7 Ocak 2011 Cuma

Uyuşturucu Maddeler ve Beyin

Uyuşturucu Maddeler
ve Beyin
Birçok kişi uyanık kalmak için sürekli ilaç kullanma
isteği duyar. Böyle kişiler, gece boyunca dans
etmelerine ve uyanık kalmalarına yardımcı olması
için uyarıcı maddeler kullanır. Diğer bazıları ise
sinirlerini yatıştırmak için sakinleştirici kullanırlar.
Hatta kendilerine yeni duygular tatma deneyimi
kazandıran ve günlük yaşamlarındaki sıkıntılarını
unutmalarını sağlayabilen maddeler kullanırlar.
Bütün bu maddeler, beyindeki nörotransmiter ve
diğer kimyasal haberci sistemleriyle farklı şekilde
etkileşime girer. Birçok durumda ilaçlar, haz ve
ödül ile ilgili doğal beyin sistemlerini ve yeme,
içme, seks hatta öğrenme ve bellek ile ilgili önemli
psikolojik süreçleri ele geçirir.
Bağımlılık ve Müptelalığa Giden Yol
Ağrıyı dindiren ilaçlar gibi, beyin veya beyni besleyen
kan damarları üzerine etkili olan ilaçlar çok değerli
olabilir. Eğlence amaçlı kullanılan maddeler çok farklı
bir amaca sahiptir ve onların kullanılmasındaki sorun
bağımlılığa yol açabilmeleridir. Kullanıcı çok kolayca
bağımlı, hatta müptela olabilir. Erkek veya kadın,
madde kullanma alışkanlığını aniden kestiğinde çok hoş
olmayan fiziksel ve psikolojik reaksiyonlara katlanmak
zorunda kalır. Bağımlılığın bu evresinde, kullanıcının
maddeye olan isteği artar, hatta bu durum onu işine,
sağlığına ve ailesine açık açık zarar vermesine kadar
götürebilir. En kötüsü ise madde kullanan kişiyi
uyuşturucu alabilmek amacıyla suç işlemeye kadar
götürebilmesidir.
Neyse ki eğlence amaçlı maddeleri alan herkes bağımlı
olmuyor. Maddeler, bağımlılık oluşturmadaki
sorumlulukları açısından yüksek riske sahip olan
kokain, eroin ve nikotinden, daha düşük riskli alkol,
kenevir, ekstazi ve amfetaminlere kadar farklılık
gösterir.
Madde bağımlılığının gelişimi sırasında vücut ve beyin
maddenin tekrarlayan kullanımına yavaş olarak uyum
sağlarken beyinde meydana gelen değişiklikler gizemini
korumaktadır. Eroin, amfetaminler, nikotin, kokain ve
kenevirin temel etki yerleri tamamen farklı olmasına
rağmen, bu maddelerin hepsi belirli beyin bölgelerindeki
kimyasal haberci dopaminin salınımını artırma yeteneğine
sahiptir. Bu, “haz” mekanizmasını tetiklemek için zorunlu
olmasa da, uyuşturucu madde etkili dopamin salınımının
beyindeki “haz” mekanizmasının son önemli ortak yolağı
olabileceğini düşündürür. Dopamin, kişinin uyuşturucu
madde almaya devam etmesini kışkırtan sinyalleri ortaya
çıkarır.
Maddeler- Nasıl etki ederler ve
onları almanın tehlikeleri nelerdir
Alkol
Alkol, eksitatör mesajları sönümlendirmek ve nöral
aktivitenin inhibisyonunu desteklemek için beyindeki
nörotransmiter sistemleri üzerine etki eder. Alkolün
etkisi, alınan bir içkiden sonra görülen rahatlama ve
keyiflenme basamaklarını izleyerek uyuklama ve bilinç
kaybına kadar devam eder. Bu, polislerin içkili araç
kullananlara hoşgörülü davranmamasının ve toplumun
çoğunluğunun bu katı davranışı desteklemesinin
nedenidir. Bazı kişiler içki içtiklerinde çok saldırgan,
hatta şiddet yanlısı biri haline gelirler ve düzenli olarak
içki içenlerin aşağı yukarı onda biri alkol bağımlısı olur.
