İnsanların kişisel gelişimlerini tamamlamaları için güncel yaşamda belirli aktiviteler yapmaları gerekmektedir. Bu aktivitelerden sadece bir tanesi ise kitap okumaktır. Kitap okuyarak ruhumuzun derinliklerindeki o çocuğu büyütebilir ve görüşlerimizi değiştirebiliriz.
Düz mantık olarak düşünürsek bir günde uyuma ihtiyacı dışında ortalama olarak 10 saat aktif olarak faaliyet gösteriyoruz. Bu 10 Saat içerisinde sadece 45 dk lık dilimi kitap okumaya neden ayırmıyoruz acaba ?.Günde sadece 45 dakikamızı ayrırarak kendimizi sorgulayabilir ve rahatlamış oluruz. Gelin kitap okumanın ileriki zamanlarda bize getireceği sonsuz yararlardan birazını düşünelim.
· Toplumdaki diğer insanlardan farkınızı olur.
· Kültürünüz artar
· Bilgili kişilerle doya doya sohbet edebilirsiniz
· Hayata bakışınız değişir.
· Diksiyonunuz düzelir.
· Hızlı konuşma ve kendinizi daha kolay ifade edebilme yeteneğiniz artar.
· Okudunuzu anlama ve yorum yapma yeteneğiniz gelişir.
· Her şeyden önemlisi Kitap Okumanın verdiği huzuru içinizde hissedersiniz.
yukarıda kitap okumanın sizlere getirceği yararlardan SADECE birkaçını belirttim. Toplum olarak bizler kitap okumalı ve bizden küçüklere kitap okuma alışkanlığını kazandırmalıyız ki ,bugünün küçükleri büyüdüklerinde bu ülkenin bulunduğu durumu anlasınlar ve modern refah seviyesine ulaştırabilsinler.
Bu yazıyı okuduktan sonra eliniz kütüphanenizdeki tozlu raflara gidiyor ve kitap alıp okumak içinizden geliyorsa şuan sizden mutlu insan olmamalı şu dünyada. Unutmayın ki ” En Büyük Düşman Cahil Dosttur”
Okumak insanın kişisel gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir. İnsanın düşünce yapısını, hayal dünyasını geliştirir; sözcük dağarcığını arttırır, insana bilgi ve birikim kazandırır.
Kitaplar sayesinde bazen uçan bir halıya biner, bilmediğimiz diyarlara yolculuk ederiz; hiç tanımadığımız evlere misafir olur, yeni arkadaşlıklar kurar, bazen hüzünlerimizi bazen neşemizi bu yeni arkadaşlarla paylaşırız. Tarihin sayfalarında koşar adım dolaşır; destanlara, trajedilere tanıklık ederiz. Geçmişin elem verici olaylarını değiştirmeye gücümüz yetmese de geleceğimizi kitaplardan edindiğimiz tecrübelerle inşa ederiz.
Bunların hepsini yapmak kitaplarla, okumayla olur. Ancak Türk milleti olarak nedense okumuyoruz. Yapılan araştırmalar bu gerçeği çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Bir Japon yılda 25 kitap okuyor, bir İsveçli yılda 10 kitap okuyor, bir Fransız yılda 7 kitap okuyor. Türkiye’de ise 6 Türk, yılda 1 kitap okuyor.
Peki, niçin az okuyoruz?
Millî Eğitim Bakanlığı’nın 1993 yılında yaptırdığı bir ankete göre insanımızın okumama sebepleri oran olarak şöyledir:
1-Kitap okuma alışkanlığının olmaması: % 50,2
2-Yeterince zaman bulunamaması: % 16,6
3-Boş zamanlarında yoğun olması: % 10,6
4-Tv, video ve sinemanın tercih edilmesi: % 10,5
5-Kitap fiyatlarının yüksek olması: % 4,6
6-Dersleri sebebiyle okuyamama: % 3,4
7-Diğer sebepler: % 1,9
8-Cevap yok: % 2,27 7
Hâlbuki 21. yüzyıla, bilgi çağına girerken, eğer Türk toplumu dünya üzerinde iyi, güzel bir yer edinmek istiyorsa, okumak, düşünmek ve buna bağlı olarak tartışmak, sorgulamak ve eleştirmek ve bilim üretmek zorundadır. Ancak bunları gerçekleştirdiği zaman gelişecek, çağdaşlaşacak ve yeryüzünde tekrar ecdadına lâyık olduğu yeri alacaktır.
Şimdi, eğer yaradılış nedenini bilmek, üç boyutlu dünyanın dördüncü boyutunu görmek, madde âleminden sıyrılıp manevi âleme ulaşmak; iyiliği, güzelliği, doğruluğu keşfetmek istiyorsan oku. Karanlığın ürkütücülüğünden, ayazından kurtulup aydınlığın içini serinleten sahillerinde yürümek istiyorsan oku.
Araştıran, inceleyen, irdeleyen, “ OKUYAN” bir toplum olmamız dileğiyle…
KİTAP OKUMANIN ÖNEMİ
Kitap okuma, düşünceleri olgunlaştırır. Çok kitap okuyalım, okuduğumuz kitapları iyi anlayalım. Kitaplar, bizi motive eder, hayata bağlar ve ufkumuzu açar. Düşünme, hedef belirleme, ileride büyüyünce yetenekli kişiler arasında yer alma imkanı verir. Eğer ülkemiz için bir kısım başarılı projeler geliştirip kendimizi ispatlamak istiyorsak bolca kitap okumalıyız. Çünkü önemli projeler üretmek, başarı ister, güç ister, gayret ister, bilgi ister.
İnsan hayatta, önce kendine güven duymalı. Daima başarılı olma tutkusu ile yaşamalıdır. Çalışkan kişinin gündeminde başarısızlık yoktur. Bir insanın sahip olduğu görüş ve düşünceleri bilgi ve kültür düzeyi kadardır. Bizim ecdadımız daima büyük düşünmüş, büyük projelere imza atmıştır. Bizler de büyüklerimize özenerek daima kendimizi geliştirmeli ve onların bıraktığı projeleri tamamlamalıyız. İnsanın davranışlarındaki olgunlaşma, düşüncelerindeki güzellik kültürel birikimini ve bilgiyi yerli yerince kullanma becerisini gösterir. İşte insanı bu seviyeye getiren bir uygulama yeteneğidir. Bu yeteneğin oluşması ise sürekli ve düzenli okuma alışkanlığıyla mümkündür. Sonuç olarak insan, kitap okuma alışkanlığı kazanınca kendine güveni artar. Kitap okuyan insanların becerisi ve bilgisi artar.
Sevgili kardeşlerim! Biliyorsunuz okumanın, yazmanın yaşı ve zamanı olmaz. İnsan istekli olursa hayatta her şeyi başarır. Kitap okumaya başlayınca düşüncelerimi ve görüşlerimi yeniden gözden geçirdim. Edindiğim her bilgi ve tespit, fikirlerimi olgunlaştırdı. fiimdi, önceleri çok basit düşünüyormuşum, diye kendi kendime kızıyorum. Bir örnek vermek gerekirse benden küçük kardeşimin hatalarını sık sık yüzüne vurur, onu güya kendimce doğruya yöneltmek isterdim. fiimdi anlıyorum ki, hatalar yüze vurmadan, ezmeden, yumuşaklıkla söylenmeliymiş. Okuduğum için bunun ölçüsünü öğrendim. Okumak kadar bir güzellik var mı?
Hayatını güzelleştirmek ve olgunlaştırmak isteyenlere sevgi ve muhabbetlerimle Peygamberimizin şu hadisi şerifini hatırlatıyorum: "İlim, Çin’de dahi olsa alınız"
O halde, beşikten mezara kadar okumalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder