9 Ocak 2011 Pazar

Yabancı Dil Öğrenme Yöntemleri

Dil Ögrenmenin Yöntemleri ve Avantajları

Bir dili öğrenmek; dilin kelime dağarcığını gramerini ve bu dilde iletişim kurmaya yarayan mesajları anlayabilmek için gerekli olan dilin ses yapısını öğrenmeyi de ifade eder.

Bu düşünceyi biraz daha detaylandıralım. Diyelim ki Türkçe'yi ana dil olarak konuşuyorsunuz ve Çince öğrenmek istiyorsunuz. (Linguistler burada Türkçe'yi L1'iniz Çince'yi de L2'niz olarak adlandıracaklardır) Eğer başlangıç seviyesindeyseniz Çince'ye ilişkin olarak size söylenen şeyleri düşüncelerinizi Türkçe olarak yürütebilir ve size Türkçe söylenen şeyleri anlayabilirsiniz fakat Çince olarak düşünemez veya size söylenenleri Çince olarak anlayamazsınız.

Çince çalışan ve öğrenen birisi olarak bu yazı size bunu daha etkili olarak gerçekleştirmenin yollarını gösterecek yeni fikirler verecektir. Çince düşünebilme yeteneğiniz ve size Çince söylenenleri anlayabilme kaabiliyetiniz şüphesiz zamanla gelişecektir. Bu tabi bir neticedir çünkü Çince'yi çalıştıkça ve öğrendikçe bu dilin kelime dağarcığını gramerini ve ses sistemini daha iyi kavramış olacaksınız. Asla mükemmel derece de Çince öğrenemeyeceksiniz fakat Çince konuşan birisiyle diyalog kurdukça bu dilde iletişim kurmayı öğrendiğiniz için kendinizi kutlayacaksınız. Ayrıca Çince konuşan birisinin anlatmaya çalıştığı düşünceyi tüm boyutlarıyla anlayamayabilirsiniz de. Bununla birlikte Linguistlerin "communicative competence" (iletişimsel kaabiliyet) dedikleri üzere Çince'yi kullanma ve anlama bilginiz gelişecektir. Peki hangi seviyeye geldiğinizde gerçekten Çince konuştuğunuzu söyleyebilirsiniz?

"ingilizce konuşabiliyorum" ya da "Çince biliyorum" ifadeleri bunu kullanan her bir kişinin kültürel alt yapısı ve kişiliğine bağlı olarak farklı şeyleri ifade eder. Bu çeşitlilikten dolayı dili kullanma becerisini ölçen farklı sistemler geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları International Language Roundtable (ILR) ölçeği ve önceleri kullanılan ancak hala popüler olan Foreign Institute Service (FSI) ölçeğidir.
FSI ölçeği dil öğrenme yeterliliklerini altı seviye üzerinden düşünür. Aşağıdaki seviye tablosuna bakarak öğrendiğiniz dil(ler)de hangi seviyede olduğunuzu söyleyebilir misiniz?

Seviye 0 - DİLLE İLGİLİ HİÇBİR BİLGİNİZ YOK: Yarış çizgisinin henüz başında olduğunuzu ifade eden durum
Seviye 1 - İLK YETERLİLİK: Yemek siparişi verebilir kibarlık cümleleri kurabilir isim zaman gibi çok aşina olduğunuz konularda soru sorabilir ya da cevap verebilirsiniz. Telaffuz konusunda ciddi problemleriniz vardır
Seviye 2 - SINIRLI KULLANIM YETERLİLİĞİ: İşe ilişkin ve sosyal konularda dili kullanabilirsiniz. Güncel olaylar kendiniz aileniz hakkında konuşabilirsiniz. Belirgin bir yabancı aksanıyla konuşursunuz.
Seviye 3 - PROFESYONEL KULLANIM YETERLİLİĞİ: Gerek resmi gerekse gayri resmi olarak sosyal ortamlarda ve iş ortamında dili kullanabilirsiniz. Normal seviye ve hızdaki bir konuşmayı anlayabilecek kadar kelime bilginiz gelişmiştir. Hala aksanınız vardır ancak bu sizinle konuşan kişiyi rahatsız edecek derecede değildir.
Seviye 4 - TAM KULLANIM YETERLİLİĞİ: Dili doğru olarak kullanabilir ve hemen her konuda dili konuşabilirsiniz. Dili hem konuşurken hem de dinlerken doğru şekilde yorumlayabilirsiniz. Nadiren telaffuz ya da gramer hatası yaparsınız.
Seviye 5 - ANAL DİL YA DA ÇİFT ANADİL YETERLİLİĞİ: Öğrendiğiniz dili ana dil olarak kullanan eğitimli birisi gibi konuşabilirsiniz. Konuşurken kültürel konuları ve deyimleri de ustalıkla kullanabilirsiniz. (Bu seviye genellikle sadece çocuklar tarafından elde edilebilir)