Uzun süreli alkol kullanımı vücuda, özellikle de
karaciğere zarar verir ve beyinde kalıcı hasara neden
olabilir. İçki içen hamile anneler, beyinleri hasarlı ve
düşük IQ’ lu bebeklere sahip olma riski taşırlar.
İngiltere’de, her yıl 30.000’den fazla kişi alkol ile ilişkili
hastalıklardan ölmektedir.
92%
76%
46%
13%
16%
2%
Tütün
Alkol
Mariyuana
Sakinleştiriciler &
Reçeteli İlaçlar
Kokain
Eroin
32%
15%
9%
9%
17%
23%
Devamlı madde kullananların yüzdesi Bağımlı hale gelmiş kullanıcıların yüzdesi
9
PDF Page Organizer - Foxit Software
“Sigara içen kurukafa” Vincent Van Gogh, 1885.
Nikotin
Nikotin, bütün tütün ürünlerinin bileşimindeki aktif
maddedir. Nikotin, normal olarak beyindeki doğal uyarı
mekanizmalarını aktive etmeye eğilimli asetilkolin
nörotransmiterini tanıyan beyin reseptörleri üzerine etki
eder. Bu nedenle sigara içenlerin, sigaranın konsantre
olmalarına yardım ettiğini söylemeleri şaşırtıcı değildir.
Sigara, solunum yollarını tıkayıcı bir etkiye de sahiptir. Sorun
nikotinin son derece bağımlılık oluşturan bir madde olmasıdır
ve birçok sigara tiryakisi, sigarayı bıraktıklarında hoşa
gitmeyen yoksunluk belirtilerinden kaçınmak için içmeye
devam etmektedir. Böylece, sigara keyfi devam eder gider.
Tütün içme, beyin üzerinde zararlı etkiye sahip değilmiş gibi
bir izlenim yaratmış olsa bile akciğerlere son derece zarar
verir ve uzun süreli sigara içme akciğer kanserine ve hatta
başka akciğer ve kalp hastalıklarına yol açabilir. İngiltere’de,
her yıl, 100.000’den fazla kişi sigara içmeye bağlı
hastalıklardan ölmektedir.
Esrar
Esrar, beynin kimyasal olarak esrara çok benzeyen
nörotransmiterleri kullanan önemli doğal sistemi üzerine etki
etmesi nedeniyle bir muamma olarak karşımıza çıkar. Bu
sistem, kasların kontrolünü ve ağrı duyarlılığının
düzenlenmesini sağlar. Esrar medikal amaçla ve akıllıca
kullanıldığında çok yararlı bir ilaç olabilir. Esrar, zevk veren
ve rahatlatan sarhoş edici bir maddedir ve kullanan kişinin
ses, renk ve zaman algılamasını sinsice değiştirerek hayal
alemine dalmasına neden olabilir. Bazı kullanıcılar yüksek
dozlardan sonra hoş olmayan panik atak yaşasalar bile aşırı
dozdan ölen kimse yoktur. Esrar, 30 yaşın altındaki İngiltere
nüfusunun hemen hemen yarısı tarafından yılda en azından bir
kere kullanılmaktadır. Bazı kişiler, esrar kullanımının
yasallaştırılması gerektiğine ve böylece bu maddeyi veya çok
daha tehlikeli diğer bir maddeyi elde etmeye yönelik kaynakla
bağlantının kesilebileceğine inanmaktadır. Maalesef, nikotinde
olduğu gibi esrar içme maddenin vücuda dağılmasının en etkili
yoludur. Esrar dumanı, sigarada (esrar çoğunlukla tütün ile
içilmektedir)
olan zehir karışımlarının hemen aynısını içerir. Esrar içenler
akciğer hastalıklarının gelişmesine müsaittir ve henüz
kanıtlanmamış olsa da, bu kişiler akciğer kanseri gelişmesi
riskini taşırlar. Uyuşturucu satan kişilerin çok iyi bildiği gibi
hemen hemen on kullanıcıdan biri bağımlı olabilir. Tekrarlayan
aşırı kullanım, araç kullanma yeteneği ve zihinsel çalışma
gerektiren işler ile bağdaşmaz; deneyler esrar ile sarhoş olan
kişilerin karmaşık zihinsel görevleri yapamadığını kanıtlamıştır.
Henüz kanıtlanmamış olsa bile, gençler tarafından aşırı
kullanmanın, duyarlı bireylerde ruhsal bir hastalık olan
şizofreniyi (bakınız s. 51) tetikleyebileceğini gösteren bazı
kanıtlar vardır.
Amfetaminler
Amfetaminler, “Deksedrin”, “Speed” ve bir metamfetamin türevi
olan “Ekstazi” yi içeren insan yapımı kimyasal maddelerdir. Bu
maddeler, beyinde doğal olarak oluşan iki nörotransmiterin
salınmasına neden olacak şekilde etki ederler. Bunlardan birisi
muhtemelen amfetaminlerin çok güçlü uyarıcı ve zevk veren
etkilerini açıklayan dopamindir. Diğeri ise halüsinasyonları da
içerebilen bir mutluluk ve bir rüya alemine dalma duygusu
yaratmaktan sorumlu olduğu düşünülen serotonindir. Deksedrin ve
Speed çoğunlukla dopamin, Ekstazi ise daha çok serotonin
salınımını artırır. Çok daha güçlü bir halüsinojen olan d-LSD de
beyindeki serotonin mekanizmaları üzerinde etkilidir.
Amfetaminler, güçlü psikostimülanlardır ve özellikle aşırı dozlarda
tehlikeli olabilirler. Hayvan deneyleri ekstazinin, serotonin
hücrelerinin uzun süreli belki de kalıcı azalmasına neden
olabileceğini göstermiştir. Bu durum, hafta sonu ekstazi
kullananlarda görülen “hafta içi bunalımı”ndan sorumlu olabilir. Her
yıl, düzinelerce genç ekstazi aldıktan sonra ölmektedir. Deksedrin
ve Speed aldıktan sonra şizofreni gibi bir ürkütücü psikoz
meydana gelebilir. Speed’in bir sınavda size yardım edebileceği
düşüncesi ile ayartılmış, kandırılmış olabilirsiniz, fakat o size
yardım etmez. Yardım etmeyecektir.
Eroin
Eroin, bitki ürünü morfinin insan-yapımı kimyasal türevidir. Eroin,
esrar gibi, beyinde endorfinler olarak bilinen ve doğal olarak
oluşan nörotransmiterleri kullanan bir sistemi ele geçirir. Bunlar,
ağrı kontrolünde önemlidir ve bu nedenle onların etkilerini taklit
eden maddeler tıpta çok değerlidir. Eroin enjekte edilmesi veya
içilmesinin ardından, muhtemelen ödül mekanizması üzerinde etkili
olan endorfinler nedeniyle zevk veren duygular hemen ortaya
çıkar. Eroin son derece bağımlılık oluşturan bir maddedir; fakat
bağımlılık gelişirken bu zevk veren duygular, arkası kesilmeyen bir
“tutku” ile yer değiştirerek çabucak geçer. Eroin, çok az yüksek
dozlarda bile nefes alma reflekslerini baskılayarak ölüme yol
açabilen çok tehlikeli bir maddedir. Eroin, birçok kişinin yaşamını
alt üst etmektedir.
Kokain
Kokain, güçlü bir psikostimülan olarak etki etmenin yanısıra
yoğun bir şekilde zevk veren duyguların ortaya çıkmasına neden
olabilen bir başka bitki türevi kimyasaldır. Amfetaminler gibi
kokain de beyindeki dopamin ve serotonin miktarını artırır.
Bununla birlikte, eroin gibi, kokain de çok tehlikeli bir
maddedir. Kişiler onunla kendinden geçer, özellikle sigara gibi
içilen ve “crack” olarak adlandırılan formu kişiyi çabucak öfkeli
ve saldırgan hale getirebilir ve aşırı dozun yaşamı tehdit eden
bir riski vardır. Bağımlılık oluşturma eğilimi yüksektir ve kokain
alışkanlığını sürdürme maaliyeti birçok kullanıcıyı suç işlemeye
yöneltir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder