9 Ocak 2011 Pazar

Karpuz

ÖZELLİKLERİ
Yaz sıcağında en lezzetli serinleme yollarından biri şüphesiz karpuz yemektir. Ya da hoş bir piknik, tatlı ve sulu bir karpuzla mükemmelleşir. Latince ismi Citrullus Vulgaris olan karpuz kabakgillerdendir. Anayurdu Afrika' nın tropikal bölgeleridir. Mısır' daki antik kalıntılardaki duvar resimlerinde karpuz resmedilmiştir. Daha sonra ticari gemilerle akdeniz ülkelerine yayılmıştır.
Bugün dünyada yaklaşık 500 çeşit karpuz yetişmektedir. Bunlar kabuğunun, çekirdeklerinin biçimine,rengine ve ağırlığına göre farklılık gösterir.Karpuz mayıs ve eylül aylarında ancak özellikle temmuz ortasından ağustos sonuna kadar bol miktarda bulunur.
Karpuz tek yıllık bir bitkidir. Gövdesi hafif tüylü olup kolları toprak yüzeyinde 3-4 m kadar uzayabilir. Kökleri susuz olarak yetiştirilen yerlerde oldukça derine inmesine rağmen sulanan şartlarda saçak kökler daha çok 40-50 cm derinlikte yoğunlaşır. Meyveleri ise tatlı ve suludur.
Karpuz tarımı, dünyada ve ülkemizde oldukça geniş bir alanda yapılmaktadır. Türkiye dünya karpuz üretiminin %20’sini gerçekleştirmektedir.
Tatlı ve sulu, olgun bir karpuz seçmek için birkaç noktaya dikkat etmeliyiz. Kabuğunun rengi parlak değil, mat olmalı ve tırnağınızla hafifçe kazıdığınızda yeşil kısım kolayca çıkmalıdır. Şekli simetrik olmalıdır. Toprağa oturan kısmının rengi açık sarı olmalı, beyaz veya yeşil olmamalıdır. Olgun karpuz oda sıcaklığında tutulmalıdır. Ancak çok uzun bir süre değil. Buzdolabında 1 hafta süreyle saklanabilir.
Eğer kesmece karpuz alacaksanız içinin renginin parlak kırmızı, çekirdeklerinin de koyu kahverengi veya siyah renkte olmasına dikkat edin. Çekirdeksiz karpuz alıyorsanız dikkat edin. Çünkü çok fazla beyaz çekirdek karpuzun olgunlaşmadan toplandığını gösterir.
ÇEŞİTLERİ 
Bölgemizde “Sugar Baby ve Crımson Sweet” çeşitleri kullanılabilir. GAP-BKİB 1987-1992 yılları arasında Şanlıurfa- Koruklu Tarımsal Araştırma İstasyonunda yaptırmış olduğu denemeler sonucunda da Urfa Yerli, Halep Karası, HZ.No.2 gibi çeşitler tavsiye edilmektedir.
Diyarbakır karpuzu dünyaca ünlü ender tarım ürünlerimizden birisidir. Dicle nehri kenarında çakıllı,kumlu arazilerde yöreye özgü yöntemlerle yetiştirilen bu karpuz çeşidinin Diyarbakır’ın ekonomik,sosyal ve folklar yaşantısında değerli bir yeri bulunmaktadır.Diyarbakır karpuzunu meşhur eden en önemli özellikleri irilik ve lezzet halkı için önemli bir sosyal ve ekonomik değeri vardır.
                            

DİYARBAKIR KARPUZU
Ülkemizde hemen hemen her şehrimizin sembolü olmuş kendine özgü bir tarım ürünü vardır. Örneğin şeftali dediğimizde Bursa,incir dediğimizde Aydın,pamuk dediğimizde Anana, fındık dediğimizde Giresun,çay dediğimizde Rize illerimiz akıla geldiği gibi karpuz dediğimizde de herkesin aklına Diyarbakır ilimiz gelir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki saydığımız bu ürünler yıllardan beri bu illerin sosyal ve ekonomik yapılarında önemli roller oynamaktadırlar ve bundan dolayıdır ki haklı olarak bu illerin sembolü olmuşlardır.
DİYARBAKIR KARPUZU SÜRME ÇEŞİDİ
Diyarbakır ili toplam sebze alanı 25.273 ha. dır. Bu alanda üretilen toplam sebze miktarı 514.000 ton’ dur. Bu toplam sebze üretim miktarının içinde karpuz üretiminin payı ise 276.000 ton’ dur.  Bu karpuz üretiminin büyük bir çoğunluğunu da Diyarbakır karpuzu oluşturmaktadır. 
        
Diyarbakır karpuzu “ karpuz kuyusu” adı verilen yerlerde yetiştirilmektedir. Bu kuyular Nisan – Mayıs aylarında Dicle nehrinin çekilmesinden sonra kalan nehir yatağında açılmaktadır. Yaptığımız inceleme gezilerinde gördük ki üreticilerin nehirin çekilmesiyle kalan araziyi paylaşmaları da oturmuş bir düzen dahilinde olmaktadır. Nehir çekildikten sonra nehir kenarında arazisi olan her üretici arazisi doğrultusunda ki nehir yatağına sahip olmaktadır.Büyük karpuz yetiştirmek için açılan her kuyu,boyu 2m. genişliği
60 cm. olacak şekilde hazırlanmaktadır. Kuyuların derinliği ise taban suyuna ulaşılacak derinliğe bağlı olarak değişmektedir ve genellikle taban suyuna 40 – 60 cm. ulaşılmaktadır. Diyarbakır karpuzunun iriliğini bu kuyuların hazırlanmasında kullanılan ahır gübresi; (ki bu gübrenin özellikle çift tırnaklı hayvanlardan koyun ya da keçi gübresi olması tercih edilmektedir.) lezzetini ise güvercin gübresi vermektedir. Bu amaç için kullanılan yarasa gübresinin de iyi sonuç verdiği bilinmektedir. Buradan da anlaşılmaktadır ki organik gübrelemenin Diyarbakır karpuzu yetiştiriciliğinde önemi büyüktür. Bunun da sebebi; Dicle nehrinin kış aylarında taşıdığı su miktarı artınca karpuz yetiştiriciliği yapılan yerlere kadar nehir genişlemekte çekilirken de alıp götürmektedir. Yapılan  bu gübreleme sonucunda bir tanesi 60 – 70 kg. olan karpuzlar yetiştirilebilmektedir. (Anonim 2.Tekin,) 35 – 40 yıl kadar önce 50 kg’lık karpuz gördüğünü yazılarında bizzat belirtmektedir. Hatta Enver Paşa’nın iki karpuzu bir deveye yüklemek suretiyle padişaha hediye gönderdiği halen söylenmektedir.

Fakat daha sonra bölgeye giren hibrit karpuz çeşitleriyle Diyarbakır karpuzu rekabet edememiştir. Bunda ticari zihniyetlenme de rol oynamıştır. Yeterince ilgilenilmediği için Diyarbakır karpuzunun nesli dejenere olmuş,eski lezzet ve iriliğini yitirmiştir. Arandığında bırakın 30 – 35 kg’lık Diyarbakır karpuzunu 25 kg’lığı bile bulunamaz olmuştur. Ve bunun Diyarbakır ekonomisine büyük zararı dokunmuştur. İlk kez 1968 yılında düzenlenen karpuz festivali ile bu konuya el atılmış,üretici teşvik edilmek istenmiş ancak bu iş 1982 yılına kadar düzenli olarak yapılamamıştır. 1982 yılında konuya tekrar el atılmış 1985 yılına kadar bu festivaller düzenli olarak tekrarlanmış ve en iri Diyarbakır karpuzu yetiştiren üreticiler  ödüllendirilmiştir. Bu sayededir ki bu gün 40 – 50 kg’lık Diyarbakır karpuzu bulmak artık mümkün olabilmektedir.  Bunlar üreticiyi teşvik etmek amacıyla yapılan işlerdir. Ancak halen konuya bilimsel olarak yaklaşılıp da bu konuda bir bilimsel araştırma yapılmamıştır.

İrilikleri itibariyle dünyaca meşhur olan Diyarbakır karpuzları yuvarlak – beyzi alacalı karpuzlar sınıfına girmektedir. Bunlar arasında özellikle sürme,pembe ve ferik adları ile tanınan çeşitler yaygın olarak yetiştirilmektedir.
1 – Sürme Çeşidi:Diyarbakır karpuzları arasında en iri olan çeşittir. Kabuk renkleri,koyu yeşil üzerinde uzunlamasına geniş dilimler halinde çizgilidir. Kırmızı renkte olan eti oldukça tatlıdır. Fakat bilhassa biraz fazla olgunluk halinde tamamen lifli bir hal almaktadır. Kabuğu kalın ve dayanıklı olduğundan hem nakliyat hemde uzun süreli muhafazaya oldukça elverişlidir. Tipik yetiştirme usulü ile yetiştirildiğinde 50 – 60 kilo hatta 75 kilo kadar iri meyveler elde edilebilmektedir. Bütün meyve olarak yenmesi hemen hemen imkansız olduğundan çoğunlukla dilimler halinde satılmaktadır. Çekirdekleri yörede yetiştirilen diğer yerli çeşitlere nazaran iri ve siyahtır. Sürme çeşidi “Sürme hırsızı” adıyla da anılmaktadır. 
2 – Pembe Çeşidi: Kabuğu parlak yeşil üzerine koyu yeşil renkli çizgilerle uzunlamasına çizgilidir. Kabuğu 1.5 cm. kadar kalındır. Eti pembeye yakın açık kırmızı renktedir. Bundan dolayı pembe karpuz adını almıştır. Eti hafifçe lifli olmasına rağmen oldukça tatlıdır. Çekirdekleri küçük ve siyah renktedir. Meyvelerde ortalama ağırlık 23 – 30 kilo arasındadır.
3 – Ferik Çeşidi: Şekil ve kabuk özellikleri itibari ile sürme çeşidine benzer. Fakat meyveleri daha küçüktür. Ortalama meyve iriliği 8 – 15 kg arasındadır. Eti daha kırmızı renklidir. Çekirdekleri siyah bazende sarı olabilir.
4 – Siyah (Kara Kış) Karpuz: Ağırlığı 5 – 20 kg arasındadır. Çekirdeği siyahtır. Yörede “siyah kışlık karpuz” adıyla anılmaktadır. Hasattan sonra kış aylarında bahara kadar adi depo şartlarında muhafaza edilmektedir. İnceleme gezime esnasında çiftçilerden tohumunu istediğimizde bu çeşidin artık yetiştirilmediğinden dolayı tohumunu bulamayacağımızı öğrendik. Bu durum beyaz kabuklu kışlık karpuz için de geçerlidir. Bu sonuç da gösteriyor ki korunmaya alınmadığında ıslah materyali olabilecek bir çok çeşidimiz kaybolmaya mahkumdur.

5 – Beyaz (Beyaz kış) Karpuz: Kara karpuz gibi bu çeşit de kış ayları sonuna kadar saklanabilmektedir. Kabuk rengi hariç tüm özellikleri “kara kış karpuzu” gibidir.

       
  Diyarbakır Karpuzunun Yoğun Olarak Yetiştirildiği Köyler:
        

Diyarbakır karpuzu,merkeze bağlı olan ve Dicle nehri kıyısında bulunan şu köylerde yoğun olarak yetiştirilmektedir.
         1 – Sivritepe (Şeyhelan) Köyü
        
2 – Erimli (Sımakı) Köyü
        
3 – Tekkaynak (Yuvacık) Köyü
       
 4 – Feri Köyü
        
 5 – Tepe Köyü (Anonim 6)

İYİ KARPUZ NASIL SEÇİLİR?

  • Öncelikle karpuzun renginin çok açık olmamasına dikkat edilir, en koyu tonlara sahip olanlar arasından seçim yapılmalıdır. Karpuzun bir bölgesi muhakkak daha açık renkli olacaktır. Çünkü bir bölge toprakla doğrudan temastadır karpuzun büyüdüğü sürede ve o bölgenin açıklığı bundan kaynaklanmaktadır. Bahsettiğimiz renk, karpuzun genel rengidir.
  • Karpuzun şekli şemali önemli değildir; uzunmuş, yuvarlakmış, bunlar dış görünüşle alakalı şeyler.. biçimsiz de olsa  unutmayın ve devam edin..
  • Karpuzu tokatlama işi çok komik görünse de karpuz seçimindeki en önemli aşamadır aslında.. O tokatlardan yankılanan seste doğru tonları yakaladığınız zaman iyi karpuzu bulmuşsunuz demektir. Peki o ton nasıl bi tondur? Sanılanın aksine doğru ses kesinlikle tok bi ses değildir. Un çuvalına vurduğunuzda duyduğunuz sese benzemez iyi karpuzdan gelen ses. Tam aksine, içi boş bi teneke kutuya vuruyormuşçasına sert ve yankılanan bi ton duymanız gerekir. Bu sesi veren karpuz muhtemelen diğerlerinden daha sert olandır ve parmağınızla bastırdığınızda daha az esneyendir.. Bu denemelerden sonra doğru tonu bulduysanız devam ediniz..
  • Karpuzun şekli şemali önemli değildir ancak üzerinde haritaya benzer lekeler mevcutsa, bu; karpuzun o bölgesinin zayi olacağı anlamına gelebilir.Satıcının, “ bu, karpuzun toprağa değen kısmıdır o yüzdendir bu lekeler” gibi taktiklerine aldanmayın zira karpuzun bir bölgesinin tırtıklı bi lekeyle kaplanmış olması, karpuzun tamamının göçmüş olduğunu göstermeyebilir fakat kimse bu riski göze almak da istemez, yanılıyor muyuz?
YETİŞTİRİLME TEKNİĞİ
 İklim İsteği
Karpuz, sıcak ve ılık iklim bitkisidir. Soğuklardan çok etkilendiği için yetişme devresinde don tehlikesi olmamalıdır. Tohum ekiminde  C’nin üzerinde olmalıdır. Rutubetin yüksek olduğu yerlerde°toprak sıcaklığı 12  hastalıklardan etkilenir.
Toprak İsteği
Karpuz yetiştirmek için derin, geçirgen su tutma kapasitesi yüksek kumlu-tın veya tınlı kumlu topraklar uygundur. Ağır killi topraklar ve hafif topraklarda çok iyi bir gübreleme ile karpuz yetiştirilebilir. Drenajı yetersiz ve tabansuyu seviyesi 1 m’nin altında olan yerler ise uygun değildir.
Bölgemizde karpuz + pamuk + buğday + 2. ürün veya karpuz + pamuk + mercimek + 2. ürün münavebesi uygulanabilir.
Toprak Hazırlığı
Karpuz yetiştiriciliğinde toprak hazırlığına sonbaharda ilk yağışlardan sonra başlanmalıdır. İlk yağışlardan sonra toprak tavda iken derin sürüm yapılmalıdır. Eğer yağışlar gecikirse yağışları beklemeden derin sürüm yapılabilir. Derin sürümün arkasından kesekleri parçalamak için kültüvatör gobledisk veya diskharrow ile ikileme yapılmalıdır. İkinci toprak işleme dönemi ise Şubat-Mart ayları olup uygun toprak tavında kültüvatör ile toprak işlenerek arazi ekim ve dikime hazır hale getirilir. Ekimden önce tarlada otlanma görülürse tekrar kültüvatör ile toprak işlemesi yapılabilir.
Ekim veya Dikim
Ekim
Karpuz yetiştirilecek arazide ekimden önce sıra arası 2 m olacak şekilde karık pulluğu ile karıklar çekilmelidir. Bu karıkların kenarına tek taraflı olarak ve sıra üzeri 75 cm olacak ocaklara ekim yapılır. Her ocağa 2-3 adet tohum bırakılmalıdır. Tohumların üzeri 5-6 cm toprakla örtülerek hafifçe bastırılmalıdır. Bölgemizde araziye ekim 20 Nisan-5 Mayıs tarihlerinde yapılmalıdır. Çıkıştan sonra ocakta fidelerden uygun olan iki adedi bırakılır. Daha sonra bir adet bitki bırakılır.
Fide Yetiştirerek Dikim
Karpuz tarımında erkencilik açısından fide ile yetiştiricilik yapılabilir. Bunun için 10x13 cm ebadındaki altı delinmiş plastik torbalar (tüp) kullanılır. Bu torbalar iyi karıştırılmış harç ile doldurulur. Harç yapmak için hacim olarak 1 ölçü bahçe toprağı, 1 ölçü iyi yanmış ahır gübresi ve 1 ölçü kum iyice karıştırılır.
Harç doldurulmuş olan torbalara karpuz tohumları 4-5 cm derinlikte konur. Her torbaya tohumun kalitesine göre 1-2 adet tohum bırakılır. Bu torbalar süzgeçli kovalarla sulanarak seralar veya yüksek tünellere konur. Bu işler bölgemizde 5-15 Mart tarihlerinde yapılmalıdır. Torbalarda yetişen fidelerin zaman zaman otları alınır ve sulaması yapılır. Normal şartlarda fideler 30-45 gün içinde dikime hazır hale gelir.
Dikime hazır hale gelen fideler sıra arası 2 m ve sıra üzeri 75 cm olacak şekilde daha önceden kültüvatör ile sürülmüş ve karık pulluğu ile karıkları açılmış olan tarlaya dikilmelidir. Plastik torbalardan fideler çıkarılırken fide toprağının dağılmamasına özen gösterilmelidir. Dikimden sonra mutlaka can suyu verilmelidir
Gübreleme
İyi bir karpuz yetiştiriciliği için gübrelemeye ihtiyaç vardır. Sonbaharda derin sürümden sonra 3-4 ton/da ahır gübresi atılarak kültüvatörle karıştırılmalıdır.
Kimyasal gübre olarak 15-18 kg/da N ve 10 kg/da P2O5 verilmelidir. Fosforlu gübrenin tamamı ve azotlu gübrenin 1/3’ü ekim veya dikimden önce atılarak kültüvatörle karıştırılmalıdır. Azotlu gübrenin 1/3’ü çiçeklenme devresinde 1/3’ü ise meyveler 5-
65 cm çapında olduğunda verilmelidir.
Sulama
Verimin yüksek ve kaliteli olması için bitki, kök bölgesinde yeterli nemin bulundurulması gerekir bu nedenle karpuz yetiştiriciliğinde sulama yapmak gerekmektedir. Karpuz fideleri tarlaya şaşırtıldıktan sonra iyi bir can suyu verildiğinde bitkiler uzun süre sulamaya ihtiyaç duymadan gelişme gösterirler. Fideler küçükken fazla sulama yapılırsa gelişmeye olumsuz etki yapar. Meyve oluşum dönemine kadar mümkün olduğu kadar az sulama yapmak gerekir. Meyve büyüklüğü 5-6 cm olduktan sonra normal sulamalar yapılmalıdır. Bu devreden itibaren 15 günde bir sulama yapılmalıdır. Sulamalarda 0-90 cm toprak derinliği tarla kapasitesine getirilmelidir. Sulamalara bitkiler verimden düşmeye başladığında son verilmelidir.
Bakım
Karpuz yetiştiriciliğinde tüplerde çıkıştan itibaren bakım yapılmalıdır. Tüplerde fidelerin yanında çıkacak olan yabancı otlar zaman zaman alınmalıdır.
YARARLARI
Karpuz bol miktarda C vitamini ve antioksidan özelliği ile çeşitli kanser türlerine karşı etkili olan Beta karoten içerir. İçerdiği yüksek potasyum kalp fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda iyi bir lif kaynağı olduğundan bağırsak hareketlerini düzenler ve bağırsak kanserini önlemede de rol oynar. Karpuz çekirdekleri de içinde bulunan Cucurbocitrin adlı madde ile kan basıncını düşürmeye ve böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur. Yağ ve kolestrol içermediğinden ve kalorisi de düşük olduğundan yaz aylarında yapılan diyetlerde özel bir yeri vardır

Tatlı ve sulu soğuk bir karpuz yaz aylarının en lezzetli serinleticisidir. İçerdiği bol su ve vitaminlerle sağlıklı beslenmemizde önemli bir rol oynar.
100 gr Karpuzda;

 Besinler
Birim
Değer
 Kalori
kcal
26
 Protein
g
0.5
 Yağ
g
0.1
 Karbonhidrat
g
7.5
 Demir
mg
0.5
 Selüloz
g
0.3
 Kalsiyum
mg
7
 Fosfor
mg
10
 A vitamini
iu
590
 C vitamini
mg
7
 Potasyum
mg
320




Havaların ısınmasıyla birlikte alışveriş merkezleri ve manavların reyonlarını süslemeye başlayan karpuzun, içeriğinde bol miktarda bulunan laykopen maddesi nedeniyle, kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor.
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Betül Çiçek, kansere karşı koruma özelliği olduğu bilinen laykopen maddesinin, karpuzda bol miktarda bulunduğunu belirtti.

Yaz mevsiminde bolca bulunan ve ucuz olmasının yanı sıra her yaştan insan tarafından sevilen bir meyve olan karpuzun, insan sağlığına faydasına dikkati çeken Çiçek, yaz mevsiminde insanlara bol miktarda karpuz tüketmelerini tavsiye ettiklerini kaydetti.

Laykopen maddesinin antioksidan özelliği nedeniyle kansere karşı koruma sağladığını ifade eden Çiçek, şu bilgileri verdi:
“Karpuz, kansere karşı koruma özelliği olan laykopen maddesi bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Kansere yol açan en büyük sebeplerden biri, doku ve organların zararlı maddeler nedeniyle hasar görmesidir. Laykopen maddesi ise antioksidan özelliği sayesinde, serbest radikaller denilen zararlı toksinlerin sağlıklı doku ve organlara bağlanmasını engeller. Laykopen, doku ve organlara bağlanarak zararlı maddelere karşı koruma sağlar. Bu nedenle karpuz, kansere karşı koruma sağlayan en önemli besinlerden biridir.”

Vücudu kansere karşı en fazla koruduğu bilinen maddelerin başında A ve E vitaminlerinin geldiğini hatırlatan Çiçek, karpuzda bulunan laykopenin kansere karşı koruyuculuğunun A vitamininden 2 kat, E vitamininden 10 kat daha fazla olduğunu vurguladı.”


KARPUZUN DİĞER FAYDALARI
Karpuzun besin değeri açısından da oldukça zengin bir meyve olduğunu söyleyen Çiçek, orta boy bir karpuzdan kesilen ince bir dilimin 6.4 gram kanbonhidrat, bir miktar protein ve yağ ile 26 kalori içerdiğini belirtti.

Karpuzun içerdiği bol miktardaki potasyumun da insan sağlığı açısından son derece faydalı olduğunu anlatan Çiçek, şöyle devam etti:

“Potasyum, böbreklerin daha iyi çalışmasını ve böylece böbrekler tarafından vücuttan sodyumun atılmasını hızlandırır. Fazla sodyumun vücuttan atılması sonucunda da kan basıncı dengelenir, kalp işlevleri düzenlenir ve kalp krizi riski azaltılır. Karpuz, yüksek miktarda su içerdiği ve hazmı kolay olan bir meyve olduğu için de sık tuvalete gidilmesini ve buna bağlı olarak vücuttan atık maddelerin daha sık dışarı atılmasını da sağlar.”

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof Dr. Nebahat Sarı, "Karpuzda çok önemli 2 kimyasal madde olan likopen ve sitrolin bulunuyor. Bu maddelerin kansere karşı en önemli koruyucu özelliği olduğu biliniyor." dedi.
Sarı, "Bir dilim karpuz yediğimiz zaman hemen enerjimizi almış oluruz. Karpuzun iştah açıcı, serinletici özelliğiyle birlikte göz ve mide ağrısı ağız kokusu giderici gibi özelliği de bulunmaktadır." diye konuştu.
Likopen'in kansere karşı anti kanser özelliği taşıyan kimyasal bir madde olduğunu anlatan Sarı, "2004 yılında yapılan araştırmaların sonuçları 2005 yılında yayınlandı. Bir domates yaklaşık
150 gram geliyor. 150 gramlık domateste 4,5 miligramlık likopen varken, 1 dilim karpuzda yaklaşık o da 150 gramdır ve domatese göre likopen özelliği 7,3 miligramdır." şeklinde konuştu.
Dünyada karpuz satışlarını artırmak için çalışmalar yapıldığını söyleyen Sarı, "Amerika'da 2-3 yıldır billboardlarda bugün karpuzunuzu aldınız mı, diye afişler asılıyor. Fransa, İspanya gibi ülkelerde karpuzun dış kabuğu hayvan yemi, sofralarda turşu, şurup, reçel gibi yiyecekler olarak kullanılıyor. Özelliklede karpuz suyu teknolojisi ülkemizde geliştirilmeli. Bazı yıllarda karpuz fiyatı iyi gitmediğinden dolayı yüzlerce ton karpuzu tarlada bırakırız. Nasıl ki nar suyu değerlendirilince marketlerde diğer meyve sularından daha yüksek fiyata satılıyor. Bence karpuz suyu da işlenmeli ve fabrikasyon haline getirilmelidir." ifadesini kullandı.
KARPUZ KANSERİ ÖNLÜYOR MU?
Karpuz kanseri önlüyor mu?
Yaz aylarının en çok tüketilen meyvelerinden olan karpuzun, kanseri önleyici özelliği olduğu ortaya çıktı.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof Dr. Nebahat Sarı, "Karpuzda çok önemli 2 kimyasal madde olan likopen ve sitrolin bulunuyor. Bu maddelerin kansere karşı en önemli koruyucu özelliği olduğu biliniyor." dedi.

Sarı, "Bir dilim karpuz yediğimiz zaman hemen enerjimizi almış oluruz. Karpuzun iştah açıcı, serinletici özelliğiyle birlikte göz ve mide ağrısı ağız kokusu giderici gibi özelliği de bulunmaktadır." diye konuştu.
Likopen'in kansere karşı anti kanser özelliği taşıyan kimyasal bir madde olduğunu anlatan Sarı, "2004 yılında yapılan araştırmaların sonuçları 2005 yılında yayınlandı. Bir domates yaklaşık
150 gram geliyor. 150 gramlık domateste 4,5 miligramlık likopen varken, 1 dilim karpuzda yaklaşık o da 150 gramdır ve domatese göre likopen özelliği 7,3 miligramdır." şeklinde konuştu.

Dünyada karpuz satışlarını artırmak için çalışmalar yapıldığını söyleyen Sarı, "Amerika'da 2-3 yıldır billboardlarda bugün karpuzunuzu aldınız mı, diye afişler asılıyor. Fransa, İspanya gibi ülkelerde karpuzun dış kabuğu hayvan yemi, sofralarda turşu, şurup, reçel gibi yiyecekler olarak kullanılıyor.
Özelliklede karpuz suyu teknolojisi ülkemizde geliştirilmeli. Bazı yıllarda karpuz fiyatı iyi gitmediğinden dolayı yüzlerce ton karpuzu tarlada bırakırız. Nasıl ki nar suyu değerlendirilince marketlerde diğer meyve sularından daha yüksek fiyata satılıyor. Bence karpuz suyu da işlenmeli ve fabrikasyon haline getirilmelidir." ifadesini kullandı.
BİR DİLİM KARPUZUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 
Meyve ve sebzeler inanılmaz bir çeşitliliğe sahiptir. Meyvelerin ve sebzelerin lezzetleri, kokuları ve tatları düşünüldüğünde akla böyle bir çeşitliliğin nasıl ortaya çıktığı sorusu gelecektir. Aynı topraktan, aynı suyu ve mineralleri kullanarak, farklı tadı ve kokuları yüzyıllardır hiç şaşırmadan ve birbirlerine karıştırmadan tutturanlar, elbette ki üzümlerin, karpuzların, kavunların, kivilerin, çileklerin kendileri değildir. Bu benzersiz lezzeti, görünüş ve tadı onlara Allah vermektedir.
Gerek hayvanlar gerekse insanlar, bitkilerin üretmiş olduğu besinleri tüketerek hayatlarını sürdürebilecek enerjiyi elde ederler. Allah, bitkileri tüm canlılara fayda vermek için yaratmıştır. Bu nimetlerin çoğu da insan için özel olarak tasarlanmıştır. 
Karpuzları düşünelim. Kuru bir topraktan çıkan bu sulu meyve, insanın onun suyuna tam ihtiyaç duyacağı bir mevsimde, yani yazın oluşur. Karpuzun % 95 i su olmasına rağmen, oldukça tatlıdır.Allah, sudan artakalan %  5 e muhteşem bir lezzet yerleştirmiştir. Bu,Allah'ın benzersiz yaratmasıdır.
Bu şekilde düşünerek yeryüzündeki bitkilerin tümünü inceleyebiliriz. Bu incelemenin sonunda, bitkilerin insanlar ve tüm canlılar için özel olarak tasarlanmış, yani yaratılmış oldukları gerçeğine varırız. Alemlerin Rabbi olan Allah tüm besinleri canlılar için var etmiştir ve bunları, her birinin tadı, kokusu, faydası çeşit çeşit olacak şekilde yaratmıştır. Bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir:
"Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır." (Nahl Suresi, 13)
Bir tohumun karpuz olabilmesi için ne gibi bilgilere ihtiyaç vardır, düşünelim. Karpuzun şekeri, hoş kokusu, rengi ve lezzeti bu meyvenin tohumlarında bilgi olarak bulunmaktadır. Ayrıca karpuzun kabuğundaki desenler, kabuğun kalınlığı, üzerindeki mumlu yapı ve karpuz ile ilgili tüm bilgiler karpuz tohumlarında şifrelenmiştir.  Kabuğu oluşturan hücrelerin bir duvar ustasının yapamayacağı kadar pürüzsüz bir doku oluşturmalarını sağlayan bilgi de tohumlardadır.
Karpuz dilimini eline alıp inceleyen insan çok belirgin bir düzen ile karşılaşacaktır. Bu düzeni sağlayan bütün bilgiler karpuzun çekirdeklerinde yani tohumlarında mevcuttur. İncelemeye devam eden kişi karpuzun çekirdeklerinin her birinin ince bir bağ ile sulu bölüme tutturulduğunu görecek, çekirdeklerin üzerindeki incecik zarı fark edecektir. İşte bu zarın yapısı hakkındaki bilgi de, karpuzun hoşa giden tam ayarında şekeri, esansı ve lezzeti ile ilgili bilgi de tohumlarında mevcuttur.
Dünyanın her yerinde karpuzların aynı özelliklere sahip olmasını sağlayan da tohumda saklı olan bu bilgidir. Bu nedenle dünyanın neresine gidilirse gidilsin karpuz çekirdeklerinden bir miktar alınıp toprağa ekilse bir süre sonra topraktan bir karpuz bitkisinin çıktığı, ardından bu bitkinin üzerinde küçük karpuzların oluştuğu, bunların da zamanla büyüdüğü ve gerçek birer karpuza dönüştükleri görülecektir. Bu da bizlere Allah'ın yaratmadaki gücünü ve eşsiz sanatını gösterir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder