9 Ocak 2011 Pazar

Bahçelerin Yıllık Bakım İşlemleri

Yıllık Bakım İşleri
Yurdumuz çeşitli iklim tiplerinin 7 ayrı bölgeye dağıldığı bir iklim mozayiğidir. Akdeniz iklimi, subropikal iklim, Karadeniz (doğu-batı), karasal, dağ, deniz, humit, arit, step, alpin... Bu sebepten yurdumuzun bir tarafinda bahlar yaşanırken, diğer bir yöresinde kış bütün şiddetiyle sürüyor olabilmektedir. Bir köşesinde yılın 11 ayı yağmur yağarken bir başka yöresinde kuraklık sıkıntısı çekilmektedir. Bir bakıma zenginlik sayılacak bu durum vejetasyonla ilgili konularda kesin sözler söylemeğe veya rakamlar vermeye insanı tereddüte düşürüp isini zorlaştırmaktadır.
Bahçelerde bakımla ilgili bir takvim verirken de bu zorluklar karşımıza çıkmaktadır. Çare olarak, yurdumuzun ortalamasını teşkil eden Marmara iklim koşulları dikkate alınacak ve örneğin istanbul'un yurdumuzu temsil ettiği kabul edilecektir. Buna göre yurdun diğer yörelerinde, coğrafi konumuna göre gerekli düzeltmeleri, adaptasyonları yapmakta sayın okurlarımıza kalacaktır.
Bahçelerin bakımı hemen hemen, yılın çok şiddetli geçen kış günleri dışında, her gün devam eder. Yılın her mevsiminde, her ayında yapılacak ve birbirlerini tamamlar nitelikte sınırsız bakım işleri vardır. Bunları sırasıyla ve özetle görelim.


İLKBAHAR DÖNEMİ
Bahçe islerinin en yoğun periyodu ilk bahardır. Havalar ısınmağa başlamış, yağmurlar bereket yağdırmakta, toprak tavına (işlenmeye uygun hale gelme, yumuşama) gelmiş, bitkilerde vejetasyon başlamış ve hızla devam etmekte; ağaçlara, otlara, çalılara su yürümüş, doğa kış uykusundan uyanmıştır... ilkbaharın başı fidan dikim zamanı, budama zamanıdır.
MART
  • Fazla nemini kaybetmeğe başlayan toprağın tavlanması ile belleme, sürme ve çapa işleri yapılır.
  • Yıllık gübrelemenin ilk yarısı Nisan sonuna kadar yapılmış olmalıdır.
  • Gübrelemede organik gübrelerle beraber ve her metrekareye 30 gr. hesabıyla yapay, kompoze gübrelerin toprağa karıştırılıp çapalanması ve hemen de sulanması gerekir.
  • Mart ortalarına kadar her türlü fidan dikimi yapılır. Havaların uygun olması halinde bu ay sonuna kadar sürdürülebilir.
  • Yazın çiçek açan süs bitkileri ile kışın yapraklarını döken ağacların budanmasına başlanır.
  • Çalı formundakiler 25-30cm. den kesilirken, yaşlı diğer dallar da diplerinden kesilir. Bu arada kışın dondan zarar gören kısımlarda kesilip atılmalıdır.
  • Budama keskin "Budama Makası" veya gene keskin bir bıçakla yapılmalıdır. Kesim noktası daldaki bir altta bulunan gözün (tomurcuğun) arka yönüne doğru eğimli olacak şekilde seçilmelidir.
  • Mart'ta daha çok kalem aşısı ve çelikle üretim yapılır.
  • Çimlerde tırmıkla temizlik yapılır, yabancı otlar ayıklanır.
  • Çim alanlarında, kışın donma ve çözülme sonucu, kumlu ve organik maddelerce zengin hafif topraklarda oluşan kabarmalar hafif bir silindir (loğ) ya da tokmaklarla giderilmelidir.
  • Ağır topraklarda sıkışma sebebiyle toprağın kapilarite, hava alma gibi işlevlerini kolaylaştırmak amacı ile çatal bel ile veya demir çubuklarla toprakta delikler açılarak toprak rahatlatılır.
  • Bu arada yeniden tesis edilecek olan çim alanlarının toprağı hazırlanır.
NİSAN
  • Gübrelemeye devam edilir.
  • Martta bitirilmeyen fidan dikimi, hava koşullan uygunsa devam edilir.
  • Tüplü fidanlar yılın diğer aylarında olduğu gibi Nisanda da rahatlıkla dikilebilir,
  • Herdem yeşil ağaçlar, budanır. (Çamlar, porsuklar, serviler, mazılar gibi).
  • Çit oluştan bitkilerin dal ve yapraklan makaslanarak, ya da budama suretiyle form edilir
  • Yağış miktarı istenilen düzeyde olmaz ise bahçelerin sulanmasına başlanır.
  • Büyük ağaçların yer değiştirmesi yapılır (Büyük ağaçların yer değiştirmesi bir uzmanlık alanıdır. Herkes bunu yapamaz. Aynca 6-7 m. yükseklikteki ağaçların yer değiştirmesi de özel araçlarla ve basan ile yapılmakta olduğundan, böyle durumlarda bu işi yapan özel firmalardan yardım istenmelidir.)
  • Yeni çim alanlarının hazırlıktan yapılır. Mevsim başında ekilmiş olan çimler, boyu 10 cm. kadar olduktan sonra, ilk defa kesilmeli ve kesim ya da daha doğrusu biçim işinin mutlaka iyi bilenmiş bir tırpanla yapılmasının zorunlu olduğu unutulmamalıdır Daha sonraki kesimler, özel biçme makineleri ile yapılır. Ama ilk kesim mutlaka tırpanla olmalı ve derince kesilmelidir.
  • Toprak nemi kontrol edilmeli, üstten itibaren 2-3 cm. derinliğe ya da nemliliğini kaybetmişse sulama yapılmalıdır Sulamada, suyun en az 10 cm. derinliğe kadar toprağa işlediği görülünceye kadar sulamaya devam edilir.
  • Çimler için özel olarak hazırlanmış kompoze gübreler (hazır, müstehzar) toprağa verilir.
  • Yabancı otlar ayıklanır, bozulan çimler onarılır.
MAYIS
  • Çapa ile toprak işlenmesine devam edilir. Fidan dipleri kabartılır, özellikle kıllı topraklarda kaymaklaşan toprağın bu oluşumu çapa ile kırılarak, toprak suyunu bir lamba fitili gibi emerek havaya uçmasını kolay
    laştıran kapiler (kılcal) borular yok edilir ve bu suretle toprağın su kaybı önlenmiş olur. Köylünün "iki çapa bir su" deyiminin altındaki gerçek işte budur. Çapa yaparak su vermiş gibi oluruz.
  • Herdem yeşil ağaç ve ağaççıkların gübrelemeleri yapılır. Her metrekareye 30-40 gr. isabet edecek kadar ve daha ziyade fosfor ağırlıklı kompoze veya fosforlu yapay gübre katkılı organik gübre şerbeti verilip hemen de sulama yapılır.
  • Manolya, leylak, kartopu (viburnum), berberisi, Japon ayvası (Cidonia japonica), süs elması, süs kirazı gibi çiçek tomurcukları bir önce yıl oluşup, baharda çiçek açan bitkiler, ciçeklenmenin hemen bitiminde budanır. Budama zayıf sürgünleri kısaltmak, yaşlı dallan dipten kesmek ve sık dallan seyreltmek şeklinde yapılır.
  • Sulama artık ciddi bir şekilde ele alınır. Çim alanlarında yer alan ağaç ve ağaççıkların çimlere verilenden daha fazla suya ihtiyaçları bulunduğu dikkate alınarak, bu materyale, çimlere verilenden başka ekstra su verilmesi gerektiği hatırlanmalıdır.
  • Mayıs ayında bitkilere zarar veren böcekler, mantarlar, dana burnu,
    köstebek gibi bitki zararlılarına karsı önlem alınır. Bunların her birinin mücadelesi sistem, şekil ve kutlanılacakların ilaçlan yönünden çok değişik olduğundan böyle durumlarda, en yakın Zirai Mücadele Kuruluşundan yardım isteğinde bulunulmalıdır.
  • Çim tohumu ekilmeğe devam edilir.
  • Çim alanlarını oluşturan topraklar ağır karakterli ise burada kumlama yapılır. (Elenmiş dere kumu toprağın yüzeyine 1-1,5 cm. kalınlıkta serilip tırmıkla karıştırılıp yedirilir) Ağır toprakların kumlama işlemi sonbaharda tekrarlanabilir.
  • Çim alanlarının sulaması, biçmesi, yabancı otların ayıklanması ve gübreleme işlemine devam edilmelidir.
  • Çim alanlarının yıllık azot gereksiniminin yansı Mayıs ayında karşılanır. Her metreküpe 30-40 gr. amonyum sülfat içeren gübreler yeterlidir.


 

YAZ DÖNEMİ
HAZİRAN
  • Toprakların çapalanmasına devam edilir.
  • Yazlık çiçek fidanlarının ve tüplü fidanların dikimi yapılır. Tüplü, kaplı fidan da olsa, dikimini takiben mutlaka sulanması gerektiğini (Can suyu) unutmamalıdır.
  • Yazın yapraklannı döken bitkilerin budamaları devam eder.
  • Sulamalara çok dikkat etmek gerekir, zira artık toprak suya fazla gereksinim duymağa başlamıştır. Sulama akşam saatlerinde yapılmalı, hava koşulları ve bitkilerin su istekleri doğrultusunda yeterince sulamaya özen gösterilmelidir.
  • Göz aşısı yapılabilir.
  • Çim alanların sulanması önem kazanır. Sabah ve akşam saatlerinde, güneşin etkisi azaldığı vakitlerde gerekirse günde iki defa sulanabilir.
  • Çim biçme daha sık yapılır. Bu arada biçme artıklarının bir kısmının çimler arasında bırakılmasının, toprak nemini koruması bakımından yararlı olduğu gözönüne alınmalıdır.
  • İlk yarısı Mayıs ayında verilen azotlu gübrenin diğer yarısı Haziranda veya yaz dönemi boyunca ister bir kerede ister azar azar, verilir.
TEMMUZ
  • Kaymaklaşan toprak tabakası, çapalanarak kırılır.
  • Yabancı otların temizliğine devam edilir.
  • Yaz boyu çiçek açan ağaç, ağaççık ve çalıların ve yazlık çiçeklerin (özellikle güllerin) gübre takviyesi yapılır. (Organik gübreler, gübre şerbeti, ya da her metrekareye 30-40 gr. yapay kompoze gübre). Çiçeklenmenin sonunda gübrelemeye de son verilir.
  • Tüplü, kaplı fidanlarla Sonbaharda çiçek açan mevsimlik ve çok yıllık çiçeklerin dikimleri yapılır.
  • Güllerde, aşılı ağaç, ağaççık ve süs çalılarında piçler (kök ve kök boğazından çıkan bitkinin aşılı olmayan anacına ait sürgünler) kesilir.
  • Sulamaya Hazirandaki gibi muntazam devam edilir.
AĞUSTOS
  • Gerektiğinde çapa yapılır.
  • Gübreleme yapılmaz. Bu ayda yapılacak gübreleme fayda yerine zarar verir.
  • ilkbaharda çiçek açan çok yıllık çiçeklerin dikimi yapılır.
  • İlk budaması Nisan da yapılan herdem yeşil ağaç, ağaççık ve çalıların ikinci budaması Ağustosun ikinci yarısında yapılır.
  • Herdem yeşil çitlerin budaması bu bitkilerin her taraftan ışık almaşım kolaylaştıracak şekilde, yakandan aşağıya genişleyerek yapılır.
  • Sulama önemini bu ayda da sürdürmektedir. Diğer yaz ayları gibi dikkatle sulamaya devam edilir.
  • Ağustos sonu ile Eylül sonuna kadar durgun göz aşısının en uygun mevsimidir.
  • Çimlenecek alanların topraklarının hazırlanması işlerine devam edilir.


SONBAHAR DÖNEMİ
Sonbahar bahçe işlerinin yoğunluk kazandığı en önemli ve faal mevsimidir.
EYLÜL
  • Sonbahar yağmurları İle birlikte toprak tavını almağa başlamıştır. Bu durumda toprağın mutlaka işlenmesi lazımdır.
  • Sonbaharda, (hatta ilkbaharda) dikilecek fidanların yerleri hazırlanır, çukurları açılır.
  • Ot mücadelesine devam edilir, kaymaklanma olursa toprağın hemen çapalanmasına dikkat edilir.
  • Fakir toprakların iyileştirilmesi İşlemleri devam eder ve bu toprarların üzerine yukarıda anlatıldığı üzere, organik gübre serpilip çapalanarak toprağa yedirilir.
  • Tüplü ve kaplı fidanlar dikilebilir. Sonbahar dikimlerini uygun hava koşullan meydana geldiğinde hemen yapmanın, fidanların köklerinin çalıştırma olanağı bulabilmesi açısından, çok yararlıdır.
  • Kışlık çiçek fideleri ve ilkbaharda çiçek açan soğanlı bitkiler dikilebilir.
  • Büyük ağaçların yer değiştirmesi yapılabilir.
  • Ağustos'ta yetiştirilemeyen budama işlemlerine Eylül ortalarına kadar devam edilir.
  • Yağmur ve yağışlar yeterli değilse sulamaya devam edilir.
  • Dökülmeye başlayan yapraklar temizlenir.
  • Yeni çim alanı yapımına devam edilir. Bunun için en uygun zamandır. Çimler sulanır. Çimlerin ilk biçimi yapılacaksa, bunun iyi bilenmiş bir tırpanla yapılması zorunluğunu bir kere daha hatırlayalım.
EKİM
  • Kirizme, belleme, çapa, fidan çukuru açılması gibi toprak işleme faaliyetleri için en uygun ay ekim ayıdır.
  • Toprak işlerken organik gübre verilmelidir. Kaplı-tüplü her türlü fidan dikilebilir.
  • Yağışlar yeterli değilse sulamaya devam edilir. Zira, bitkilerin toprakta yeterli kadar neme kavuşmadan kışa girmeleri sakıncalıdır.
  • Çim alanlarında sulama, sıkıştırma ve biçme işlemleri devam eder. Hazırlanan yeni alanlara çim tohumu ekilir.
KASIM
  • Hava koşullarının elverdiği oranda toprağın işlenmesine devam edilir.
  • Kök diplerinin torf, yaprak çürüntüsü, kompost ve organik gübrelerle örtülmesi, o ağacın kış koşullarına hazırlanması yönünden iyi olur.
  • Toprak işlenirken gübre verilir.
  • Kasım ayı klasik olarak tam bir fidan dikme mevsimidir. Tüplü, topraklı, topraksız her türlü fidan (tabii, taksonun özellikleri dikkate alınarak topraklı veya topraksız, veya tüplü olabileceğini hatırlayalım.) dikimine başlanır ve bu işleme don'lu günlere kadar devam edilir.
  • Budama için de en ideal aydır. Budanan dal ve sürgünlerin uçları kışın donarsa, bu ölü uçlar ilkbaharda yeniden kesilir.
  • Yağışların yetersiz olması durumunda sulamaya devam edilir. Özellikle yeni dikilen fidanlara mutlaka su vermek gerektiği hiç unutulmamalıdır.
  • Kış koşullarına karşı duyarlı olan bitkilerin dipleri kabartılmalı ve
    mümkünse uygun bir malzeme ile sarılmalıdır.
  • ilkbaharda çimlenecek alanların kirizmesi ve drenajı yapılır.


KIŞ DÖNEMİ
Kış aylan bitkilerde (istisnalar dışında) genelde vejetasyonun durduğu ölü bir mevsim, bir bakıma latant dönemidir. Bahçe ile ilgili işlem ve eylemler de buna göre ya tamamen durur veya iyice yavaşlar.
ARALIK
  • Havalar uygun ise her türlü toprak işlemeleri yapılabilir
  • ibreli ağaç ve ağaççıklara, derin budanmış bitkilere toprak işlemesi sırasında organik gübre verilmesi iyi olur.
  • Don yoksa her türlü fidan dikilir.
  • Hatta donlu havalarda büyük ve ibreli ağaçların nakli ve yer değiştirmesi emniyetle yapılır.
  • Budamalara devam edilir.
  • Kışı sert gecen yörelerimizde bitkilerin kök bogazındaki topraklar kabartılmalıdır. Bu sırada kabartılan toprağa, torf, yaprak çürüntüsü, kaba organik gübre gibi koruyucu malzeme karıştırılarak toprak nemini donlardan korumuş oluruz:
  • Gene fazlı karlı günlerde özellikle ibreli ağaçların dallarına zarar verecek kar tabakası temizlenmelidir.
  • Çim alanlarında kış gübrelemesi yapılır. Bunun için 100 metrekare alana 2-2,5 metreküp hesabıyla çok iyi yanmış ve elenmiş organik gübre kullanılmalıdır. Kumlama yapılmamışsa, gübreye elenmiş dere kumu karıştırmayı unutmamalıyız. Gübre ve dere kumu tırmıkla karıştırılarak toprağa yedirilir.
  • Kış gübrelemesi Ocak ve Şubat ayına kadar yapılabilir.
OCAK
  • Uygun hava koşullarında gerekirse toprak işlenebilir. Her toprak işlemesinde toprağa organik gübre verilmesi gerektiğini bir kere daha vurgulayalım.
  • Her türlü fidan rahatlıkla ve korkusuzca dikilir. Büyük ağaçların, yukarıda belirtildiği gibi yer değiştirmeleri yapılır.
ŞUBAT
  • Toprak işleme için oldukça uygun bir aydır.
  • Fidan çukurları açılır, belleme yapılır ve tabii gübre verilmesi ihmal edilmez.
  • Donsuz gübrelerde dikime devam edilir.
  • Keza büyük ağaçların nakline devam edilir.
  • Kışın yapraklarını döken ağaçların yaşlı ve belli istikamete büyümesini islemediğimiz dalları dipten kesilir.
  • Genç dal ve sürgünlerin kısaltılması, seyreltilmesi, ferahlandırılması yapılır.
  • Aşılı fidanların diplerinden çıkan "PİÇ" ler dipten kesilerek ağacın aşısız hali olan aslına dönmesine engel olunur.
  • Kökleri gevşeyen ya da yeni dikilmiş olan fidanların kökleri sıkıştırılır.
  • Çim alanlarında kış gübrelenmesine devam edilir.

5/4/2007

ÇAPA DİKİMİ

Çapa Dikimi
Buraya kadar incelediğimiz dikim tekniği genelde bizim konumuz bakımından yeterli ise de, bilgi bakımından değinmekte yarar gördüğümüz ve daha ziyade küçük bitkilerin dikimi için uygulanan ÇAPA DİKİMİ olarak adlandırılan bir tekniği de kısaca tanıyalım.
Çapa dikimi kuvvetli bir çapa İle yapılır. Çapa önce toprağa kuvvetlice vurularak sapına kadar toprağa gömülür. Çapanın sapı biraz yukarı doğru kaldırılarak toprağın dip kısmı genişletilir (l ve 2. durum).
Çapanın sapı ile toprak kendimize doğru çekilerek çukurun üst tarafi da genişletilir. Böylece 20-25 cm. derinliğinde ve 10-15 cm. genişliğinde bir çukur açılmış olur. Dikeceğimiz fidanı köklerinin kıvrılmamasına dikkat ederek düzgün bir şekilde oturturuz (3. durum).
Çapa topraktan yavaşça çekilir. Bu sırada toprak fidanın köküne doğru dökülür. Bu toprağın fidanın kökü ile kaynaşması için çapa tekrar ve hemen yanına vurulur ve toprak köke doğru itilir (4. durum).
Sonra da dikim işini yapan kişi ayağı ile toprağı sıkıştırır (Durum:5). Çapa dikiminin iki yaşından büyük fidanlara uygulanmasının sakıncalı olduğunu unutmamalıyız.

5/4/2007

TOHUM EKİMİ

Tohum Ekimi
Bitkiler tohum ile üretilecekse bu işleme EKİM, yetişmiş fidan veya ağaçların yada çeliklerin yeni yerlerine (toprağa) yerleştirilmesi işlemine de DİKİM diyoruz. Ağaç, ağaççık, çalı gibi çok yıllık bitki materyalinin tohumdan yetiştirilmesi (jeneratif) işlemleri genelde fidanlıklarda yapılır. TABİİ TENSİL denilen, bitkilerin tohumlarını doğal yolla saçarak toprakta çimlenmesi olayı da jeneratif bir üreme, yani tohumla üreme, bir bakıma ekim işidir.
İnsan eliyle, tohumların toplanması, seleksiyonu, korunması, saklanması, ekime hazır hale getirilmesi zor ve karmaşık bir iş olup amatörlerce yapılması, dikime göre daha zordur ve dikime göre (ağaçlar için) en az 3-5 yıl daha fazla beklemeyi gerektirir.
Bizim konumuz daha ziyade dikimle ilgilidir Herhangi bir şekilde yetiştirilip hazırlanmış, boylu ve yaşlı fidanları, fidanlıklardan temin edip aşağıda kısaca anlatacağımız gibi, dikim yerlerine dikeceğiz.

5/4/2007

AĞAÇ DİKİM TEKNİKLERİ

Dikim Teknikleri
İyi bir dikim tekniği, dikilen fidanların büyüme hızına, sağlıklı ve rahat büyümesine etkili bir faktördür. Bunlar, toprağın yapısına, arazinin eğimine (topoğrafik yapısına), komşu fidanların durumuna, projedeki konumuna v.b. göre değişik olur.
Bütün bu koşullar dikkate alınarak dikilen bir fidan, daha dikildiği yıldan itibaren bulunduğu ortama uyum sağlar. Dikim metodlarında, dikilecek fidanın kök sisteminin ilk önce dikkate alınması gerekir. Uygun, yani optimal koşullardaki bir ortamda yetişen her takson, kendi doğal kök sistemini korur ve ona göre gelişir.
Genel bir sınıflama yaparsak, 3 türlü kök sistemi görürüz:
1- Derin Kökler (Kazık köklüler): Bu tür bitkilerde ana kök dik olarak derine gider.
2- Kalp Köklüler: Bunlarda ana kök yerine bir kök yumrusundan birkaç tane kuvvetli yan
kök çıkar ve bu yan kökler aşağı doğru eğik olarak büyür ve gelişirler.

3- Sığ Köklüler: Kökleri derine gitmez, toprağın yüzeyine paralel olarak dağılan yan kökler
şeklindedir.

Dikimdeki basarı oranı fidanın genç oluşu ile artar. Dikilen genç fidanlarda büyüme hem hızlı hem de duraksız olur. Bir yaşından itibaren fidanlar dikime elverişli hale gelirler.

ÇAM: 2-3 yaşında repikajsız fidanlarda çukur, repikajsız fidanlarda yarma dikimi; l .5 m. aralıklı KARE şeklinde.
KÖKNAR : 5-6 yaslı fidanlar çukura, (2-3)x(2-3)m. aralıklarla KARE dikimi.
SEDİR : 3 yasında repikajlı çukura 2x2 m. aralıklarla KARE dikimi.
KAYIN : 3 yasında; çukura (3-4)x(3-4)m. aralıklarla KARE dikimi.
MEŞE-KESTANE : 1-2 yaşında veya daha boylu çukura 2x2 m. KARE dikimi.
AKÇAAĞAÇ-DİŞBUDAK : Repikajlı 5-6 yasında, çukura 2x2 m. KARE dikimi.
HUŞ : 2-3 yasında repikajlı, çukurda "tepe dikimi" 2x2 m. KARE dikimi.
IHLAMUR : Repikajlı 5-6 yasında, çukura 2x2 m. KARE dikimi.
KAVAK : Çukura 2x2 m. KARE dikimi.
AKASYA : Boylu fidanlar (3-4 yaşında), çukura 2x2 m. KARE dikimi.
CEVİZ : Çukura derin dikim, 6x6 m. KARE dikimi.

5/4/2007

AŞILAMA

Aşı ile Üretim


          Bitkilerin, sus bitkilerinin ve bilhassa meyve ağaçlarının üretilmesinde kadim tarihten beri uygulanan bir metodtur. Doğada, ormanlarda dalların birbirine sürtünmeleri sonucu kendiliğinden oluşan bir çeşit aşılanmanın, ilk insanlar tarafından görülerek meyve ağaçlarının iyileştirilmesinde kullanılmaya başladığı düşünülmektedir. İyi nitelikli bir ağacın tohumu, ya da bir meyvenin çekirdeği ekilse, sonuçta o bitkinin özelliklerini taşımayan değişik bir bitki elde edilir. Bunun sebebi, bunların çoğunun hibritlerinden, melezlerinden elde edilmiş olmasındandır.
          Bu sebepten çekirdekle yapılmak istenen üretimde nitelikleri değişerek asıllarına (anacına) çeken başka çeşitler ortaya çıkacaktır. İşte bu sebepten, aşılama veya çelikleme metodları ortaya çıkmıştır. Çelikle ve aşılama ile yapılan üretimlerde o bitkinin özellikleri bozulmadan devam eder.
          Aşı ile üretim en emin ve çabuk sonuç alınan bir tekniktir. Aşı için bir ANAÇ ve bir de DAMIZLIK AĞAÇ veya fidan gerekir. Özerine aşı yapılacak ağaç veya fidana ANAÇ; kendisinden ası kalemi almana ise DAMIZLIK AĞAÇ denir.
Aşının ya da aşılama tekniğinin bir çok türü var ise de bunları iki ana grupta toplamak mümkündür
1- Göz Aşısı veya Yaprak Aşısı
2- Kalem Aşıları

Göz Aşısı veya Yaprak Aşıları:
Adi Göz Aşısı (Yaprak aşısı. Boru Aşısı ve Kabuk Aşısı'dır.
En çok kullanılanı Adi Göz Aşısı veya Yaprak Aşısıdır. Bu aşı ilkbahar sonu-yaz başlangıcında ve bir de sonbahar da olmak üzere iki mevsimde yapılır.
Bunlardan Mayıs-Haziran aylarında yapılan göz aşısına "Sürgün Göz Aşısı" ve Eylül-Ekim aylarında yapılanına da "Durgun Göz Aşısı" denir.
Sürgün göz aşısı kışa kadar büyüme yaparken Durgun Göz Aşısı latent devresine girip kışı öyle geçirir ve ancak ilkbahar da sürmeye başlar. Bu suretle daha kuvvetli büyür. Yaz dönemi kısa süren bölgelerde don rizikosu sebebiyle Durgun Göz Aşısı yapmak isabetli olur.
Göz aşısı için Damızlık ağacın yıllık sürgünlerinin olgunlaşmış olanları seçilir. Kesilen bu parçanın yapraklan, saplarının yarısı kalacak şekilde koparılır. Göz'ü çıkarmak için sürgün elde ters tutulur. Aşı çakısı ile göz hafifçe kesilir. Kendisine aşı yapılacak olan Anacın yumuşak kabuklu bir yerinde çakı ile (T) harfi seklinde bir çizgi yapılarak, kabuk, çakının ucu ile hafifçe kaldırılır (açılır) ve açılan bu yarığa evvelce hazırlanmış Göz yerleştirilir. Gözün dışarda kalan kısmı kesilerek atılır. Rafya ile sıkıca bağlanır. 15 gün sonra rafya çözülür veya kesilip atılır. Rafya yerine ince soyulmuş dut veya söğüt dalları da bağ olarak kullanılabilir.

Boru aşısı Ceviz, kestane, sakız gibi ağaçlara uygulanır. Boru aşısı için Damızlık kaleminden, üzerinde bir göz bulunan bir kabuk parçası boru şeklinde çıkarılır. Anac'ın tepesi kesilerek uygulanacak kısmın kabuğu soyulur, boru şeklindeki kabuk buraya geçilir. Gene rafya ile bağlanır.
Kalem aşıları Bahçe ve Süs Bitkileri ile meyve ağaçlan için uygulanır. Yüksek boylu süs bitkilerine PENDULA (Sarkık) formlu taksonlann aşılanması bu metodla yapılır. Morus'a Morus pendula, Betula'ya Betula ' alba Pendula, Fagus silvatica Pendula, Fagus'a Fagus silvatica Pendula gibi... Özerinde birkaç tane tomurcuk (göz) bulunan gövdeye Kalem denilir.
Kalem aşılarının çeşitleri :
Bindirme ve kopulasyon. Yanaştırma, Yarma, Kabuk aşısı

Bindirme veya kopulasyon Aşısı : Aşılanacak olan Anac'ın çapı kadar kalınlıkta seçilen damızlık kalemi, birbirine yapışacak şekilde ve eğik olarak kesilirler Bu kesilen yüzeyler birbiri ile iyice çakışacak şekilde birleştirilerek sıkıca bağlanır. Bu tarz aşılanmanın mevsimi Mart-Nisan aylarıdır.

Castanea, Clematis, Coraus, Cratae-gus, Malus, Pirus, Syringa,Ulmus, Weigelia cinslerinin türleri ve alt türlerine uygulanır.
Yanaştırma Aşısı : Tohumdan üretilmesi halinde bazı özellikleri kaybolan süs bitkilerinden, kısa zamanda büyük ve sağlıklı bir birey elde etmek için uygulanır,

örneğin : Picea abies Engelmannili glauca uygulaması gibi. Aşının vetasyon periyodunda yapılması lazım gelir.
Bu suretle aşının yarasının kapanması çabuk olur. Yanaştırma metodunda, Anaç ile Damızlık bireylerin birbiri ile yapışacak yüzeyleri Kambiyum tabaklanna kadar açılıp her ikisinin açılan yüzeyleri üst üste getirilip sıkıca bağlanır. Yaranın hava almaması için de macunlanır.
Yarma Aşı :
Bu aşı genelde tepe seviyelerinde yapılır. Yarma aşı yapılacak ağaçlar yaslı ve kuvvetli olmalıdır.Çiftçilerimiz bu aşıyı çok iyi bilirler.
Aşılanacak Anacın tepesi düz bir şekilde kesilir. Kesilen yüzey keskin bir bıçakla düzeltilir ve pürüzleri giderilir. Daha sonra özel Aşı Baltası ile ve ağaç tokmakla vurularak anaç ortasından yarılır. Aşı kalemlerinin uçları sivriltilerek, daha doğrusu inceltilerek, anaçta açılan yangın karşılıklı iki tarafına iki kalem yerleştirilir. Rafya ile bağlanıp aşı macunu sürerek yara yerleri örtülür. Böylece aşının çabuk tutması temin edilmiş olur.

Latent döneminde Hibiscus syriacus (Ağaç hatmi), Camelia, Viburnum (Karto pu), Larix (Melez), Vitis (asma), Abies (Köknar), Cedrus (Sedir), Pinus (Çam) cinslerinin tür ve alt türlerine uygulanır.

5/4/2007

İKİ MUSTAFA KEMAL VARDIR !!!

"İki Mustafa Kemal vardır :

Biri ben; et ve kemikten, fani Mustafa Kemal.

İkinci Mustafa Kemal'i 'ben' sözcüğüyle ifade edemem.

O, ben değil bizdir.

O, ülkenin her köşesinde yeni düşünce, yeni yaşam ve büyük

ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur.

Ulusun içinde yaşattığı Mustafa Kemaller ülküsüdür.

Ben onu simgeliyorum. O Mustafa Kemal sizsiniz.

Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken

Mustafa Kemal odur.


Herhangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa beni bir

Türk anası doğurmadı mı?

Türk anaları daha nice Mustafa Kemal'ler doğurmayacaklar mı?

Asıl güç ulusundur, benim değildir."

"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir.

Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyor ve

hissediyorsanız bu yeterlidir."


5/4/2007

EFLATUN'A SORULAN SORU

>
>  Eflatun'a iki soru sormuşlar:
>Birincisi;  "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
>Eflatun tek tek sıralamış:
>"Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
>Ne var ki çocukluklarını özlerler.
>Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
>Ama sağlıklarını geri almak için para öderler.
>Yarından endişe ederken bu günü unuturlar.
>Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar.
>Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.
>Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler."
>
>Sıra gelmiş ikinci soruya;
>"Peki sen ne öneriyorsun?"
>Bilge yine sıralamış:
>"Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.
>Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
>
>ÖNEMLİ OLAN; HAYATTA EN ÇOK ŞEYE SAHİP
>OLMAK DEĞİL, EN AZ ŞEYE İHTİYAÇ DUYMAKTIR."
>
>
>
>
>

5/4/2007

Büyük düşünürlerden büyük sözler

>
>
>Güzel Sözler
>
>
>
>
>
>ACI
>   _____
>
>*  İçiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir. (F.Garcia Lorca)
>*  Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiğimizdir. (Sophokles)
>*  İnsanın alışamıyacağı acı yoktur. (Gabrielle D'Annunzio)
>*  Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir. (L.A.Seneca)
>*  Büyük saadetler büyük acıların yanıbaşındadır. (H.Erhan Bener)
>*  Acı çekmeyenler, başkalarının acı çekebileceğini akıllarını bile
>getirmezler. (Samuel Johnson)
>*  Acı çekmek, ölmekten daha çok cesaret ister. (Napoleon)
>*  Acı tanımamış olmamak, büyük bir acıdır. (Cicero)
>
>AÇLIK
>   _____
>
>*  Açlık, sert kemikleri yumuşatır. (Trivalluvar)
>*  Açlık, kılıçtan bile keskindir. (Beamont Flketcher)
>*  Yoksulun zengin açar malinden, Tok olan bilmez acın halinden  (Şinasi)
>*  Deve yükü aş olsa, ac'a az görünür. (Kaşgarlı Mahmut)
>*  Açlık; dava, kin ve mücadele gibi şeyleri pek tanımaz. (Roy Chansior)
>*  Tok olan cümle alemi tok sanır. (Sabayi)
>
>ADALET
>   _____
>
>*  Adalet güzeldir. Fakat devlet büyüklerinde olsa daha güzeldir. (Hadis-i
>Şerif)
>*  Adalet mülkün temelidir.(Hz.Ömer r.a.)
>*  Adil hükümdarın bir gün adaletle hükmetmesi, bir adamın kendi kendine
>altmış sene nafile ibadet etmesinden daha  hayırlıdır. (Hadis-i Şerif)
>*  Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.
>(Blaise Pascal)
>*  Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. (Joseph
>Joubert)
>*  Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur. (J. Amyot)
>*  Geç kalan adalet, adaletsizliktir. (Walter Savage Landor)
<******> >*  İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmak. (Yavuz MEĞRİLİ)
>
>AFFETMEK
>   _____
>
>*  Affetmek, zaferin zekatıdır. (Hadis-i Şerif)
>*  Birinin suçunu affedip bağışladıktan sonra pişman olma, cezalandırdığın
>zaman sevinme. (Hz.Ali r.a.)
>*  İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha
>iyidir. (Cafer b. Muhammed)
>*  Affın en güzeli, hasmını ezmeğe müktedir iken yapılandır. (Ömer bin
>Abdülaziz)
>*  Affetmek güçlüyü daha güçlü yapar. (Publilius Syrus)
>*  Affetmenin ne olduğunu yalnız cesurlar bilir, korkaklaırın tabiatında af
>diye birşey yoktur. (Laurence Sterne)
>*  Suçludan öç almak adalet, onu bağışlamaksa fazilettir. (Câmi)
>*  Zalimleri affetmek mazlumlara zulümdür. (Sadi)
>*  Aptalı  sık sık affetmek onu ahlaksız yapar. (Publius Cyrus)
>*  Kendini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir.
>(Confucius)
>*  Bir düşmanı affetmek, bir dostu affetmekten daha kolaydır. (Mme Dorothe
>Deluzy)
>*  Öfkelenmek beşeri  bir olaydır, fakat bilahere sakinleşmemek  ve
>affetmemek ayıplanacak iğrenç  bir harekettir.(Sales)
>*  Sayısız günahlarımızı affeden Allah'ın bir kulu olarak, neden bir suçu
>bağışlamayayım? (Kenan Rifai)
>
>AHLAK
>   _____
>
>*  İnsanlara verilen şeylerin en hayırlısı güzel ahlaktır. (Hadis-i Şerif)
>*  Ahlak cemiyetin temelidir. (De Chateaaubriand)
>*  Ahlak da sanatta olduğu gibi hiç konuşulmaz, ancak yaşanır. (Ernest
>Renan)
>*  Siz, mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz, onları güler yüz ve güzel
>ahlak ile memnun etmeye çalışın. (Hadis-i Şerif)
>*  Güzel ahlak; cömertlik, bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür. (Hasan-ı
>Basri)
>*  Allah'ım, senden sabır, afiyet ve güzel ahlak isterim. (Hadis-i Şerif)
<******> >   _____
>
>AHMAKLIK
>   _____
>
>*  Ahmak, ışıkla alevi karıştırır ve kendisini her yakanı güneş sanır.
>(Cenap Şehabettin)
>*  Ahmaktan uzaklaşmak, Allah'a yaklaşmaktır. (Hasan-i Basri)
>*  Ahmaklarla olmaktansa, yalnız kalmak daha iyidir. (La Fontaine)
>*  Bir aptalı yanıldığına inandırmanın en iyi yolu, onu kendi bildiğine
>bırakmaktır. (John billings)
>*  Bilgili bir ahmak, cahil bir ahmaktan daha çok ahmaktır. (Moliere)
>*  Gençler, ihtiyarların aptal olduklarını sanırlar, ama ihtiyarlar,
>gençlerin aptal olduklarını bilrler. (Chapman)
>
>AKIL
>   _____
>
>*  Allah Teâlâ akıldan daha değerli bir şey yaratmamıştır. (Hadis-i Şerif)
>*  Akıl yeryüzünden kalksa bile, hiç kimse akılsız olduğunu kabul etmez.
>(Şeyh Sadi)
>*  İdrak-i mââli bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar sikleti
>çekmez (Ziya Paşa)
>*  İnsanı hayvandan ayıran aklıdır. İnsan, akıldan uzaklaştığı zaman,
>hayvan ortaya çıkar. (Epictetos)
>*  İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü hiç kimse
>aklından şikayetçi  değildir. (Montaigne)
>*  Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.
>(W.Shakespeare)
>*  Bir adamın sorusundan, onun aklının derecesi anlaşılır. (Hz.Ömer r.a.)
>*  Hayatta başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız.
>(Charles De Montesquieu)
>*  Elinizde ise başka insanlardan daha akıllı olun, ama sakın onlara bunu
>söylemeyin. (P.Lord Chesterfield)
>*  Ben, bilmediğim için diğer insanlardan akıllıyım. (Socrates)
>*  Sahip olmadığı şeylere üzülmeyen ve sahip olduklarına sevinen, akıllı
>bir insandır (Epictetos)
>*  Akıllı bir kimse, kazandığı paranın birazını, aldığı nasihatın ise
<******> >birçoğunu saklar. (Harry Karns)
>*  Akıllı  bir kimse, düşmanından da akıl öğrenmeyi ihmal etmez. (Beydeba)
>*  Akıllı olmak da birşey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır.
>(Descartes)
>*  Akılsızlar, hırsızların en zararlılarıdır. Zamanınızı ve neşenizi çalar.
>(Goethe)
>
>ALİM
>   _____
>
>*  De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Zümer Suresi 39/10)
>*  Kişi, bulunduğu ülkede kendisinden alim birisinin mevcudiyetini kabul
>ettiği müddetçe, hakikaten alimdir. Kendisini      bütün alimlerden üstün
>gördüğü  takdirde, cahilliğini ortya koymuş olur. (Abdullah bin Mubarek)
>*  Bir alimin, devlet adamlarının kapısına gitmesi, Allah'ın en kızdığı
>şeydir. (İmam Evzai)
>*  Kıyamet gününde insanların en çok pişman olanı, ilmi ile büyüklük
>yaslayan alim olacaktır. (İbrahim bin Utbe)
>*  Kıyamet gününde alimlerin mürekkebi, şehidlerin kanı ile tartılır.
>(Hadis-i Şerif)
>*  Kişi bildiği ile amel etmedikçe alim olmaz. (Hadis-i Şerif)
>*  Alim, haramı, helali bilen değildir; alim, bildiği ile amel edendir.
>(Süfyan bin Uyeyne)
>*  Nice alimler vardır ki, sultanın yanına dini ile birlikte girer de,
>çıkarken dininden hiçbir şey kalmaz.  (Fudayl bin İyaz)
>*  Yarı aydınlar, bilgisizlerden daha tehlikelidirler. (L.Gienin)
>
>ANNE
>   _____
>
>*  Cennet annelerin ayakları altındadır. (Hadis-i Şerif)
>*  Kadınlar zayıftır, ama analar kuvvetlidir. (Yavuz MEĞRİLİ)
>*  Annesi işlerine karışmaya devam ettikçe, hiç kimse yaşlı değildir.
>(E.Paul Hovey)
>
>
>ARKADAŞ
>   _____
>
>*  Arkadaşlığını ispat edene kadar hiç kimse gerçek arkadaş değildir .
>(Beaumont Fletcher)
>*  Arkadaşlık, her zaman gölge veren bir ağaçtır. (Yavuz MEĞRİLİ)
<******> >*  Kişi arkadaşı ile ölçülür. (Hz.Ali r.a.)
>*  Kişi  arkadaşının dini ve ahlakı üzerinedir. (Hadis-i Şerif)
>*  Kusurlarınızı size söyleyebilecek arkadaşlar bulun. (Nicolas Boileau)
>*  Kusursuz arkadaş aramak, dost edinmeyi istememek demektir. (De Sacy)
>*  Ana ve babamızı kader, arkadaşımızı kendimiz seçeriz. (Jacgues Delille)
>*  Arkadaşını yalnızken ikaz et, başkalarının yanında öv. (Publius Cyrus)
>
>BABA
>   _____
>
>*  İnsan, babasına borçlu olduğu saygıyı ancak baba olduğu zaman duyar.
>(Goethe)
>*  Babanın faziletleri, çocukların servetidir. (Anatole France)
>*  Bir baba yüz öğretmene bedeldir. (George Herbert)
>*  Baba olduktan sonra  göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok,
>çocuğunuzun mutluluğu ile mutluolabilirsiniz (Balzac)
>*  İyiliklerin en iyisi kişi babasının dostu olanlara iyilik etmesidir.
>(Hadis-i Şerif)
>
>BAŞARI
>   _____
>
>*  Güçlükler, başarının değerini artıran süslerdir. (Moliere)
>*  Başarılarını gizlemek, en büyük başarıdır. (La Rochefoucauld)
>*  Başarıyı en kötü şekilde kullanmak, onunla övünmektir. (H.r.A. De
>Maupassant)
>*  Para nasıl parayı çekerse, başarı da başarıyı çeker. (N.S.R. De
>Chamfort)
>*  Başarı belki insana çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey
>öğretir. (Yavuz MEĞRİLİ)

>BELA
>   _____
>
>*  Mükafatın büyüklüğü, belanın büyüklüğü  nisbetindedir. (Hadis-i Şerif)
>*  Allah Teala mümin kulunun üzerinden bir günah kalmayıncaya kadar onun
>üzerinden belayı eksik etmez.(Fudeyl b.İyaz)
>*  İnsanlar, başlarına gelen bela ve musibetleri, ondan daha büyükleriyle
>kıyas etselerdi, şüphesiz belaların bazısını afiyet kabul ederlerdi. (Eş
<******> >Şarbi)
>   _____
>
>BENCİLLİK
>   _____
>
>*  Bencillik, dostluğun zehiridir. (Yavuz MEĞRİLİ)
>*  Bencil insan, tek başına kalmış  meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider.
>(Turgenyev)
>*  Bencilliğin gözü perdelidir. (Mamatha Gandhi)
>*  Benden sonra tufan!... (MMe de Pompadour)
>*  Başkası düştü mü, "Çürük tahtaya basmasaydı" deriz. Kendimiz düşünce,
>bastığımız tahtanın çürük çıkmış olmasından  şikayet ederiz. (Cenap
>Şehabettin)
>*  Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefelerini
>bastırmayan insan pek enderdir. (Byron Langenfeld)
>*  Ben diyen insandan uzaklaşın. (Fethullah Gülen)
>   _____
>
>BİLGİ
>   _____
>
>*  Her bildiğini söyleme, fakat her söylediğini bil. (Marcel Lenoir)
>*  Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz. (Claude Bernard)
>*  Faydalanılmayan bilgi, harcanmayan ve hiç kimseye hayrı dokunmayan
>define gibidir. (Hadis-i Şerif)
>*  Hak'tan ve faziletlerden mahrum olan bilgi, hilekarlıktır, onun akıl ve
>zeka ile alakası yoktur. (Eflatun)
>*  Bilgili adam güneş  gibidir, girdiği yeri aydınlatır. (Zübeyr Gündüzalp)
>
>BÜYÜKLÜK
>   _____
>
>*  Büyük görünen birçok adam, onlara yakından bakınca büyüklükllerinden çok
>şey kaybederler. (Landor)
>*  Büyüklerin davranışlarında hikmet aramak gerekir, kuusr değil.
>(Fethullah Gülen)
>*  Çocukluktaki safiyetini kaybetmeyen adama büyük adam denir. (Mencius)
>*  Teftiş edildiği vakit sevinen, tenkit edildiği vakit gülen mahluka büyük
>adam denir. (Cemil Sena Ongun)
>*  Hiçbir şey, büyüklük kadar sade değildir. Çünkü  sade olmak, biraz da
>büyük olmaktır. (Albert Camus)
>*  Büyük insanlar, bütün acılara şikayetsiz katlanırlar. (Schiller)
<******> >*  İnsanların büyüklüğü yaptığı işlerin büyüklüğüyledir. (Gönenli Mehmet
>Efendi)
>
>
>
>
>   _____
>
>CAHİLLİK
>   _____
>
>*  Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, Çünkü cahil ne gelirse söyler
>diline. (La Edri)
>*  Basma cahilin izine, gitme şeytanın sözüne  (Ruhsati)
>*  Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur. (Sadi)
>*  Boş kap, dolu fıçıdan çok ses çıkarır. (John Lyly)
>*  Bilgisizlik kolay ve rahat elde edildiği için çoğunluk bilgisizdir. (La
>Bruyere)
>   _____
>
>CESARET
>   _____
>
>*  Doğru olan şeyi gördüğü halde yapamamak cesaretsizliktir. (Konfüçyüs)
>*  Cesaret, tehlike karşısında akıl ve zekanın kullanılmasıdır. (Eflatun)
>*  Hiç bir şeye cesaret edemeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin. (Schiller)
>*  Dünyada birçok kişiler, küçük bir cesaretsizlik yüzünden kaybolurlar.
>(Sdney Smith)
>*  Cesaret, insanı zafere, korkaklık da ölüme götürür. (Seneca)
>*  Tehlikeden kaçamayan, onun karşısında cesaretle durmayı  bilmelidir. (La
>Fontaine)
>*  Bir sürünün üzerine atılacak kurt, onun sayısını düşünmez. (Büyük
>İskender)
>*  Uzaktan cesur olmak kolaydır. (Demosthenes)
>Cesaret ölmekle değil, yaşamakla ölçülür. (Vittorio Alfieri)
>   _____
>
>CİMRİLİK
>   _____
>
>*  Allah'ın fazlü kereminden verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun,
>kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu, onlar için bir
>şerdir. Onların cimrilik ettikleri şey kiyamet günü boyunlarına
>dolanacaktır. (Al-i İmran/180)
>*  Aman aman, cimrilikten son derece sakının. Zira sizden öncekileri
>cimrilik helak etmiştir. Cimrilik, onları kan dökmeye ve haramı helal
<******> >tanımaya sürüklemiştir. (Hadis-i Şerif)
>*  Küçük masraflardan kaçınmayın, bazen ufak bir delik koca gemiyi batırır.
>(Benjamin Franklin)
>*  Cimrilikten kimse bezirgan olmaz. (Karacaoğlan)
>*  Cimrinin gümüşü, kendisi gömülünce topraktan çıkar. (Şeyh Sadi)
>*  Gel dese de bakma cimri aşına, bir fırsat arar da kakar başına (Neyzen
>Tevfik)
>*  Cimriler, kendilerinin ölmesini isteyen insanlara servet toplayan
>kişilerdir. (Stanislaw Leszecnski)
>*  Hem cimrilik, hem de korkaklık mümine yakışmaz. (Hadis-i Şerif)
>   _____
>
>CÖMERTLİK
>   _____
>
>*  Cömertlik, dost ve ahbaba iyilikte ve ikramda bulunmaktır. (Süfyan bin
>Uyeyne)
>*  Allah cömerttir, cömetliği ve güzel aklakı sever. (Hadis-i Şerif)
>*  Veren el, alan elden üstündür. (Hadis-i Şerif)
>*  Cömert, nasihat vermekle yetinmeyip yardım eder. (Vauvenargues)
>*  Cömertliğin afeti başa kakmadır. (Hadis-i Şerif)
>*  Cömertlik fazla vermekten ziyade yerinde ve zamanında vermek demektir.
>(La Bruyere)
>   _____
>
>CUMA
>   _____
>
>*  Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı  zaman, hemen Allah'ı
>anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu,sizin
>için daha hayırlıdır. (Cuma Suresi /9)
>*  Cuma gününde makbul bir saat vardır. Duasını bu saate denk getiren
>Müslümana Allah dilediğini  verir. (Hadis-i Şerif)
>Özürsüz üç Cuma'yı terkeden kimsenin kalbin Allah mühürler. (Hadis-i Şerif)
>   _____
>
>ÇALIŞMAK
>   _____
>
>*  Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.  (Necm
>Suresi /39)
>*  Dertler için tek bir deva vardır; dünyanın bütün ilaçlarından iyidir;
>çalışmak. (Dale Carnegie)
<******> >*  Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise,
>kendilerini kötülükten kurtaramazlar. (Hz.Ali r.a.)
>*  Basit bir adamın elinden geleni yapmaya çalışması, zeki bir adamın
>tembelliğinden iyidir. (G.Gracian)
>*  Gençliğe üç öğüdüm var: Çalışın çalışın çalışın (Otto Von Bismark)
>*  Çalışmak, herşeyi fetheder. (Virgil)
>*  Çalışmak hayat, düşünmek ışıktır. (Victor Hugo)
>*  Dolaşan köpek açlıktan ölmez. (Prosfer Merimee)
>   _____
>
>ÇOCUK
>   _____
>
>*  Çocuk kokusu, Cennet kokularındandır. (Hadis-i Şerif)
>*  Çocuğu güzel terbiye etmek ve ona güzel bir isimm vermek, evladın ,baba
>üzerindeki haklarındandır. (Hadis-i Şerif )
>*  Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerine ne düşse iz bırakır. (Haim
>Jinott)
>*  Çocukların, nasihattan çok iyi örneğe ihtiyaçları vardır. (Joseph
>Joubert)
>*  Çocuk, dünyanın en  büyük saadetidir. (Dostoveyski)
>*  İnsan torun sahibi olduktan sonra çocuklarını anlamaya başlar. (Erich
>Köstner)
>   _____
>
>DALKAVUKLUK
>   _____
>
>*  Dalkavukların yüzüne toprak saçın. (Hadis-i Şerif)
>*  Dalkavuktan sakınınız, çünkü o insanı boşi kaşıkla besler. (Casişno de
>Gregrio)
>*  Dalkavukluk, devlet adamlarının çevresini sarmış  bir çemberdir.
>(Montesquieu)
>   _____
>
>DARGINLIK
>   _____
>
>*  Bir Müslümanın, kardeşine üç günden fazla küskün durması helal olmaz,
>ancak kötülüğünden emin olamayacağı bir kimse ise, o zaman helal olur.
>(Hadis-i Şerif)
>*  Din kardeşine bir yıl dargın duran kimse, onun kanını akıtmış gibidir.
>(Hadis-i Şerif)
>*  Müslümanın din kardeşine üç günden fazla ziyade dargın durması helal
<******> >olmaz. Önce konuşan, Cennet'e girer. (Hadis-i Şerif)
>   _____
>
>DERT
>   _____
>
>*  Dert insanı uyutmaz (Victor Hugo)
>*  Anlatamam derdimi dertsiz insana, Dert çekmeyen dert kıymetin bilmez.
>(Aşık Veysel)
>*  Neye gam çekersin hey koca sersem, Dertsiz baş mı olur ademiz madem
>(Mir'ati)
>*  Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir. (Bediuzzaman)
>*  Geçmiş bir dert için yakınmak, yeni  dertlere edinmektir. (Shakespeare)
>*  Dar günümde dost düşman belloldu, On derdim var ise şimdi ell'oldu (Pir
>Sultan Abdal)
>*  Başkalarını kendi dertleri karşısında soğukkanlı gördükmü  överiz, ama
>soğukkanlığı bizim dertlerimiz e karşı gösterdiler mi, darılır, kızarız.
>(Montaigne)
>*  Hepimizde başklarının dertlerine tahammül edecek kadar kuvvet vardır.
>(La Rochefoucauld)
>
>DİL
>   _____
>
>*  Dil ile düğümlenen, diş ile çözülmez. (Kaşgarlı Mahmut)
>*  Başların belası, dillerden gelir. (Nizami)
>*  Tatlı dil, her kapıyı açan sihirli  bir anahtardır. (Montaigne)
>*  Kullanıldıkça keskinlşen tek alet dildir. (Washington Irwing)
>*  Söz ok gibidir. Senden çıktı mı, artık sen ona değil, o sana hakim olur.
>(Imam-ı Şafii)
>*  Bil ki, lehine söz taşıyan kimse aleyhine de taşır; sana nakleden,
>senden de nakleder. (Imam-ı Şafii)
>
>DİN
>   _____
>
>*  Din, belirli şeylere bir açıdan bakmak değil, herşeye belirli  bir
>açıdan bakmaktır. (Robert E. Sega)
>*  Din ve ahlak, aslında ikisi de vasıfları bakımından bir bütününm
>tamamlayıcısı olan iki parçadır. (Heinrich Heine)
>*  İhya-yı din, ihya-yı millettir. Hayt-ı din, nır-u hayattır. (Bediüzzman)
>*  Din, dünyada büyük bir güçtür. Bir insanın kalbine kendi imanımızla
<******> >değil, onun iman yolu ile girmeye çalışmamız gerekir. (Bernard Shaw)
>*  Din, insanlık tarihine hakim olan en büyük güçtür. Dini duygular,
>insanın bitmeyen bir özelliğidir. (Benjamin Costant)
>   _____
>
>DOĞRULUK
>   _____
>
>*  Doğruluk, hertürlü şartlar altında meyva verir. (Schiller)
>*  Yanlış, sonsuz şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir.
>(J.J.Rousseau)
>*  Cümleler doğrudur sen doğru isen, Doğruluk bulunmaz sen eğri  isen.
>(Yunus Emre)
>*  Birisi size. "Dürüst insan diye bir şey yoktur" derse, o kimsenin bir
>düzenbaz olduğuna inanın. (George Berkeley)
>*  Doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar. (Wendel Philips)
>*  Eğri olanın gölgeside eğridir. (Hz.Ali r.a.)
>   _____
>
>DOST
>   _____
>
>*  Dost kötü günde belli olur, İyi günde binlercesi bulunur. (Feridun
>Muhammed Atar)
>*  Bir düşman çoktur, fakat bin dost az. (Asaf)
>*  Birçok arkadaşlarımız olabilir, ancak dostlarımız azdır. (Herrick
>Johnson)
>*  Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır. (Mevlana)
>*  Başkalarıyla ilgilenirsen, iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin,
>başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen iki yılda bile tek dost
>kazanamazsınız. (Dale Carnegie)
>*  Aklın bağlamdığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir. (Shakespeare)
>*  Düşmanının düşmanı düşman kaldıkça dosttur, düşmanın dostu dost kaldıkça
>düşmandır. (Bediüzzaman)
>*  Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma. (Hasan-ı
>Basri)
>*  Ömrünü seyahatle geçirenler, birçok otelci bulur, ama dostluk kuramaz.
>(Seneca)
>   _____
>
>DÜNYA
>   _____
>
>*  Dünyaya gelmek kolay fakat gitmek zordur. (Fudayl bin Iyaz)
<******> >*  Bu dünyaya kiracı gibi yerleş, ev sahibi gibi yerleşirsen gitmesi  zor
>olur. (Bekkine)
>*  Dünyaya esir olan azad olmaz. (Hariri)
>*  Yedi iklim dört köşeyi dolandım, Meğer dünya her tarafta bir imiş.
>(Dadaloğlu)
>*  Dünya terzi dükkanı, ölçüyü  veren gider. (Lindsay)
>*  Şu yalan dünyanınsonu hiç imiş, Akşam gelüb konan sabah göç imiş. (Pir
>Sultan Abdal)
>*  Dünya bir köprüdür. Üzerinden geç, tamirine bakma. (Hz.İsa a.s.)
>*  Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için
>çalışın. (Hadis-i Şerif)
>
>DÜŞÜNCE
>   _____
>
>*  İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur. (Montesquuieu)
>*  Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor
>demektir. (Albert Lipmann)
>*  Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. (Eflatun)
>*  Düşünmeden öğrenmek, zaman kaybetmektir. (Konfüçyüs)
>
>
>
>
>*  Karaçalıda gül  bitmez. (Karacaoğlan)
>*  Dikensiz gül olmaz. (Robert Herick)
>*  Her diken gül vermez. (Mevlana)
>*  Her insanın dikeni  vardır, gülü  vardır. Gülünü görecek, oradan
>seveceksin. (Esat Çoşan)
>*  Gülü tarife ne hacet ne çiçektir biliriz, Kelbi tarine ne hacet ne
>köpektir biliriz. (La Edri)
>   _____
>
>GURUR
>   _____
>
>*  Kavakların dikliğine, boylarının uzunluğuna bakıp onları önemli bir şey
>sanmayın. bütün kibirli, meyvesiz ve gölgesiz      yaratıkların başları
>bulutlarda sallanır. (Cemil Sena)
>*  Alçak yerde tepecik, kendini  dağ sayar. (Şinasi)
>*  Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar, çok kere kendilerini meşe fidanı
>sanırlar. (Cenap Şehabettin)
>*  Allah büyüklük taslayanları asla sevmez. (Nahl Suresi/23)
<******> >*  Gurur edeni Allah alçaltır, alçak gönüllü olanı yükseltir. (Hadis-i
>Şerif)
>*  Malı ile sana karşı kibirlenen adama karşı kibirlenmek, Allah için
>tevazu sayılır. (Yahya bin Muaz)
>
>GIYBET (Dedikodu)
>   _____
>
>*  Dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir. (Corneille)
>*  Bazınız bazınızı gıybet etmesin. Hanginiz ölü kardeşinin etini yemekten
>hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz. (Hucurat Suresi 12)
>*  Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz? Kardeşinizin hoşlanmayacağı şeyler
>ile onu anmanızdır. (Hadis-i Şerif)
>*  Başkalarının sizi gıybet etmesinden kederlenmeyiniz. Zira gıybet eden,
>farkında olmayarak size iyilik etmiş olur. (Ata-el
>Horasani)
>*  Gıybet eden ve dinleyen, günahta ortaktırlar. (Hadis-i Şerif)
>*  Üç kişinin gıybeti olmaz. Bunlar: Nefsinin arzularına uyanlar, fıskını
>ilan edenler, zalim hükümdarlar. (Hasan-ı Basri)
>*  Kimin yanında bir mümin aleyhinde konuşulmkala zillete düşürülür de ona
>yardıma gücü yettiği halde yardım etmez, onu zilletten kurtarmazsa, kıyamet
>günü mahlukat arasında Allah Teala onu zelil eder. (Hadis-i Şerif)
>
>
>HAK
>   _____
>
>*  Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. (Hadis-i Şerif)
>*  Haksızlara baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe
>katlanmalıdır. (Hz. Ali r.a.)
>*  Haksızlığa uğramak, haksızlık etmekten evladır. (Eflatun)
>*  Sultan, haksız olarak bir köylüden bir yumurta alsa, adamları köylünün
>tüm tavuklarını alır. (Sadi)
>*  Cehl ölmeli, zulm ölmeli, hakk bulmalı kuvvet, Hakk'ın yüzü güldükçe
>gülümser beşeriyet. (T.Fikret)
>*  İnsanlar, nerede kuvvet görürse hak orada sanır, oysa hak ile güç pek az
>birleşirler. (Jospeh Roux)
>*  Zayıfın hakkını kolaylıkla alamadığı bir millet şerefli olamaz. (Hadis-i
<******> >Şerif)
>*  İnsan dünyada bir Hak'dan, bir de haksız olmaktan korkmalıdır. (A.Hamid
>Tarhan)
>*  Hak bellediğin yolda yalnızda olsa gideceksin. (Tevfik Fikret)
>   _____
>
>HASTALIK
>   _____
>
>*  Hastalık hissedilir de, sağlık hissedilmez. (Thomas Fuller)
>*  Kendini sağlam bilen hastanın tedavisi olmaz. (Eddy Fuller)
>*  Hasta ziyaretinin makbulü, kısa olanıdır. (Tavus)
>*  Hasta ziyaretine gidin. Fakat bunu dört gün ara ile yapın. (Hadis-i
>Şerif)
>   _____
>
>HAYA
>   _____
>
>*  Haya duygusu kaybolan kimsenin kalbi ölür. (Hz.Ali r.a.)
>*  İman yetmişten fazla şubedir. Haya da imandandır. (Hadis-i Şerif)
>*  Allah Teala bir kalbi, kendisinden hayayı gidermekle cezalandırdığı
>kadar hiçbir şeyle cezalandırmamıştır. (M.b.Dinar)
>*  Haya ancak hayır getirir. (Hadis-i Şerif)
>
>HATA
>   _____
>
>*  Hiç kimsenin hatasını yüzüne vurmayınız. O hatayı işleyene hatasını,
>başka birini misal göstererek anlatınız. (Hz.Ali r.a.)
>*  İlk hata saflığın, sonrakiler suçun mahsulüdür. (Oliver Goldsmith)
>*  Hatalar, ekseriya en iyi öğretmendir. (Froude)
>*  En büyük hata, hata diye birşey tanımamaktır. (Thomas Caryle)
>*  Hatalar saman çöpleri gibi suyun yüzünde giderler, insan hemen
>görebilir. (Dryden)
>
>HEDİYE
>   _____
>
>*  Ne verildiği değil, nasıl verildiği önemlidir. (Corneille)
>*  İnsan, hediyesini kalbiyle beraber vermezse onun ne değeri vardır.
>(Charles Tschopp)
>*  Sevdiklerimize vereceğimiz en değerli hediye, ne altındır, ne de
>mücehver. Yalnız kendimizden bir küçük parça.  (Emerson)
>   _____
>
>HIRS
>   _____
<******> >
>*  Yoksul, çok şey ister; hırslı ise herşeyi. (Syrus)
>*  Çok kazanmak isteyen kaybeder. (La Fontaine)
>*  Hırs ile mutluluk, birbirlerini hiç görmezler. (Benjamin Franklin)
>
>İYİLİK
>   _____
>
>*   Zerre kadar iyilik eden mükafatını, zerre kadar kötülük eden de
>cezasını görür. (Zilzal Suresi,7-8)
>*  İyiliği, yalnız iyiler anlar, kötülüğü  herkes. (Cenap Şehabettin)
>*  İnsanlar böyledir işte, ettikleri önemsiz işleri pahalıya sdatarlar.
>(Cardinal de Richelieu)
>*  Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
>(Hadis-i Şerif)
>*  Bir kimseye edilecek iyiliğin en mükemmeli o kimseyi minnet altında
>bırakmayanıdır. (Balzac)
>*  İnsanoğlu hilebazdır, kimse bilmez fendini, Her kime iyilik edersen,
>sakla ondan kendini (La-Edri)
>*  Başkalarında iyilik, kendinde ise kötülük ara. (Benjamin Franklin)
>*  Milletlerin gelenekleri başka başkadır, fakat iyilik her yerde birdir.
>(Heine)
>*  İnsan, hayatında yaptığı iyilikler kadar mutlu olur. (Şehabeddin Ahmed)
>*  İyilik, insanlık sanatıdır. (Nizami)
>*  Her iyilik bir sadakadır. (Hadis-i Şerif)
>*  Deryaya bıraksan eylik zayi olmaz. (Baba Süleyman)
>*  Her şeyden önce iyi olalım, ondan sonra mutlu oluruz. (J.J.Rousseau)
>   _____
>
>İŞ
>   _____
>
>*  Büyük işlerde herkese yaranmak zordur. (Solon)
>*  İşçinin teri kurumadan ücretini veriniz ve kendisine işte iken ücretini
>bildiriniz. (Hadis-i Şerif)
>*  Bir metre iş yapmayı bir kilometre söz vermeye değiştirmem. (James
>Howel)
>*  İşi, sonu taçlandırır. (Lesage)
>   _____
>
>
>İLİM
>   _____
>
>*  Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz. (Hadis-i Şerif)
<******>

5/4/2007

geç kalmak ya da kalmamak

> >
> >>---------------------------------------------------------->----------------------
> > >>10.Sınıf
> > >>İngilizce dersinde yanımda bir kız oturuyordu onun için benim en iyi
> > >>Arkadaşım diyordum...ama Ben onun ipek gibi saçlarına bakıp benim
> >olmasını
> > >>istiyordum...ama o bana benim ona baktığım gibi bakmıyordu bunu
> > >>biliyordum,dersten sonra kalktı ve geçen gün sınıfta olmadığı için
>günün
> >
> > >>notlarını istedi ve ona notları verirken bana teşekkür etti ve
> >yanağımdan
> > >>öptü onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyordum ama
>çok
> >
> > >>utanıyordum..
> > >>
> > >>11.Sınıf
> > >>Telefonum çaldı,arayan oydu ve ağlıyordu bana aşkın nasıl kalbini
> > >>kırdığını anlattı,beni evine çağırdı,yalnız kalmak istemediğini
>söyledi,
> >
> > >>bende tabi ki gittim,koltuğa,onun yanına oturdum,güzel gözlerine
>bakmaya
> >
> > >>başladım ve onun benim olmasını diledim,2 saat sonra Drew Barrymore'un
> >bir
> > >>filmi başladı ve onu izledik filmi izledikten sonra uyumaya karar
>verdi,
> >
> > >>bana her şey için teşekkür etti ve beni yanağımdan öptü. Onu arkadaş
> > >>olarak istemediğimi Bilmesini istiyordum,onu çok seviyordum ama
> > >>söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...
> > >>
> > >>SON SINIF
> > >>Mezuniyet balosundan bir gün önce yanıma geldi ve çıktığı çocuk hasta
>ve
> >
> > >>partiye gelemeyecek dedi, benimde çıktığım biri yoktu ve 7.sınıfta
> > >>birbirimize söz vermiştik eğer çıktığı biri olmazsa partilere birlikte
> > >>gidecektik, "en iyi arkadaş" olarak.Ve partiye birlikte gittik,o akşam
> >çok
> > >>güzeldi, her şey yolunda gitti, partiden sonra onu evinin kapısının
> >önüne
> > >>kadar bıraktım, kapının önünde ona baktım o da bana güzel gözleriyle
> >bana
> > >>gülümseyerek baktı.Onun benim olmasını istiyordum...ama o bana benim
>ona
> >
> > >>baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, bana "hayatımın en güzel
> > >>zamanını geçirdiğini" söyledi ve yanağımdan öptü... Onu sadece arkadaş
> > >>olarak istemediğimi Bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama
> > >>Söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum Ama çok utanıyordum... Günler,
> > >>haftalar, aylar geçti ve mezuniyet günü geldi çattı.. Sürekli onu
> >izledim
> > >>onun mükemmel vücudunu seyrettim.Diplomasını almak için sahneye
>çıkarken
> >
> > >>sanki havada süzülen bir melek gibiydi.Onun benim olmasını
> > >>istiyordum...Ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu
> > >>biliyordum.Herkes evine gitmeden önce yanıma geldi ve ağlayarak bana
> > >>sarıldı sonra başını omzuma koydu ve "sen benim en iyi
> > >>arkadaşımsın,teşekkürler" deyip yanağımdan öptü.Onu sadece arkadaş
> >olarak
> > >>istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok Seviyordum ama
> >söyleyemiyordum.
> > >>Nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...
> > >>
> > >>ARADAN YILLAR GEÇTİ
> > >>Bir kilisedeydim ve o kızın nikahını izliyorum..evet artık
>evleniyordu,
> > >>onun "evet, kabul ediyorum"demesini,yeni hayatına girmesini izledim,
> >başka
> > >>bir adamla evli olarak. Onun beni olmasını istiyordum..ama o bana
>benim
> > >>ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum.Yeni hayatına girmeden
> >önce
> > >>yanıma geldi ve "nikahıma geldin teşekkürler" deyip yanağımdan öptü.
>Onu
> >
> > >>sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok
> > >>seviyordum ama Söyleyemiyordum nedenini bilmiyordum ama çok
> >utanıyordum...
> > >>
> > >>YILLAR ÇABUK GEÇTİ
> > >>Şu an benim bir zamanlar en iyi arkadaşım olan kızın tabutuna
> > >>bakıyorum,eşyaları toplanırken lise yıllarında yazdığı günlüğü ortaya
> > >>çıktı... Hemen günlüğünü aldım ve günlükte okuduğum satırlar
>şöyleydi...
> > >>"Onun gözlerine bakarak onun benim olmasını diledim...ama o bana benim
> >ona
> > >>baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum.Onu sadece arkadaş olarak
> > >>istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama
> > >>SÖYLEYEMİYORDUM.nedenini bilmiyordum ama çok utanıyordum. KEŞKE BANA
> > >>SEVDİĞİNİ SÖYLESEYDİ. Hayatta hiçbir şey için geç kalmayın sevdiğinizi
> > >>söyleyin.Her ne pahasına olursa olsun.Bu onu kaybetmekte olsa.
> > >>
> > >>ŞİMDİ KOŞ GİT SEVDİĞİNE, ONU SEVDİĞİNİ HAYKIRIRCASINA BELLİ ET..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder