeldir. İşte siz de özel kişiler olarak kendinize has başarı sürecini belirlemeli/kestirmeli ve kendi seyir defterinizi kendiniz tutmalısınız. Biz burada, başarıya ulaştıracak süreçte bize yol gösterecek esaslar üzerinde duracağız sadece. Yüzümüz öncelikle gençlere/öğrencilere dönük olsa da bu esaslar hepimizin her durumda yararlanacağı şeyler/uğrayacağı benzer duraklardır diye düşünüyoruz. Hatta bilgi erişim süreciyle ilgili olanları, başarı seyr ü seferinin ilk adımları olarak görebilirsiniz. Çünkü her durum başarı için bilgiyi şart koşar.
Başarının seyir defteri:
  1. Tembel Başarı'dan sakının. Bir zamanlar (ya da şimdiye değin) bir konuda size ya da başkalarına başarı getiren şeylerin yine başarı getireceğini, bugün onları aynıyla kullanıp başarıya ulaşabileceğinizi sanmaktan uzak durun. Çünkü her zamanın, durumun, meselenin, kişinin kendine özel şartları vardır. Onları bulmak için acele edin.
  2. Farklılığınız başarınızdır. Farklılığınızı ve uğraşınızın farklılığını belirleyip belirginleştirebildiğiniz an başarı size komşu olacaktır.
  3. Unutmayın her şey sizde başlar ve sizde biter. Ölçü sizsiniz.
  4. Yeteneklerimiz (Allah vergisi doğal özelliklerimiz) olmasa[ydı] başarı asla olamazdı. Onun için yeteneklerinizi, onların nasıl işlediğini iyi bilmeli ve onları tam verimlilikle işlevsel kılmalısınız. Unutmamalı ki aslolan pratiğinizdir yalnızca kapasiteniz değil.
  5. Önünüze çıkan engelleri aşmak ve düz yolda şaşmamak için aklın ve vicdanın sesine kulak verin ve kendinize güvenin.
  6. Ne yaptığınız konusunda çok net bir fikriniz olmalı. Yapılanı hep yapıldığı gibi yapmak ne yaptığımızı bildiğimizi göstermez. Taklit çoğu zaman öldürücüdür. Her şeye kulağımızı ve gözümüzü açmalı ancak her zaman kendimiz gibi olmalı, kendimiz gibi, kendimizce yapmalıyız.
  7. İnsan oluşumuzdan kaynaklı tüm haklarımızı bilmeli ve bunlara sahip çıkmalıyız. Herkes gibi değil kendimiz gibi olma hakkımız bunlardandır. İstek oluşmadan, ihtiyaç hissetmeden zorunda bırakılmak gibi. Başarıyı gerektiği kadar önemseme gibi...
  8. Başlangıçta niyetimiz mükemmel/tamamen insani, amacımız belirlenmiş olmalıdır. Çünkü ihtiyaç idraki ve davranışı değiştirir, şekillendirir.
  9. Kimlik ve kişilik gelişiminde duyarlı, orijinal, güven telkin eden, güzel nitelikleri kuşanıcı bir tarz sahibi olmalıdır. Bu öğrenim yönsemesi ve sürecine doğrudan etki eder.
  10. Yaptığınızda üstünlük ya da mükemmellik duygusu arasıra içinizden geçiverse de sorgulamayı asla bırakmayın.
  11. Amaç ve hedefinizi açıkça belirlemek [ve bilmek] yerine, ona olmayan [gereksiz] ahlaki kılıflar giydirerek [misyon] süslü yapıntılardan sakının. Ahlaksız olun demiyoruz; insan oluşunuzun zaten taşıdığı ahlaki oluşu sahiplenin diyoruz.
  12. Sır sahibi olmayın, çünkü bütün sırlar ifşa olmuştur. Sırlara gömülmek dinamik süreçlerin önünü tıkar.
  13. Bilgi saldırısı sendromu yaşadığımız bir çağda bilgiler sürekli eskimektedir. Bilgilerinizi sürekli "güncelleyiniz".