Yukarıdakiler kesin birer ayrım olmamakla birlikte 3+ veya 2- vs. gibi tali yeterlilik durumları da olabilir. Dil öğrenen birisi olarak tam kullanım yeterliliğine kadar giden seviyeleri kat etmenin çok zaman alacağını bilmeniz gerekir. Mesela Seviye 0'dan seviye 1'e geçişiniz 12 hafta sürerken Seviye 3'ten Seviye 4'e geçişiniz 4 yıl sürebilir. Ayrıca ana diliniz ve öğrendiğiniz dil arasındaki akrabalık ilişkisinin varlığı / yokluğu dili öğrendiğiniz çevre de bu gelişimin ne kadar zaman alacağı üzerinde etkili olacaktır. Yaşayan bir dil değil de Latince Antik Yunanca ya da Sanskritçe gibi ölü dillerden birisini öğreniyorsanız bu seviyeleri yeniden belirlemek gerekebilir.
Şimdi "bir dili konuyorum" demenin neyi ifade ettiğine tekrar dönelim. Şahsen eğer öğrendiğim dilde FSI Seviye 3'te isem bu dili konuştuğumu söyleyebilirim - bunun altındaki bir seviyede ancak bu dili öğreniyor olduğumu söyleyebilirim. Daha da önemlisi dil gelişim sürecinizi düzenli olarak test etmeniz bu konuda nasıl bir mesafe kat ettiğinizi anlamay çalışmanız ve asla boşvermemeniz gerekiyor.

İngilizce Öğrenmek veya Yabancı Dil Öğrenme Yolları
İkinci dili öğrenmek için yapmanız gerekenler.
1.Asla ama asla kelime ezberlemeyin, ifadeleri kelime gruplarını çalışın. Eğer bir kelime öğrenmek istiyorsanız da bunu cümle kurarak ve kullanarak yapın, ama asla oturupta kelime ezberlemeyin.
2. Asla ama asla gramer çalışmayın. Tüm grammer dilbilgisi kitaplarınızı ve defterlerinizi bir kenera bırakın.
Eğer ingilizceyi akıcı hızlı bir şekilde kullanmak istiyorsanız  bunu dilbilgisi ile sağlayacağınızı düşünmeyin.
Mesela yeni konuşan çocuğunuzu ya da bir yakınınızı düşünün ve gözlemleyin. Konuşmayı sizce dil bilgisi kitaplarından mı öğreniyorlar?
Yanlış anlaşılmasın, dilbigisi önemsizdir demiyoruz. Ama önceliğiniz bir dil öğrenmek mi yoksa dilbilgisi öğrenmek mi?
3.Otomatik olarak yani düşünmeksizin konuşmayı hayal edin. Kelimeler ağzınızdan kolayca ve hızlı bir şekilde çıkar. Türkçe konuşurken nasıl tek tek kelimeleri düşünmüyorsanız.  Ana dili mesela ingilizce olanlar, İngilizceyi tek tek kelimeleri hatırlayarak İngilizce öğrenmezler.
İfadeler (deyişler, deyimler cümleler), doğal olarak beraber çıkan kelimeler grubudur.
4.Araştırmalar kelime grupları ile ingilizce öğrenmenin tek tek kelimeler ile öğrenmekten 4-5 kat daha hızlı öğrenmeyi sağladığını  ispat etmiştir.
Hatta kelime gruplarını (deyişler) ifadelerini öğrenen öğrenciler dilbilgisinde de daha iyiler.
5.Daima deyimleri (kelime gruplarını) çalışın ve gözlemleyin, kelimeleri değil.
6.Yeni bir kelime bulduğunuz zaman, daima onu bir cümle grubunda, deyişte yazın, not alın. Gözden geçirdiğiniz zaman, daima tüm cümleyi, deyimi gözden geçirin, kelimeyi değil.
7.Deyimleri, cümleleri bir araya getirin.
Konuşmanız ve dilbilginiz 4-5 kez daha hızlı ilerleyecektir. Asla tekrara kelime çalışmayın. Asla, not defterinize tek bir kelime yazmayın, daima tüm deyimi, deyişi yazın.
Sadece deyimleri, deyişleri yani kullanımlarını öğrenin.
Başarılar…
Yabancı dil öğrenmenin püf noktaları

Yeni bir dil öğrenmek, ilk bakışta gramer (dil bilgisi) ve kelime öğrenerek, bunları gerektiği gibi kullanmayı bir beceri olarak edinmek diye tarif edilebilir. Ancak bu tanım tam olarak yeterli değildir. Tabii ki gramer ve kelime öğrenmek bir dili konuşabilmek için en önemli öğelerdir. Ancak aslında yabancı bir dili fazla zorlanmadan kolay olarak öğrenmek, çalışma alışkanlıklarını doğru oluşturmakla çok ilgilidir.

Bu yazımızda dil öğrenmenin püf noktaları derken, size bu konuda bazı basit ama önemli ayrıntılardan bahsetmek istiyoruz. 
Çalışırken daima öğrendiklerinizi sesli olarak tekrarlayınız. Aklınızda tutmaya çalıştıklarınızı, aynı zamanda yüksek sesle söylemeye alışınız. Bu öğrenmenizi kolaylaştıracaktır.
Genellikle bir arkadaş ile ikili çalışmak, bu nedenle çok faydalıdır. Böylece hem konuşmaya hem de dinlemeye alışırsınız. Sesli olarak çalıştıklarınızı, ayrıca kağıda dökmeye çalışınız. Cümleler kurunuz.

Eğer sadece okuyarak çalışırsanız bu sadece görsel belleğinizi çalıştırır. Ancak sesli olarak tekrarlayarak çalışmak ise, görsel ve işitsel belleğinizi de birlikte çalıştırır. Bu işlem, dil öğrenmek için en faydalı davranıştır. Böylece hem telaffuz yeteneğiniz artar, hem de cümle kurma beceriniz gelişir.

Her gün mutlaka bir süre çalışınız. Bir yabancı dil çalışmaya başlayınca, günlük aralar vermeyin her gün mutlaka kısa da olsa bir zaman ayırınız. Böylece bir gün önce öğrendiklerinizi unutmamanızı sağlamış olursunuz. Çalışmaya verilen günlük aralar, kopukluklar yaratır, ve önceki öğrendiklerinizin belleğinize tam yerleşmemesine sebep olur. Devamlı tekrar ise öğrenmeyi kalıcı kılar.

Yeni konuları çalışırken, arada geri dönüp eski öğrendiklerinizi tekrarlayınız. Böylece temelinizi devamlı güçlendirmiş olursunuz. Dil öğreniminde bu önemli bir ayrıntıdır.

Hata yapmaktan korkmayınız. Yabancı bir dili konuşmaya çalışırken hata yapmaktan çekinmek gereksizdir. Komik olacağınızı düşünmeyiniz. Yabancı bir dili yeni öğrenen herkes önceleri hatalı konuşur. Bu çok normaldir. En kolay yabancı dil öğrenen kişiler, bu konuda hiç çekinmeden atak davrananlardır. Siz de bunlardan biri olabilirsiniz.

Verimli bir şekilde yeni bir dil öğrenmenin formülü:

5-Kasa sistemini Almanya’da ortaokul’da okurken, İngilizce hocamınızın bize gösterdiği bir yöntemdi. O zamanlar bunun değerini pek bilmezdim, sonralarda çok işe yarar bir yöntem olduğunu keşfettim. Şimdilerde ise yeni bir dil öğrenmenin hevesi ile nasıl daha verimli çalışacağımı araştırırken, uzun zamandır unuttuğum bu yöntemi tekrar hatırladım. Öğrenmek isteyen herkes için çok uygundur. Özellikle yeni bir dil öğrenmek isteyenler, veya da bir çok bilgiyi ezberlemek gereken kişiler(Hukukcu, Mühendis, Doktor …).

Bu 5-kasa sistemi tam bir öğrenme makinesidir. Öğrenmek istediğin her bilgiyi teker teker küçük kağıtlara yazıyorsunuz. Her küçük kağıt için tek bir bilgi yazmanız gerekiyor. Arkalı önlü olacak şekilde. Örneğin ön kısmına ingilizce bir kelime, arka kısmına ise türkçe mealini. Ya da “Gauss yasası için gerekli olan 3 temel bilgi nedir?”gibisinden. Bunun gibi yüzlerce kelime için yüzlerce kağıt gerekecek. Her kelime için bu küçük kağıtlardan yapmanız gerekecek. İlk başta biraz zor gelse de bunun faydasını sonra göreceksiniz.

Sonraki iş ise 5-kasa sistemini kurup, oluşturduğunuz bu kağıtları ilk bölüme yerleştirmek olacaktır. İlk bölüm 1 cm civarında olacağı için ve elinizde yüzlerce kağıt olduğunu düşünürsek, hepsini birden değil de, set biçimde koymanız iyi olacak. Bu 5-kasa sistemi için gerekli olan kutuyu ya kendiniz yapacaksınız(resimdeki gibi) ya da hazır satın alacaksınız. Yurtdışında bunlardan bolca satılıyor, Türkiye’de var mı yok mu bilmiyorum. Fakat hemen ümitsizliğe kapılmamız da gerekmiyor, çünkü bu kutuyu yapmak için gerekli olan ebatların ve hazır şablonu PDF şeklinde (http://lernkartei.de/3er_lernkasten.pdf) var. İndirip, iyi bir kağıt üzerinde çıktısını alıp, sonra da kutuyu yapmanız iyi olacaktır. Çünkü kutu olmadan, 5-kasa sistemini kullanmak da pek işe yarar bir şey olmayacak. Kutu da olmazsa, 5 tane mektup zarfı alıp, 1′den 5′e kadar numaralayarak kullanabilirsiniz. Sonuç olarak kutumuz hazır, ve doldurduğumuz kağıtlar da ilk kasanın içinde olacak(diğer dört kasanın hepsi boş).

Bundan sonraki yapılacak iş ise bu kağıtları öğrenmektir. Zaten bizim amacımız da bu. İşte şimdi 5-kasa sistemin mantığını uygulayacağız. O da kısaca şu şekilde:

1′inci kasadan bir kağıt çekiniz
Kelimeye bakarak, karşılığını bulmaya çalışın
Kağıdı ters çevirip cevaba bakınız
Eğer doğru ise 2′inci kasaya yerleştirin, yanlış ise birinci kasaya tekrar koyunuz(kağıtların en arkasına)
 
Aslında mantık çok kolay. Bunu da 1′inci kasadaki tüm kağıtların bitimine kadar yapacağız. 1′inci kasa bittikten sonra, ertesi gün, ya da herhangi bir gün 2′inci kasa’ya geçeceğiz. Burada da yine aynı işlemi uygulayacağız. 2′inci kasadan bir kağıt çekip, bilgimizi kontrol edeceğiz. Eğer doğru ise, 3′üncü kasa’ya koyacağız. Yanlış ise 1′inci kasaya. Yani her zaman yanlış olan bilgileri 1′inci kasaya koyacağız. Sakın bir öncekine koymayınız. Yoksa 5- kasa sistemin en verimli olacağı noktalar bir işe yaramaz. Resime dikkatli bakarsanız 5′inci kasanın diğerlerine göre çok çok daha büyük olduğunu göreceksiniz. Çünkü bilgilerin biriktiği ve pekiştiği yer orada oluyor. Bu yöntemi 1-2 hafta düzenli olarak uygularsanız, tüm kasalar dolmuş olacaktır. 1′inci kasa’da kağıtlarınız olacaktır. 2′inci kasa’da da. Hepsiniz öğrenene kadar hep devam edeceksiniz. 1′inci kasaya her gün bakacağız. Her gün. Çünkü beynimiz de aslında bu şekilde çalışıyor. Gereksiz diye sandığımız çoğu şeyi başka yerler atarız. Fakat günde bir kere de olsa 1′inci kasaya bakarsak, bilgiler çok daha kalıcı olacaktır.
5-kasa sistemin bize getirdiği avantajlar ise şu şekilde:
Öğrendiğiniz bilgiyi kendiniz kontrol ediyorsunuz, anında doğru mu yanlış mı öğreniyorsunuz.
Kendi öğrenim performansınızı görebiliyorsunuz. Diğer kasa’daki kağıtlar doldukca moraliniz de artacak, ve daha çok çalışma hissi gelecek.
Bilgileri belirli aralıklarda tekrar edeceğiniz için aklınızda daha kalıcı olacak.
Çalışma periyodunuzu öğrenmiş olacaksınız. Hızlı, yavaş, günde bir kere, günde iki kere, hafta sonları …
Tüm kelimeler, yani bilgiler ayrı ayrı okunduğu için daha kalıcı olacak. Diğer türlü kelime listelerindeki gibi, bir kelimeye baktığınızda gözünüz başka yere kaymayacak.
Gereksiz yere çalışmış olmayacaksınız, çalışılacaksa bile bilmediğiniz şeylerin üzerinde çalışılacak. Böylelikle daha verimli olacaktır.
Kutu yanınızda olmazsa bile, kağıtlarınızı her zaman yanınıza alabilir ve çalışabilirsiniz ( Okul tenefüslerinde, Otobüslerde …)
Bir kere bir hız tuturdunuz mu, uzun vadeli sonuçlar almanız mümkündür.
Her gün sadece 10-20 dk’lık işiniz olacak. Başkalarının yaptığı gibi yüzlerce kelimelik listeleri ile kendinizi bilgi yığını ile boğmayacaksınız.
Nereden başlasam, nasıl çalışsam gibi sorular ile kafanızı meşgul etmeyeceksiniz. Nasıl ve nereden öğrenebileceğinizi anında gördüğünüz için, hem içiniz rahat olacak, hem de zamandan kazanacaksınız.
Öğrenme periyodları az olduğu için günün herhangi bir saatinde çalışmanız mümkün olacaktır.

Üniversite öğrencileri bu yöntem ile bir çok şeyi daha iyi öğrenebilirler. Örneğin ben bu sene alacağım Japonca kursunda bu sistemi kullanacağım. Tahmin edin ne için ? Kanjiler (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kanji)için. Yani Japon Alfabaleri öğrenmek için. Her kelime için bir Japonca harfi gelecek. Bu yöntemi de azimli ve kararli bir şekilde uygularsam kendime, unutacağım bir kelime olacağını sanmıyorum(Her gün deneyeceğimiz için). Yani herhangi bir alanda uyarlaması mümkün. Nasıl yapılacağını da siz bileceksiniz. Lise öğrencileri bunu İngilizce öğrenirken kullanabilirler. Aynı zamanda Biyoloji, Kimya gibi dersleri de bu şekilde öğrenebilirsiniz.

Sonuç olarak, biraz disiplin ve günde 10-20 dk çalışma ile çok daha başarılı olacaksınız. Bunu görmek için de yapmanız gereken tek şey, bu sistemi oluşturmak ve gündelik olarak çalışmak. En az 2 hafta içinde sonuçlarını göreceksiniz.

İNGİLİZCE ÖĞRENME TEKNİĞİ

Gramer yeni bir dil öğrenmeyi kolaylaştırmak için o dilin yapısı hakkında bize bilgi veren kurallar zinciridir. Çok iyi bir grammar bilgisi ile dili öğrenmemizi hızlandırabiliriz. Özellikle yazma dersleri için gramer bilgisinin çok iyi olması gerekir.
Gramer'in Özellikleri:
Gramer kuralları bir zincirin halkası gibidir. Eğer bir konuyu tam olarak öğrenememişseniz bir sonraki konuyu öğrenirken çok sıkıntı çekersiniz. Bu nedenle kavrayamadığınız bir konuyu mutlaka dersin öğretmenine ya da diğer öğretmenlere ya da sınıftaki bir arkadaşınıza sorup öğrenmelisiniz.
Çalışma Teknikleri
a) Ögretmen konu anlatırken sadece onu takip edin. Konu anlatılırken hiçbirşeyle meşgul olmayın. Özellikle tahtaya yazılanları not almaya çalışırken öğretmeninizin anlattığı bazı önemli noktaları kaçırabilirsiniz.
b) Gramer çalışırken kuralları öğrenmenizin yanı sıra alıştırma yapmaya daha çok vakit ayırmalısınız .Bu sayede gramer kurallarını writing derslerinde başarıyla kullanmanız mümkün olacaktır.
c) Derste işlenecek konuları dersten önce gözden geçirip hazırlamalısınız. Bu sayede kitapta gösterilen kurallar sınıfta anlatıldığı zaman konuları daha iyi kavramanızı sağlar. Aynı zamanda anlayamadığınız noktaları anında sorabilirsiniz.
d) Derste konuyla ilgili alıştırmalar yaparken eksiklerinizi ve anlayamadığınız noktaları göreceksiniz. Bu noktaları mutlaka o derste öğretmenize sorup öğrenmelisiniz.
e) Evinizde o gün işlenen konuyu tekrar edip verilen ödevleri yapmanız konunun pekişmesini sağlar. Derste anladığınızı, tekrar çalışmanıza gerek kalmadığını düşünüp çalışmazsanız konular üst üste binecek ve bilgileriniz karışacaktır.
:::: LISTENING & SPEAKING ::::
Dil iletişim aracıdır. İletişim için de konuşulanı anlamak ve konuşmak gerekir. Bu nedenle bu dersin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok.
Bu derste başarılı olmanın en temel yolu ise öğrendiğiniz bilgileri dinleyerek ve konuşarak pratik yapmak ve kullanmaktır. Öğrenci bilgisini kullanmak için her fırsatı iyi değerlendirmeli ve atılgan olmalı. Konuşmaktan ve soru sormaktan çekinmemeli. Unutmayınız ki öğrenme iki yönlüdür. Yani Öğretmen ve öğrenci öğrenmeyi birlikte yürütmelidirler.
Önemli Bir Nokta!
Konuşurken hata yapmaktan korkmak en büyük yanlışınız olur. Kesinlikle çekinmeden hatalı dahi olsa konuşmalısınız. Çünkü önemli olan mesajınızı karşı tarafa iletmektir.
Derste Uygulamalar:
1. Ders kitabının kaseti veya hocanın okuduğunu dikkatle dinlemeli.
2. Öğretmenin açıkladığı deyimleri ve kelimeleri çok iyi not almalısınız. Anlamadığınız noktaları sorup öğrenmelisiniz. Çünkü hep karşılaşacağınız şeyleri öğreniyorsunuz.
3. Derste işlenen dialoglar tekrar etmeli ve ezberlemelisiniz.
4. Öğretmenin telafuzuna dikkat ederek onu örnek almalısınız.
Evde Uygulamalar:
1. Ders kitabının kasetini temin edip evde tekrar tekrar dinlemelisiniz.
2. Derste işlenen konuları tekrar etmelisiniz.
3. Öğrendiğiniz dialogları yüksek sesle okuyarak tekrar ediniz.
4. Derste öğrenilen kelimeler ve deyimlerle ilgili cümleler kurup öğretmenlerinize kontrol ettiriniz.
5. Derste yapılan aktivitelerle kendinizi sınırlamayın. Radyo ve televizyondaki ingilizce programları takip ediniz. Kablolu yayın, dijital yayın yapan kanalları ya da uydu anteni temin edip İngilizce kanalları takip etmelisiniz.
6. Ödevleri mutlaka aksatmadan yapmalısınız.
7. Ayrıca kasetleri olan hikaye kitapları alıp hem okuyup hem dinlemelisiniz.Özellikle ulaşım araçalarında geçen zamanınızı yanınızda taşıyacağınız bir walkmenle bu kasetleri dinleyerek değerlendirebilirsiniz.

YABANCI DİL ÖĞRENİRKEN KELİME HAZNESİNİ GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ

Bu konuda öncelikle bilinmesi gereken dilin sadece kelimelerden ibaret olmadığı ve kelime haznesi kavramının tabulaştırılmaması gerektiğidir. Kelimeler binanın önemli yapıtaşları olabilir. Ama binayı sadece taşlarla ayakta tutmak mümkün değildir. Harç da gerekir. Bu harcın ihmali, ne kadar kelime öğrenirse öğrensin istenen sonucun alınmasını engelleyecek ve öğrenciyi ümitsizliğe düşürecektir.
Bir dili oluşturan parçalar sadece kelimeler değil deyimler ve bunların kullanım şekilleri,gramer yapıları,sözdizim ve bunlar gibi bir çok şeydir.
Bir söz grubunu anlamaya gelince bütün bu sayılan şeylerin üstünde yetenek ve deneyim vardır.
Dilde deneyim nedir?
Dilde öğrenilmesi gereken ve bunun yanında edinilmesi gereken şeyler vardır. Burası çok önemli bir noktadır. Zira Öğrenciler genellikle dili, sadece öğrenilecek bir şey olarak algılarlar. Halbuki dil beceridir. Bu teorik dersleri alan birinin hemen araba sürebileceğini düşünmek gibidir. İyi bir teori pratiğin yarısıdır. Ancak, diğer yarısı ise uygulamayla olur.
Kelime haznesini geliştirmek de deneyimle olur. Ders kitaplarında karşılaştığınız kelimelerle başka yerlerde de sık sık karşılaşmak gerekir ki o kelimeler öğrenciye ait olsun.
Kelime öğrenme teknikleri:
- Öncelikle kelimeleri bir bağlam içinde görmek te yarar vardır. Söz gelimi, "Moon" kelimesi "ay" anlamına gelir. Ama taşıdığı anlam yılı oluşturan aylardan biri mi yoksa gökteki ay mıdır? "Moon" kelimesini "Gökyüzünde ayı gördüm" anlamına gelen "I saw the moon in the sky" cümlesinde gördüğünüzde "moon" kelimesinin hangi "ay" a karşılık geldiği anlaşılır. Bu bağlamı sağlayan unsurlar elbette film, kitaplar, kasetler ya da makaleler gibi materyallerdir.
- Öğrenmek istediğiniz kelimeleri, özellikle somut olanları, söz gelimi eşya isimlerini eşyaların üstüne, duvarlara yapıştırmak ve fırsat buldukça bakarak ezberlemeye çalışmak.
- Küçük kağıt parçalarının bir yüzüne ezberlenen kelimeyi, diğer tarafına eşanlamını ya da İngilizce açıklamasını yazmak ve ezberlemek.
Önemli bir sorun:
Bütün bunlar binayı tamamlayacak olan yapıtaşlarını bulmak demektir. Ama bu yapıtaşlarının bir harçla birleştirilmesi gerekir. Bu harç okumak ya da dinlemektir. Hergün ders metinleri dışında belli bir süre hikaye kitapları okumadıkça ya da hikaye kasetleri dinlemedikçe ezberlediğiniz kelimeler kalıcı olmayacaktır. Ezberin yabancı dilde yeri vardır. Ancak bu etkinlik okuma ya da dinleme etkinlikleriyle desteklenmelidir.
Kelime ezberleme etkinliği okuma ya da dinleme etkinlikleriyle desteklenmezse...
Öğrencilerden sürekli ezberledikleri kelimeleri unuttukları şeklinde bir şikayet duyulur. Bunun birkaç nedeni vardır.
- Hafıza bir kelimeyi benimsemek için zamana gerek duyar. Bir kaç kez unutup yeniden öğrenmeye de gerek duyabilir.
- Beyin bazı kelimelere bilemediğimiz nedenlerden ötürü yakınlık duyabilir ya da ısınamayabilir. Bu yüzden her kelimeyi ya da dil parçasını aynı sürede sahiplenmeyebilir. ,
- Öğrenci kelimeleri kalıcı olarak öğrenemiyordur. Zira onları sadece ders kitaplarında görerek, ezberlemeye çalışmaktadır.
- Ayrıca en büyük sorun da şudur: Öğrenciler sadece sınavları düşünür ve sorumlu oldukları yerlere çalışırlar. Halbuki sınava kadar geçen süre beynin sorumlu olunan kelimeleri sahiplenmesi için yeterli olmayabilir. Bu durumda okuma ve dinleme etkinlikleriyle müfredatın önünde gitmek gerekir. Böylece sorumlu olunan kelimelerle sınav haftasından daha önce karşılaşıldığı için beynin onları sahiplenmek için yeterince zamanı olacaktır.
Ayrıca bir takım kelimeleri öğrendiğimiz kabul edelim. Onları unutmamak zorundasınız. Eğer o dilin konuşulduğu bir ülkede olsaydık o kelimeleri konuşacak ya da duyacaktık. Ama böyle olmadığına göre kendi ülkenizde, çevre bu fırsatı size sağlamadığı için kendiniz yapay bir dünya kurmak zorundasınız. İşin başka bir yanı da o dilin konuşulduğu bir ülkede de olsanız dilinizi daha ileri götürmek istiyorsanız yine seçkin kitapları okumak ve seçkin konuşmacıları dinlemek durumundasınız.
Biraz çaba ve istek herşeyi daha keyifli hale getirecektir.


1 yorum:

  1. Araya dini sokuşturmasanız olmaz. Herşeyi din yaptınız, millet dinden kaçar oldu.

    YanıtlaSil