  14. Negatif üşüştürücülerini, yani olumsuz durum çağırıcı ve çığırtkanlarını her zaman iyi tesbit edin. Bu sebeple her zaman olmazsa olmazlarınızı koruyun ama bunlar dinamizminizi engellemesin.
  15. Mutsuzluk unsurları ve sinirlerimizi ayağa kaldıracak durumlar her zaman mümkündür. Ama bunlar çoğu zaman kendi hatalarımızdan kaynaklıdır.
  16. Yorgunluk düşüncesi her zaman sahici olmayabilir; psikolojik bir yönsemeden doğmuş olabilir. Özellikle "kafa yorgunluğu" iddiası kendi kendimizi kandırdığımız büyük bir yalandır. Çünkü "kafa" çalıştıkça ışıldar, verimlileşir; dinlenir.
  17. Bilgileri olduğu gibi kafaya almak yerine onları kendimiz için anlam ifade eder bütünler haline getirmek gerekir. Bu durum hem sağlam, sonuca götürür adımlar atmamızı sağlar, hem de unutmayı azaltır.
  18. İradeli baskı unsurları beynin çalışmasını engeller. Yürümeye zorlanan çocuğun normal zamanda yürümeye başlayamaması buna örnek olabilir. Bu sebeple zorunluluk sonucu iş görmekten kurtulup istekli ve ihtiyaç hisseden bir duygulanım ve yönelimle hareket etmeliyiz.
  19. Kaygı ve heyecan her zaman olağandır. Bunu anormalleştirip (normal görmeme) kaygı ve heyecanı artırma, kaygıdan kaygılanma ise sakat bir durumdur. Heyecan duyun, arzunuz hiç bitmesin, ama kaygılanmayı da elden bırakmayın.
  20. Salt anlamıyla zihin, imkanlılıkları açısından hiç kimsede değişmez/aynıdır. Ancak kognisyonlarda (zihni muhtevada) değişiklik/farklılık sözkonusudur. Dolayısıyla bilgilenmede/eğitişimde kognitif oluşumlar önemlidir. Ancak her zihin biriciktir. Her çocuk doğuştan dahidir. Zekanıza güvenin.
  21. Kişinin kognisyonları (ruhsal süreçler; Algılama, hatırlama, düşünme, dil, tutumlar, değer yargıları, beklentiler ve problem çözme stratejileri gibi) uyumluluk hali içinde bir bütün olmalıdır.
  22. İnsanlar genelde sorunlara yoğunlaşır ve onları çözmek için uğraşırlar. Bu ya sorunun aynen devam etmesine ya da benzeri sorunların üzerimize boca olmasına sebep olur. Oysa sorunları oluşturan nedenler/etkenlerdir asıl çözülmesi gereken.
  23. Genel kanının aksine bilgiye ulaşmak kolaydır. Çünkü insan doğası bilgiye erişim süreçlerine tümüyle yatkın özelliklerle donatılmıştır. İhtiyaç hissetmek ve istekle yönelmek yeterlidir. Dolayısıyla ancak bilgisizliktir çabayla ulaşılır olan. Gerçek anlamda bilgiye ve dolayısıyla başarıya ulaşmamız konusundaki en büyük engel bu konuda alışılmış yaygın kanaat olan "bilgisizlik doğuştan gelen bir şeydir, bilgiye zorla ve çok çabayla ulaşılabilir" yargısıdır. Bu "Becerikli Bilgisizlik"tir. İnsan oluşun tabii unsuru olan bilgiye kendimizi açmamız yeterlidir. Becerimiz bilgisizlik/cehalet için değil bilgi için işlesin.
  24. Genelde olumsuzluklar çevresinde düşünmeye meyilliyizdir. Oysa olumsuzluklar arızi(sonradan gelen, yapıştırılmış, tutunmuş, gölge, askıntı, görüntüsel)dirler. Olumluluklara yeterince sahiplendiğimiz zaman olumsuz görüntüler arasıra görüşümüzü puslandırsa bile asla hakim olamayacaklardır. Olumsuzlukların peşisıra yürümek her zaman mutlak ve görünür başarılar sağlamayabilir, ama olumsuzluk peşinde yürümek her zaman bizi uçuruma sürükler.
  25. Olumsuz düşünce bulaşıcıdır ve çok çabuk sirayet eder, yayılır. Oysa olumlu düşünce ve tavır, sabır, azim ve kararlılıkla ilmek ilmek dokumayı gerektirir. Asla yılgınlık göstermemelidir.
  26. İnsan en iyi kendisini kandırır. Kalbinin ve vicdanının söylediklerini de kulak ardı eder çoğu zaman.Onları "duygusal" bulur, "gerçekçi" saymaz. Oysa kalb ve vicdan ne söylüyorsa gerçek odur, kendimizi aldatmayalım. Kalb asla kötümser değilidir ve yenilgiye izin vermez.
  27. Tehlike artıkça çözüm ve kurtuluş/başarı yaklaşmış demektir. Risk almadan başarı kazanılmaz.
  28. Kendinizi iyi tanıyıp insan oluş çabamızı süreklileştirmeden, kendimize olan saygı ve sevgiyi kazanıcı nitelikleri sahiplenmeden ve aslolarak bunlar üzerine düşünmeden başarı için söylenegelen "kendinizi iyi hissedin, hoplayın, zıplayın, temiz hava alın..." falan gibi tavsiyelere kulak asmayın. Kendi kişisel oluşum seyrinizi gerçekleştirmedikçe bunlar pansuman/yama tedbirler olarak kalacaktır. Kendinizi bilin ve kendinizi gerçekleştirin.
  29. İnat edin, pireyi deve yapmayın; her şeyi kendinize benzetin...
İlim Yayma Cemiyeti Konya Şubesi, yazar Oğuz Saygın’ın konuşmacı olarak katıldığı, “Etkili iletişim, hedef belirleme ve sonuç alma” konulu bir konferans düzenledi.
 Konya Ticaret Odası Konferans Salonu’nda dinleyenlere etkili iletişim hakkında bilgiler veren Oğuz Saygın, hayatta her şeyin düşünce ile başladığını söyledi.
 İyi bir organizasyon, takım çalışması ve liderlik gibi vasıflarla, hayal edilen hedeflere daha kolay ulaşılacağının altını çizen Saygın, “ İyi bir diyalog ve takım ruhu olmadıkça, başarıya ulaşılamaz. Planlama, ekip çalışması ve liderlik ile büyük zorlukları insanoğlu kolayca aşabilir. Engelleri aşmak için beraberlik ve dayanışma şarttır” dedi.
 İnsanları başarısızlığa götürenlerin en başında iletişimsizliğin geldiğine vurgu yapan Oğuz Saygın, insanların birbirlerini dinlemeyi öğrendiğinde bu sorunun aşılacağını belirtti.
 İnsanların koydukları hedefe ulaşmak için mutlaka bedel ödemeleri gerektiğini ifade eden Saygın, “ İnsanlar bir işi gerçekleştirmek istiyorsa, kendisine bir hedef koymuşsa mutlaka o hedefin bedeli ödenir. İnsanları büyüten, geliştiren şeyler hayatta karşılarına çıkan sorunlardır. İnsanoğlu hayattan ne istediğini bilmezse, hayatta ona istediğini vermez. Hayatı hiç sorgulamazsak, oluruna bırakırsak hayattan istediğimizi hiçbir zaman alamayız” diye konuştu.
 Oğuz Saygın, günümüzde Türk gençlerinin genelde kahraman olarak bazı dizi karakterlerini örnek aldığını, kendi tarihlerindeki kahramanları örnek alamadığını ve bununda kültürel yozlaşmayı arttırdığına dikkat çekti.
 Bir insanda istek, inanç, irade ve ilahi ruh olduğunda istediği her işi yapabileceğini kaydeden Saygın, başarıyı yakalamak içinde; büyük düşünme, olumlu düşünme, şimdiki zamanı yaşama, yararlı olma, affedici olma, şükretmek, amaç belirleme, hedef koyma, azimli ve sabırlı olmak gibi dokuz prensibin şart olduğunu söyledi.

BAŞARI, KİŞİSEL GELİŞİM, KİŞİSEL BAŞARI

Başarı ( Başarı Nedir??)

Bazılarının basan tanımları hem bencil hem de kasvetli olabiliyor. Onlara göre, basan, düzgün bir imajın yansıtılmasıdır. En önemlisi düzgün giyinmektir. (başarı yolları, basarı, basari, başarı nedir, başarı sözleri, motivasyon)

Doğru kişilerle doğru mekanlarda görülmek başardıklarının bir gösterge- sidir. Diğerlerine göre, yükselme baskısı o kadar güçlüdür ki, arkadaşları veya beraber çalıştıkları kişileri ezerek öne çıkma düşüncesi onları telaşlandırmaz bile. Aslında .başarıyı .bir çırpıda edinmek için istediklerin! feda etmeye hazırdırlar Ya sonuçları? Onlar daha sonra da düşünülebilir. Şu anda önemli olan basan elde etmekte onlara yol gösterecek işaretleri izlemektir.

Diğerleri başarıyı olgunlukla algılar. isteklerine ulaşmak için en iyi özelliklerini ortaya çıkarır ve onları geliştirirler. Amaçlan, yapıcı bir şekilde insan deneyimine katkıda bulunmaktır. Başarı kavramı onlar için içinde yaşadıkları toplumun hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmaktır.

İhtiyacı olanlarla çalışmak. Operasyonel bir yapı kurup kar sağlayacak, istihdamı geliştirecek, engelleri ortadan kaldıracak bir projeye katkıda bulunmak, insani bil yolda kendilerine düşen bedeli ödemeye isteklidirler. (başarı yolları, basarı, basari, başarı nedir, başarı sözleri, motivasyon)

ilham verici örnekleri görmek için çok uzaklara bakmak gerekmez.

Mother Teresa, birçoğumuzun iyi bir yaşam sürmek için şart olduğunu düşündüğümüz dünyevi ürünlerden pek azma sahipti. Halbuki onun her günü Hindistan'ın en fakir ve hiçbir şeye sahip olmayan insanları arasında çalışırken kişisel tatmin ve basan ile dolu geçmiştir.

Kısa bir süre önce, ünlü bir firmanın başkanı yıllık bir milyon dolarlık maaşından vazgeçip bağlı olduğu yardım kuruluşlarında gönüllü olarak çalışmaya başladı.Bunu yapabildi, çünkü şimdi yaptığı işin sürdürülebilmesi için altında çalışanları hazırlamış ve çok iyi eğitmişti. Bunun yanı sıra, böyle bir değişikliği yapmak ona çok farklı bir tatmin duygusu veriyordu. (başarı yolları, basarı, basari, başarı nedir, başarı sözleri, motivasyon)

Illinois'de piyangodan 2.3 milyon dolar kazanan orta yaştaki bekar örneğine bakalım. Küçük bir evde oturup on yıllık bir araba kullanıyor ve kendini başarılı buluyordu. Haftada 520 dolar kazanmak onun için yeterliydi. işini ve yaşam tarzım seviyordu. En özel zevki, televizyonda spor karşılaşmalarım izlemekti. Bu kadar çok parayla ne yapabileceğin! merak etti.. Kararı ise, onunla ahbaplık kurmuş o- lan iki çocuklu bir çifte paranın tümünü vermek oldu.

Daniel Huffman, liseyi bitirmek üzere olan 18 yaşında bir genç. Bir Amerikan futbolu yıldızı ve hayali de ünlü bir üniversite takımında oynadıktan sonra profesyonel olarak bu sporu yapmak. Tüm bunlardan, büyükannesine yaşayabilmesi için böbreğin! vermesiyle vazgeçmiş oldu.

Babası, büyükannesi ve büyükbabası tarafından yetiştirilen Huffman, büyük annesin! iki yıl boyunca haftada üç gün diyalize götürdü. Büyükannenin durumu kötüye giderken, o hemşirelerle ve doktorlarla konuşup kararını verdi. Böbrek verecek bir bağışçıyı beklemeyi göze alamazdı.

Açıklaması, onun durdurulmaz olacağının güçlü bir tarifiydi: "Büyükannemi çok seviyorum, ama bunu onun için olduğu kadar kendim için de yaptım çünkü ben onu kaybetmek istemiyorum.

Başarının bir başka ilginç yönü de ona bağımlı hale gelmektir. Yani, sizi tamamen esir alana dek şan ve şöhreti elde tutmak uğruna önceki başarılarınızın üzerinde bir başarı elde etme gayretine girmek. Böylece, aslında bize nerede hata yaptığımızı göstermek açısından başarısızlık çok yardımcı olabilecekken, başarısız olmaya karşı bir toleranssızlık eğilimi oluşturulur. (başarı yolları, basarı, basari, başarı nedir, başarı sözleri, motivasyon)

Bu tip ilginç örnekler Howard Hughes, Elvis Presley, Marilyn Monroe, John Belushi ve Chris Farley gibi ünlülerle çoğaltılabilir. Bizim hayalimizde olabileceğimizden de zengin ama bir o kadar da özel hayatları harap olan beş başarılı insan. Dördü uyuşturucudan, beşincisi de (Hughes) yalnız ve terkedilmiş bir halde öldü. Hepsi başkaları tarafından kullanıldılar. Başarıları nasıl ölçülebilir?

Eğer başarıyı mutlulukla ölçüyorsak, o zaman bariz bir şekilde sahip olduğumuz mal varlıklarıyla ilgisi yoktur. Basarı bir yaklaşımdır,.

Sahip olduklarımız değerini bilip; sahip olamadıklarımız için üzülmediğimiz zaman başarılı oluruz.

(başarı değerlendirme sınavı, başarı dershanesi, başarı yolları, basarı, basari, öss, oss, iletişim, kişisel gelişim kitapları, kişisel gelişim nedir, genç gelişim, nlp, beden dili, motivasyon, başarı nedir, başarı sözleri, nlp teknikleri, nlp kitapları, kişisel gelişim)

BAŞARILI İNSAN OLMANIN SIRLARI 

Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olanlar değişikliğe kendilerinden başlayanlardır.
BERNARD SHAW
Akıllı insanlar ,kendilerini ,çevrelerine adapte ederler.Akılsız insanlar ise çevrelerini kendilerine adapte ederler.Kişiligimiz,karekterimiz,hedeflerimiz,beklentilerimiz,dışımızdaki dünyadan değil,içimizdeki kaynaklardan gelişmek zorundadır.

İçimizde olan eninde sonunda dışımıza da yansıyacaktır,bu sebepten ilk olarak iç dünyamızı geliştirmeye önem vermeliyiz.İçsel büyümemiz daima dışımıza da yansır.Ben aklını kullanan ,çok çalışan ve güçlü bir iradeye sahip olan insanın diğer insanlara kaçınılmaz bir şekilde fark atacağına inanmaktayım.Eğer yükselmek ve yeni başarılar elde etmek istiyorsak,tembelliği ödüllendiren ‘eşitlik prensibini’ bilincimizden atmamız gerekir.

Bir köpek balığı aç olarak bir akvaryuma koyulur.Ardından aynı akvaryuma küçük bir balık konur.Büyük balık hemen küçük balığı yemek için harekete geçer. İlk saldırısında başını sert bir şeye çarparak şaşırır.Bilim adamları iki balık arasına önceden bir cam bölme yerleştirmişlerdir.Birkaç defa daha aynı şeyi dener ancak sonuç aynıdır.Anlamadığı bir şey hedefine gitmesine engel olmaktadır.Bir süre sonra denemeyi bırakmıştır.Deneyin ikinci bölümünde cam bölme kaldırılır,ancak köpek balığı diğer balığı yemek için hiçbir şey yapmamaktadır.Bilim adamları bu duruma ‘öğrenilmiş başarısızlık ‘demektedirler.Defalarca denediği halde,sonuca ulaşamamasından dolayı ,deneme cesaretini kaybetme ve bir daha denememe olarak bunu tanımlayabiliriz.

Bir çoğumuz başarı kazanmak yerine ,hayatı sıradan bir şekilde yaşamayı seçeriz.Acıları ve ızdırapları minumuma indirmeye çalışan bir zihniyete göre yaşamaya çalıştığımızdan dolayı,üstün başarı elde etme yönünde pek bir çaba sarf etmeyiz.Birkaç denemeden sonra kolayca vazgeçer ,başarılı olanlara hayranlıkla bakar ,onların şanslı yada Allah tarafından ödüllendirilmiş olduklarına inanırız.Oysaki demin verdiğim örnekte olduğu gibi ,köpek balığı aradaki cam kaldırıldığında tekrar bir deneme daha yapsaydı hedefine ulaşacak,küçük balığı yiyecekti.Başarısızlık öğrenilmiştir,başarılı olmakta öğrenilebilir bir olgudur.

Başarı nedir?Başarı ,karar verdigin hedefe ulaşmaktır.Bunu hırsla karıştırmamak gerekir,hırslı olmak başarılı olmak değildir.

Her şey bir işi başarmak isteği ile başlar .Başarılı olan insanları incelediğimizde,onların önce başaracak bir hedef seçtiklerini.Hedefi belirledikten sonra eyleme geçtiklerini görürüz çünkü,EYLEME GEÇMEDEN HİÇBİR HEDEF SOMUTLAŞAMAZ..Engellerle karşılaştiklarında,devam etmek ve vaz geçmek arasında terredüte düştüklerini ,bu durumda iken yaptıkları eylemlerin sonuçlarını değerlendirdiklerini ,yani nerde yanlış nerde doğru yaptıklarını bulmaya çalıştıklarını görürüz Hata yapmak başarının ilk şartıdır,yanlış olan şey ise aynı hatayı tekrar etmektir..Eğer belirledikleri hedefe ulaşmak için ödeyecekleri bedel hedefin kendinden fazla ise vaz geçtiklerini ,az ise israrla ,kararlı olarak tekrar, tekrar denediklerini kararlı olduklarını görürüz. KARAR VERMEK İSTEMEK,ARZU ETMEK DEMEK DEGİLDİR.Burada karşılaşılan en büyük güçlük sabırlı olmak ve esnek olarak hedefe ulaşmak için her yolu denemektir.

Hiçbir hedefe tek yoldan gidilmez,bir hedefe giden yol kumsaldaki çakıl taşlarının sayısı kadar çoktur..Bir kapıyı kırk kere çaldıklarında açmadılarsa kırk kapı daha çal .Esnek ol ki istediğin hedefe ulaşasın.Esnek olmak yöntem çeşitligidir,degişik planlarının olmasıdır.Unutmayalım ki ,HAYAL EDEMİYORSANIZ YAPAMAZSINIZ,İNSANLAR ANCAK HAYAL ETTİKLERİNİ YAPABİLİRLER.

Başarılı insanların çok kararlı olduklarını biraz önce belirtmiştim. Nedir sizce KARARLI OLMAK?
KARAR=AZIM+SABIR
AZİM =Eylemde israrlı olmak
SABIR=Duygusal dayanıklılıktır.

Başarılı insanların hayatında karşılaştıkları engellerin sayısı başarılarından daha fazladır.Peki fark nedir?Başarılılar o engellerin üzerinden atlarlar.Başarısızlar bir engeli gördüklerinde ‘Bu engel olmasaydı bende başarılı olurdum’ derler !Başarılılar engele rağmen sonuca giderler.

Başarılı kişilerin çok sabırlı olduklarını biraz önce belirtmiştim.Sabrı üç bölümde inceleyebiliriz.

1-ACIYA KARŞI SABIR=Acıya karşı duygusal olarak dayanıklılık göstermektir.Ağlama
mıza ve korkmamıza ragmen birşeyler başarmak için yolumuza devam etmek demektir.

2-HAZZA KARŞI SABIR=Hedefe ilk ulaşılırken,basamakların ilk çıkıldığı anda duyulan hazdan dolayı, kişilerin çok fazla hata yapmaları bu sebepten motivasyonlarının bozularak esas hedefe ulaşamamalarıdır.Bu bölümde aldığımız hazzı ertelemeyi ve esas hedefe ulaşmak için sabırla beklemeyi bilmeliyiz.

3-ZAMANA KARŞI SABIR=Bekleyebilmek bu en zor olanıdır,çünkü zamanı kendin belirleyemezsin..Başarmak istediğimiz hedef henüz gerçekleşmemiştir ve o gerçekleşene kadar gösterdiğimiz sabırdır.Her şey olumlu giderken,bir yerde yanlışlık yaptığımızda bir süre bunu fark edemeyiz her şey olumlu olarak bir süre devam eder ,bir süre sonra olumsuzluklar ortaya çıkmaya başlar buna ’OLUMLU SONUÇ GEÇİKMESİ’ deriz.
Bunu fark edip hatalarımızı düzelttiğimizde ise ,bir süre olumsuz gider ve sonra düzelir buna ’OLUMSUZ SONUÇ GECİKMESİ’ deriz.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda başarılı olmak için sabırlı ve kararlı olmanın ne büyük önem taşıdığını sizde fark edebiliyorsunuz değil mi?

Birçoğumuz hayatımızın belirli dönemlerinde yabancı dil öğrenmek için kurslara katılmışızdır.Aramızdan bazıları aynı kursu aldığımız halde başarılı olup, yabancı dil öğrenmiş ve başarmışlardır.Peki nasıl oluyor da onlar başarırlarken biz başarılı olamıyoruz şimdi bunu biraz daha iyi anlayabiliyorsunuz değil mi?
Onlar kararlı ve sabırlı bir şekilde eylemlerine devam edip,diğerleri gibi ‘kafama girmiyor’ diyerek çaresizlik marşını söylemeye başlamamışlardır da ondan.
Başarılı olmak için hepimiz birtakım aşamalardan geçeriz ve bu aşamalar her insan için değişmez bir kuraldır.Bunlar, bizim belirlediğimiz hedefe ulaşana kadar başımıza gelen olayların toplamıdır.
Araba kullananlarımız, ehliyet almadan evvel yan koltukta otururken ,araba kullanmanın o kadar da zor bir şey olmadığını düşünmüşlerdir.Ancak sürücü yokken ,arabayı biraz öne alır mısınız diye bize sorulduğunda ,işte o an direksiyona oturur ve ne yapacağımızı bilmediğimizi fark ederiz.Bunu fark ettiğimiz an bir üst aşamaya geçmeye hazırız demektir.Bu bölümü CAHILLİK olarak isimlendirebiliriz.

Şimdi bilmediğimizin farkındayızdır.ve öğrenmeye hazırızdır.İşte insanların en çok vaz geçtiği dolayısıyla başarısız olduğu bölüm burasıdır.Peki neden?Bu bölümde maxımım yorgunluk yaşarız ancak mimumum olumlu sonuç elde ederiz .Arabayı defalarca stop ettirmiş bir türlü harekete geçirememişizdir.İşte tam burada ,eğer nerelerde hata yaptığımızı bulur,yani sonuç değerlendirirsek ,eylem kararlılığı ve sabır gösterirsek bir sonraki aşamamıza geçmeye, yani başarıya daha yaklaşmaya başlarız.Bu bölümü de ÇIRAKLIK olarak isimlendirebiliriz.

Bu bölümde araba kullanmayı bildiğimizin farkındayızdır.Ancak halen yaptığımız hareketleri düşünerek yapmaktayızdır.Aynaya bakayım,vitesi değiştireyim gibi....Bu bölümü KALFALIK olarak isimlendirebiliriz.

Burada çok fazla pratik yaparak ,bir sonraki bölüm ise usta olduğumuz araba kullanmayı tam bildiğimiz,ne yapmamız gerektiğini düşünmeden vitesi değiştirdiğimiz,aynaya baktıgımız bölümdür.
Her yeni öğrendiğimiz yeni şeyde bu evreleri yaşamaktayız ,önemli olan işte tüm bu zorluklara rağmen yolumuza devam edebilme kararlığında olmamızdır.Başarılı olanlar tüm engellere rağmen yollarına devam edenlerdir.Dünya arkamızdan dolap çevirmez,ancak hayat gerçekten zordur.Problemler ,acılar her zaman olacaktır,ama onların bizleri yıldırmasına asla izin vermemeliyiz.

Asla,asla,asla ve asla vazgeçmeyin
WİNSTON CHURCHİLL

Cesaretimizi toplayalım,ayağa kalkalım,kendi ruhsal kalitemizi bulmak ve kişisel potansiyelimizi gerçekleştirmek için savaşalım.Hayat yaşamak içindir.Yıllar geçiyor şu an karar vermek zamanıdır!

Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki her gün, her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer köşe çalışmanın en müsait yeridir.
Bir günde ve bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma. Zira her günü derdi de, işi de kendine yeter.

Bir zamanda yalnız bir tek iş yap, yalnız bir ders , bir kitap, bir fasıl üzerinde çalış. Ta ki dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla iş yapmayım diyen, hiçbirini tam ve temiz yapamaz. İmam-ı Gazali’ye “ İhya-i Ulumuddin” adlı eserin nasıl bir çalışmayla vücuda getirdiğini sormuşlar: Bir zamanda yalnız bir fasıl, bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım, demiş.
Başladığın işi yapıp bitirmeden, başka bir işe başlama.

Bir günün işini bitirdikten sonra, yarın hangi işi, nasıl yapacağına karar ver.
Bir işe başlamadan evvel sana gereken malzemeleri elinin altında bulundur. Ta ki ikide bir kalem kağıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.
Çalışmaya oturduğun zaman, tıpkı ateş hattından düşman gözleyen asker gibi uyanık ol, dikkat kesil. Bütün ruhi bedeni kuvvetin ile işine ver.


Bir işe başlamadan evvel işi en kısa zamanda , en kolay ve en temiz surette nasıl yapıp, nasıl öğrenmek, etüt etmek mümkünse iyice düşün hesapla.
Çalıştığın iş (Bir kitap, yazı, ders ) üzerinde bir güçlü yenmeden bir adım bile gerileme. Ve bil ki yılgınlık maskeli bir tembelliktir. Gene bil ki, çalışama sevgisi güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüyü yenmekten hasıl olan manevi zevk eşsizdir. Emin ol ki, harpte zafer yılmayanındır. Sabret önünde güçlükler erir ve imkansız görünen mümkün olur.


İşinde rastladığın güçlüğü evvela parçalar ayır. Her parçayı birer birer sıra ile yen. Mesala bir dersi en basit elemanlarına kısım, fasıl bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansız öğrenip anlamadan, diğer fasıla geçme. Yani attığın adımı iyice basmadan diğerini atma.
Her gün aynı saatlerde kendini çalışmaya şartlandır. Çalışmayı uzun zaman kesip, terketme. Hasta ve yorgun değilsen tatil aylarında bile yavaş ve az da olsa bile çalış. Ta ki, çalışma ihtiyacın körlenmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin.
Bir işin üzerinde yanılırsan dinlenmek için işini değiştir, çalışma hızını yavaşlat. Ama, dinlenme bahanesi ile asla boş durma. Boş oturanın içi işlenmeyen demir gibi, pas tutar .





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder