9 Ocak 2011 Pazar

Ufo Gerçeği -3-

ROSWELL OLAYI
TANIKLAR
BINBAŞI JESSE MARCEL-OĞLU ve DİĞER TANIKLAR
Roswell olayının üzerinden zaman geçtikçe Ordu’nun baskısından kurtulmaya başlayan, içlerinde emekli generallerin de bulunduğu güvenilir tanıklar, Roswell enkazının dünya dışından gelen bir cisme ait olduğunu doğrulamışlardır.
UFO kazasını doğrulamak isteyen ve isminin kullanılmasına izin veren ilk tanık, Roswell’deki 509. Bomba Grubu’nun istihbarat görevlisi emekli Yarbay Jesse Marcel olmuştur. Kaza yerini inceleyen ilk iki askeri görevliden biri olan Marcel, 1978 yılında araştırmacılara ve medyaya bir açıklama yaparak gördüğü enkazın “bu dünyaya ait olmadığını” söylemiştir. Marcel, 1979’da yaptığı bir röportajda şunları söylemiştir: “O bir meteoroloji balonu olmadığı gibi bir uçak ya da misil de değildi.” Enkaz parçalarının özelliklerinden bahseden Marcel, “Yanıcı bir madde değildi… ağırlığı yok gibiydi. Çok inceydi, kalınlığı ancak bir sigara paketinin içindeki folyo kadardı. Parçaları eğmeye çalıştım fakat olmadı. Hatta balyozla üstüne vurarak içinde bir çukur açmayı bile denedik ama başaramadık”, demiştir.
Marcel olay günü üsse dönerken evine uğramış ve karısı ile 11 yaşındaki oğluna bu esrarengiz enkazın bir kaç parçasını göstermişti. Bu parçalardan özellikle birinin yüzeyinde hiyeroglife benzer semboller bulunmaktaydı. Marcel’in o zamanlar 11 yaşında olan oğlu tıbbi doktor, Ulusal Koruma helikopter pilotu ve uçuş cerrahı Dr. Jesse Marcel Jr. olayı çok iyi hatırlamaktadır ve söz konusu sembollerin bazılarının ayrıntılı çizimlerini yapmıştır. Jesse Marcel Jr. olaydan yıllar sonra yaptığı açıklamada babasının aldığı emir üzerine basına birlikte poz verdiği maddenin, o gece annesi ve kendisine gösterdiği madde OLMADIĞINI söylemiştir.
Askeri görevliler ve Roswell’de yaşayanlar da UFO kazasını doğrulayan açıklamalar yapmışlardır. 1947’de Forth Worth’teki 8. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda General Ramey ile beraber çalışan Albay Thomas DuBose, 1992 yılında ölümünden önce yaptığı açıklamada, meteoroloji balonu hikayesinin tamamen bir örtbas hikayesi olduğunu itiraf etmiştir. DuBose, o tarihte Washington D.C’deki Andrews Hava Kuvvetleri Üssü’nden General Clements McMullen’ın kendisini arayarak bir örtbas hikayesi bulmalarını emrettiğini doğrulamıştır.
Temmuz 1947’de Roswell enkazının gönderildiği Ohio’daki Wright Hava Üssü’nde yarbay olarak görev yapmakta olan emekli General Arthur E. Exon ise, 1990’da kendisiyle yapılan bir röportajda enkaz üzerinde yapılan testler hakkında şunları söylemiştir: “Madde inceleme laboratuarlarımıza getirilen enkaz üzerinde kimyasal analizden gerilim testleri, sıkıştırma ve açma testlerine kadar her tür test yapıldı. Enkazın bir kısmı kolayca parçalanabiliyor ve değiştirilebiliyordu… fakat diğer kısımlar çok ince olmalarına rağmen son derece güçlüydüler ve ağır çekiçlerle vurulduğunda bile zarar görmüyorlardı. Testler sonrasında herkesin ortak kararı bu parçaların UZAYDAN geldiğiydi.”
Roswell’de yaşayan görgü tanıklarının verdiği ifadeler arasında özellikle Glenn Dennis’inki 1947’de bulunan cismin niteliği konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır. Glenn Dennis, 1947’de Roswell Hava Kuvvetleri Üssü’ne morg ve ambulans hizmetleri sağlayan Ballard Cenazeevi’nde çalışan bir gençti. Dennis, Roswell’de bulunan esrarengiz enkazdan haberdar olmadan önce, Üs’teki morg görevlisi ona birkaç kez telefon etmiş ve küçük, havageçirmez tabutlarının olup olmadığı, birkaç gün boyunca dış faktörlere maruz kalan bedenlerin nasıl muhafaza edileceği gibi sorular sormuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere, Ordu, ceset dokularının kimyasal bileşiminin değişmesini engellemek için oldukça hassas davranmıştır.
O gece geç saatlerde, başka bir olay üzerine Üs’teki hastaneye giden Dennis, arka kapının dışında iki askeri ambulans görmüş ve içlerinden büyük enkaz parçalarının çıkarıldığına şahit olmuştur. Dennis, hastaneye girdiğinde bir hemşire arkadaşıyla karşılaşmış, fakat onu gören askeri polisler onu tehdit etmiş ve zorla binadan dışarı çıkarmışlardır.
Dennis, ertesi gün hemşire arkadaşıyla yeniden karşılaşmış ve hastanede neler olup bittiğini sormuştur. Şok geçirmekte olan hemşire arkadaşı Dennis’e, iki doktorun hastanede küçük, insan-dışı bedenler üzerinde otopsi yaptıklarını ve yardım etmesi için onu çağırdıklarını anlatmıştır. Ayrıca, bir peçete üzerine bedenlerin nasıl göründüğünü çizmiştir. Bu, Dennis ve arkadaşının son görüşmeleri olmuş; hemşire birkaç gün sonra İngiltere’ye transfer edilmiştir. Dennis daha sonra hemşire arkadaşından hiçbir haber alamamıştır.
Dennis’in ifadesine göre, yere çakılan aracın ana gövdesi Brazel çiftliğindeki enkaz alanından aşağı düşerek ikinci bir bölgeye doğru sürüklenmiştir. Araştırmacılar, çok az kişinin haberdar olduğu bu ikinci enkaz alanının varlığını ancak yakın zamanlarda teyit edebilmişlerdir. Tanıkların ifadelerine göre, burası aynı zamanda uzaylı bedenlerinin bulunduğu yerdi. Bu bölgeyi gören tanıklardan çoğu hükümet korkusuyla isimlerinin kullanılmasına izin vermemektedirler.
Glenn Dennis ifadesinde askeri yetkililer tarafından tehdit edildiğini de belirtmektedir. Glenn Dennis’in dışındaki diğer tanıklar da fiziksel olarak tehdit edilmiş ve korkutulmuşlardır. Enkazı bulan çiftçi Mac Brazel, Ordu tarafından yaklaşık bir hafta boyunca gözaltında tutulmuş ve olay hakkında bir daha hiç konuşmamıştır.
Roswell olayı 1980’lerden beri kamuoyunda çok tartışılan bir olay olmasına rağmen ilginçtir ki, olayın tanıklarından hiçbiri meteoroloji balonu hikayesini doğrulamamış ya da olaya başka bir açıklama getirmemişlerdir. Görüşülebilen tanıkların hepsi, tüm tehditlere ve engellemelere rağmen, ısrarla enkazın dünya-dışı bir araca ait olduğunu söylemektedirler.

Albay Philip Corso
Bu önemli Olay hakkında yıllar sonra konuşacak olan bir başka resmi yetkili ise Albay Philip Corso'dur. Başkan Eisenhower'ın güvenlik danışmanlarından biri olan Corso, o dönemlerde General Arthur Trudeau'nun yardımcılığı yapmakta ve Pentagon'da gizli projelerde yer almaktaydı. Daha sonraki görevi ise Roswell olayında ele geçen uzaylı cesetleri ve enkazı üzerinde araştırmalar yapan özel bir grubun başına getirildi. Kendisi 1997 yılında ölümünden 3 yıl önce "The Day After Roswell" yani "Roswell'in Ertesi" adlı bir kitap yazarak, Ordunun ve hükümetin bu olayı nasıl örtbas ettiğini ve Roswell'de düşen aracın Dünyadışı menşeili olduğunu, ve de 51. Bölge gibi üslerde bu teknolojiyi kopye etme çalışmalarını ve hükümetin gizli projelerini açıkça itiraf etmiştir.

RESMİ AÇIKLAMALAR / ÖRTBAS DEVAM EDİYOR!...
Hava Kuvvetleri Roswell Bildirisi -1994
Hava Kuvvetleri, Temsilciler Meclisi Üyesi Steven Schiff’e ve başlattığı araştırmaya bir cevap olarak, 1994 yılında Roswell olayıyla ilgili bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Hava Kuvvetleri tarafından açıklanan raporda şöyle denilmektedir:
“Hava Kuvvetleri yaptığı araştırmada, Roswell Olayının bir UFO olayı olduğu yönünde hiçbir bilgiye rastlamamıştır. Eldeki tüm resmi belgeler, her ne kadar doğrudan Roswell’le ilgili değilse de, Brazel çiftliğinden kaldırılan enkazın büyük olasılıkla Mogul Projesi balonlarından birine ait olduğunu göstermektedir. Görünüşe göre o dönemde gazetelerde de yer alan, enkazın bir meteoroloji balonuna ait olduğu açıklaması, radar hedeflerinde Mogul balonlarıyla normal meteoroloji balonları arasında görünüş açısından bir fark olmamasından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde döneme ait resmi kayıtlarda, konuyla ilgili gizli bir askeri operasyon ya da güvenlik aktivitesi yürütüldüğüne dair hiçbir işaret bulunmamaktadır… Hava Kuvvetleri kayıtları incelenmiş, fakat Hava Kuvvetleri’nin bir “uzaylı” bedeni ele geçirdiği ya da bir örtbas operasyonu yürüttüğü yolunda en ufak bir kanıt bile bulunmamıştır.”
GAO Roswell raporu
ABD Genel Muhasebe Ofisi (GAO) tarafından, Temsilciler Meclisi Üyesi Steven Schiff’in talebi üzerine hazırlanan “Roswell, New Mexico Yakınlarındaki 1947 Kazası ile İlgili Kayıtların Araştırma Sonuçları” başlıklı rapor Temmuz 1995’te yayımlanmıştır. Raporda, GAO konu hakkında yaptığı araştırmayı özetlemekte ve bu araştırma sonucu su yüzüne çıkardığı birtakım belgeleri kamuoyuna sunmaktadır.
509. Bomba Grubu’nun Roswell Üssü’nde bulunan tarihçesinde, Danışma Ofisi’nin söz konusu ay boyunca, 509. Bomba Grubu’nun himayesinde olduğu rapor edilen ‘uçan daire’ hakkındaki soruları cevaplamakla meşgul olduğu açıkça belirtilmektedir.
GAO, raporunda Roswell’de olanlar hakkındaki spekülasyonlara fazla yer vermemiş, ve döneme ait Roswell Ordu Hava Üssü (RAAF) kayıtlarının anlaşılmaz bir şekilde yok edildiğini bildirmiştir. Bu kayıtlar Mart 1945-Aralık 1949 dönemi RAAF idari kayıtlarını ve Ekim 1946-Aralık 1949 döneminde RAAF’tan gönderilen mesajları kapsamaktadır.
GAO’nun raporunu açıklamak için bir basın toplantısı yapan Temsilci Schiff de GAO’nun bulgularının Roswell hakkındaki tartışmaların sonuçlanmasını sağlamayacağını söylemektedir. Schiff, CNN TV programcısı Larry King’le yaptığı röportajda şöyle demiştir: “Olaydan 50 yıl sonra bile, herkesi tatmin edecek bir açıklama yapmak için yeterli kanıt bulunmamaktadır. Bence tartışmalar devam edecek ve GAO raporu sadece tartışmaları daha da alevlendirecek.”
YENİ BİR ÖRTBAS!!
Roswell Raporu: Dava Kapandı -1997
1994 yılında yayınlanan Roswell hakkındaki ilk Hava Kuvvetleri raporunda, çiftçi Mac Brazel tarafından bulunan enkazın Hava Kuvvetleri tarafından yürütülen MOGUL kod adlı bir araştırma projesi kapsamında uçuş yapan bir balona ait olduğu söylenmekteydi. Bu rapor nihai gibi görünse de, Hava Kuvvetleri, 1947’de New Mexico’daki ikinci enkaz alanında bulunan uzaylı bedenleriyle ilgili iddiaları yanıtlayan yeni bir rapor hazırlama gereği duymuştur.
Yeni raporun şu noktalar üzerinde durulmuştur:
1.     Uzaylı bedenleri gördüğünü bildiren tanıklar genel anlamda doğruyu söylemektedirler;
2.     Fakat, bu tanıklar gözlemedikleri olayların meydana geldiği tarih ve olayların detayları konusunda ciddi ölçüde yanılmaktadırlar. Tanıklar, geçmişte farklı zamanlarda meydana gelen birkaç olayı tek bir olay gibi algılamaktadırlar ve bu olaylardan her biri olağan Hava Kuvvetleri aktiviteleridir.
3.     Hava Kuvvetleri, gözlemlenen bedenlerin aslında bilimsel ve mühendislikle ilgili deneylerde kullanılan ve balonlarla yukarılara taşınan antromorfojik test mankenleri olduğunu iddia etmektedir.
4.     Bazı tanıkların ifadelerini aydınlatabilmek için bunlar dışında Mogul balonu açıklamasına da ihtiyaç duyulmuştur; bu yüzden Hava Kuvvetleri yeni raporunda, Roswell olayıyla ilgili ifadelerin hem bir Mogul balonunun, hem de cansız mankenler taşıyan bir balonunun gözlemlenmesi sonucu oluştuğunu ve tanıkların bu iki olayı tek bir olay gibi yorumladıklarını söylemektedir.
ROSWELL OLAYI

BELGELER
MAJESTIC 12 OPERASYON EKİBİNİN BAŞKAN ADAYI, DWIGHT D. EISENHOWER İÇİN HAZIRLADIĞI BRİFİNG DÖKÜMANI –18 KASIM 1952:
UYARI: Bu çok gizli ve sadece yetkili kişilerin görüşüne açık bir dökümandır ve Amerika Birleşik Devletlerinin ulusal güvenliğiyle ilgili özel olarak hazırlanmış bilgiler içermektedir. Belge yalnızca Majestic-12 tarafından izin verilen kişiler tarafından incelenebilir. Belgenin kopyalanması, çoğaltılması ya da içerdiği bilgilerle ilgili notlar alınması kesinlikle yasaklanmıştır.
BRİFİNG YETKİLİSİ: AMİRAL ROSCOE H. HILLENKOETTER (MJ-1)
NOT: Bu döküman yalnızca bir ön brifing olarak hazırlanmıştır ve takip edecek tam operasyon brifingi için bir başlangıç niteliği taşımaktadır.
24 Haziran 1947’de Washington Eyaleti’ndeki Cascada dağları üzerinde uçmakta olan sivil bir pilot, dokuz disk biçiminde uçan cismin belirli bir düzen içinde ve çok yüksek hızda seyahat etmekte olduğunu gözlemlemiştir. Bu, bu tip cisimlere dair bilinen ilk gözlem olmadığı halde, halk arasında ve medyada geniş yankı uyandıran ilk olaydır. Bu olayı, benzeri yüzlerce gözlem raporu izlemiştir. Bunlardan pek çoğu güvenilirlikleri yüksek askeri ve sivil kaynaklardan gelmektedir. Bu raporlar üzerine harekete geçen Ordu’nun çeşitli birimleri bu cisimlerin özellikleri ve amaçları konusunda ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda birbirinden bağımsız araştırmalar yapmıştır. Tanıklardan bazılarıyla röportajlar yapılmış; uçuş halinde olduğu bildirilen diskleri takip etmek için uçaklar gönderilmiş, fakat bu denemeler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Halkın tepkileri bazen histeri sınırlarına varmıştır.
Bütün bu çabalara karşın, New Mexico’lu bir çiftçi bu cisimlerden birinin Roswell Ordu Hava Üssü’nün (şimdiki Walker Üssü) 75 mil kuzeybatısında düştüğünü bildirene kadar, cisimler hakkında çok az bilgi edinilebilmiştir.
7 Temmuz 1947’de bu cismin enkazının kaldırılarak bilimsel analizinin yapılması amacıyla gizli bir operasyon başlatılmıştır. Bu operasyon sırasında, havadan yapılan keşifte aracın patlamasından önce dört küçük, insan benzeri varlığın araçtan dışarı fırladığı fark edilmiştir. Bunlar enkaz alanının yaklaşık 2 mil doğusunda yere düşmüşlerdir. Üçü ölü, biri yaralı fakat sonradan oda ölmüştür. Cesetleri bulunmalarından önce geçen yaklaşık bir haftalık zaman zarfında dış faktörlerin etkisine maruz kaldığından feci şekilde bozulmuştur. Özel bir ekip bu bedenlerin incelemek üzere kaldırılmaları görevini üstlenmiştir. Aracın enkazı da kaldırılmış Ve birkaç farklı yere taşınmıştır. Bölgedeki sivil ve askeri tanıklar sorgulanmış ve habercilere etkileyici bir örtbas hikayesi anlatılarak bu cismin yanlış yola sapan bir hava gözlem balonu olduğu söylenmiştir.
Doğrudan Başkan’ın emirlerine göre harEket eden General Twining ve Dr. Bush tarafından organize edilen gizli araştırma sonucunda, 19 Eylül 1947’de, bu diskin kısa menzilli bir keşif aracı olduğu kararına varılmıştır. Bu karar aracın büyüklüğüne ve içinde herhangi bir erzak bulunmamasına dayanılarak verilmiştir. Dr. Bronk da aracın ölü dört mürettebatı üzerinde benzer bir analiz yapmıştır. Bu grubun konuyla ilgili olarak 30 Kasım 1947’de aldığı öneri niteliğindeki karara göre, bu yaratıklar her ne kadar görüntüsel olarak insana benzeseler de, biyolojik ve evrimsel gelişimleri homosapien’lerden oldukça farklıdır. Dr. Bronk’u ekibi bu yaratıkların daha belirleyici bir tanım bulunana kadar “Dünya Dışı Biyolojik Varlıklar” –EBE’ler olarak adlandırılmalarını önermiştir.
Bu araçların dünya üzerindeki herhangi bir ülkeden gelmedikleri kesinleştiği için, kökenlerinin neresi olduğu ve buraya nasıl geldikleri konusunda pek çok tahmin yürütülmüştür. Olasılıklardan biri Mars’tır, fakat bazı bilimadamları, özellikle Dr. Menzel, bu varlıkların başka bir güneş sisteminden geldiklerini savunmaktadırlar.
Enkazda bir tür yazı formu olduğu sanılan birtakım örnekler bulunmuştur. Bunların şifelerinin çözülmesi yolundaki çabalar geniş ölçüde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Aracın itici gücünün nasıl çalıştığını, sahip olduğu güç kaynağının özelliklerini ve iletim şeklini belirleme çabaları da aynı şekilde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu konudaki araştırmalar; aracın tanımlanabilir kanatlara, pervanelere, jetlere ya da alışılmış başka tür bir itici güç sistemine sahip olmaması, ayrıca metalik elektrik tertibatı, vakum tüpleri veya benzeri herhangi bir elektronik parçasının bulunmaması yüzünden karmaşıklaşmıştır. Aracın itici güç sisteminin kazaya yol açan patlamada tamamen tahrip olduğu düşünülmektedir.
Enkazda ele geçen bazı parçalar:
Sözkonusu araçlar, performans özellikleri ve amaçları konusunda olabilecek en fazla bilgiyi edinme ihtiyacı, Aralık 1947’de ABD Hava Kuvvetleri SIGN Projesi olarak bilinen girişimin başlatılmasına yol açmıştır. Gizliliği korumak amacıyla, SIGN ve Majestic-12 arasındaki bağlantı Hava Malzeme Kuvvetleri İstihbarat Bölümü’nden iki kişi ile sınırlandırılmıştır; bu kişiler birtakım bilgileri kanallar aracılığıyla iletmekle görevlendirilmişlerdir. SIGN, Aralık 1948’de GRUDGE Projesi’nin kapsamına alınmıştır. Operasyon, şu anda BLUE BOOK kod adı altında, projenin başı olan Hava Kuvvetleri yetkilisi ile bağlantı içinde sürdürülmektedir.
6 Aralık 1950 günü, muhtemelen benzeri kökenli ikinci bir cisim, atmosfer içinde uzun bir yolculuk yaptıktan sonra, Teksas-Meksika sınırındaki El Indio-Guerrero bölgesinde büyük bir hızla yere çakılmıştır. Araştırma ekibi olay yerine vardığında cismin kalıntılarının neredeyse tamamen yanmış olduğunu görmüşlerdir. Kurtarılabilen parçalar incelenmek üzere Sandia, New Mexico’daki A.E.C. binasına gönderilmiştir.
Bu olayların ulusal güvenlik açısından taşıdıkları anlam önemini korumaktadır, çünkü bu ziyaretçilerin motivasyonları ve niyetleri hiçbir şekilde bilinmemektedir. Bunlara ek olarak, bu araçların gözlemlerinde bu yılın Mayıs ayında başlayan ve sonbaharda da devam eden bir patlama yaşanmış, bu da çok yakında yeni gelişmelerin olabileceği yönünde derin kaygılar doğurmuştur. Bu nedenle, uluslararası ve teknolojik kaygılardan ve halk arasında oluşabilecek bir paniği engelleme ihtiyacından dolayı, Majestic-12 ekibi, bu konudaki katı güvenlik tedbirlerinin yeni yönetim tarafından da uygulanması gerektiğini düşünmektedir. Ayrıca MJ-1949-04P/78 kodlu gizli plan, kamuoyuna bir açıklama yapma gereğinin başgöstermesi ihtimaline karşı sürekli olarak hazır tutulmalıdır.
SAVUNMA SEKRETERİNE GÖNDERİLEN MEMORANDUM
Sayın Savunma Sekreteri Forrestal,
Bu konu hakkında yakın zamanda yaptığımız konuşmaya istinaden, bu mektupla size gereken tüm hızla ve dikkatle girişiminizi sürdürme yetkisi tanınmaktadır. Bundan böyle sözkonusu olaydan yalnızca Majestic-12 operasyonu olarak bahsedilecektir.
Konunun son düzenlemesine ilişkin ileride ortaya çıkabilecek hususların, yalnızca, sizinle konuyla ilgili görüşmelerini sürdürecek olan Başkanlık Ofisi, Dr. Bush ve Merkezi İstihbarat Direktörü arasında kalması gerektiğini hissediyorum.
İmza
Dwight D. Eisenhower
Başkan
8 TEMMUZ 1947 TARİHLİ FBI TELETAYP MESAJI
FBI DALLAS 7-8-47 18:17
CINCINNATI ACELE
UÇAN DAİRE, MERKEZİ BÜROYU İLGİLENDİREN BİLGİ
8. Hava Kuvvetleri büromuzu arayarak, bugün Roswell, New Mexico yakınlarında uçan daire olduğu sanılan bir cisim ele geçirdiklerini bildirmiştir. Disk, altıgen biçimindedir ve yaklaşık 6 metre çapında bir balondan kablo ile sallandırılmış halde bulunmuştur. Bulunan cismin radar yansıtıcılı bir hava balonuna benzediği bildirilmiştir, fakat 8. Hava Kuvvetleri’yle Wright Üssü arasında yapılan telefon görüşmesi bunu doğrulamamaktadır. Disk incelenmek üzere özel bir uçakla Wright Üssü’ne gönderilmiştir. Ofisinize bilgi verilmesinin nedeni olayın ulusal çıkarlarla ilgili olmasıdır.
OLAYLA İLGİLİ GAZETE HABERLERİ
UFO’larla çok az ilgilenen insanlar bile Roswell olayını duymuştur, çünkü 8 Temmuz günü Teğmen Walter Hult tarafından yapılan basın açıklamasından sonra 30’dan fazla Ulusal Amerikan gazetesiyle birçok yabancı basın kazayla ilgili haberleri manşetten vermiştir. Kaza eski bir tarihte gerçekleştiğinden, gazete haberleri olay hakkında elimizde bulunan en güvenilir kayıtlardandır.
Roswell Daily Record –8 Temmuz 1947, Salı

RAAF Askeri Üssü Roswell Bölgesi’ndeki Arazide Uçan Daire Elegeçirdi
"Uçan Daireyle İlgili Detaylar Açıklanmadı"
Roswell’li Hırdavatçı ve Eşi Diski Gördüklerini Söyledi
Roswell Ordu Hava Üssü’ndeki 509. Bombardıman Grubu İstihbarat Departmanı, bugün öğleden sonra yaptığı açıklamada bir uçan daire ele geçirdiklerini duyurdu.
Departmanın yaptığı açıklamaya göre disk, ismi verilmeyen bir çifçinin ( sonradan Mac Brazel olduğu açıklanacak) Şerif Wilcox’a başvurması üzerine harekete geçen İstihbarat görevlisi Binbaşı J.A. Marcel yönetimindeki askeri ekip tarafından Roswell yakınlarında bir çiftlikte bulundu.
Açıklamada Binbaşı Marcel ve ekibinin çiftliğe giderek diski üsse götürdükleri belirtildi. Disk buradaki istihbarat görevlileri tarafından ön incelemeden sonra daha üst bir karargaha gönderildi. İstihbarat Departmanı, uçan dairenin yapımı ya da görünümü hakkında detaylı bilgi verilmediğini söyledi.
Roswell kasabası sakinleri arasından Mr. ve Mrs. Dan Wilmot UFO olduğunu sandıkları cismi gördüklerini söyledi. Wilmot’lar geçtiğimiz Çarşamba gecesi saat 22.00 sularında sundurmalarında otururken, gökyüzünde geniş, parlayan bir cisim belirdi; cisim kuzeybatı istikametine doğru büyük bir hızla yol almaktaydı. Dan Wilmot eşine cismi gösterdi, birlikte onu izlemek için bahçeye indiler. Wilmot’un tahminine göre cisim yaklaşık 40-50 saniye kadar görüş alanında kaldı. Wilmot, cismin yaklaşık 1500 feet yükseklikte olduğunu ve tahmini hızının saatte 400-500 mil olduğunu söyledi. Cisim oval biçimliydi ve ters çevrilerek birbirine yapıştırılmış iki tabağı andırıyordu. Gövdesi sanki içinden ışık geçiyormuşçasına parlıyordu, fakat ne içinden ne de altından ışık geliyor gibi değildi. Wilmot, bulunduğu yerden cismin yaklaşık 1.5 metre çapında gibi göründüğünü, fakat uzaklık hesap edildiğinde cismin tahmini olarak 4.5-6 metre çapında olduğunun ortaya çıktığını belirtti.
Wilmot’ın hiç bir ses duymadığını söylemesine rağmen Mrs. Wilmot çok kısa bir süre için bir ıslık sesi duyduğunu bildirdi. Cisim güneydoğu yönünden gelmiş ve 6 mil uzaktaki bir tepenin üzerinde yükselerek kaybolmuştu.
Kasabadaki en saygıdeğer ve güvenilir kişilerden biri olan Dan Wilmot, hikayeyi kendine sakladı ve başka birinin çıkıp cismi gördüğünü söylemesini bekledi. Wilmot nihayet bugün, RAAF’ın açıklamasından sadece birkaç dakika önce, daha fazla beklememeye ve ortaya çıkıp gördükleri hakkında konuşmaya karar verdi. "
Roswell Daily Record’un aynı sayısında yayımlanan bir başka haber de oldukça dikkat çekicidir. Haber sadece Portland’ta Roswell kazasıyla eşzamanlı olarak gerçekleşen UFO gözlemlerinden bahsetmekle kalmıyor, aynı zamanda Roswell’deki enkazın gizli bir Mogul balonunun kalıntısı olduğu yönünde daha sonra yapılacak resmi açıklamaların geçersizliğini de kanıtlıyordu.
Hava Kuvvetleri Generali Ordu’nun Deney Yapmadığını Söylüyor
Portland, 8 Temmuz- Ordu Hava Kuvvetleri Malzeme Komutanlığı’ndan Tuğgeneral Nathan Twining bugün yaptığı açıklamada, uçan daire gözlemlerinin Silahlı Kuvvetler tarafından yapılan herhangi bir deneyle ilgili olmadığını bildirdi. Twinning şöyle devam etti: “Ordunun hiçbir birimi, bir uçan daire ya da uçan daire oluşumları olarak algılanabilecek hiçbir uçak, misil ya da başka bir hava aracı test etmemektedir.”
TIMES –8 Temmuz 1947, Salı
ABD Ordusu bir Uçan Daireyi İnceleyecek
Ordu’nun New Mexico’daki Roswell kasabasında “uçan daire”ye benzer bir cisim bulunduğu yönündeki açıklamasından sonra, 8. Hava Kuvvetleri Kumandanı da cismin incelenmek üzere Ohio’daki Wright Üssü Araştırma Merkezi’ne gönderildiğini söyledi.
Fakat, General Ramey’in RAAF’ın basın açıklamasını yalanlamasından sonra Roswell hikayesi basının gözünde bir gecede önemini yitirdi. Ertesi gün Daily Record ön sayfasını Ramey’nin açıklamasına ayıracaktı: General Ramey Roswell Uçan Dairesini Yalanladı: Ramey Heyecana Gerek Yok Dedi -General Ramey diskin bir meteoroloji balonu olduğunu söylüyor.
Roswell olayını yalanlayan haberler bunu takip eden günlerde de gazetelerde yer almaya devam etti. Yine de Ramey’in açıklamasından iki gün sonra Roswell Daily Record’da çıkan şu haber oldukça dikkat çekiciydi:
Roswell Daily Record, 10 Temmuz 1947
Uçan Daire’yi Bulan Çiftçi Anlattığına Pişman
Corona’nın 30 mil güneydoğusundaki Lincoln kasabasında yaşayan 48 yaşındaki çiftçi W.W. Brazel bugün, Ordu’nun ilk başta uçan daire olarak tanımladığı cismi bulma hikayesini anlattı. Bulgusunun bu kadar dikkat çekmesinden rahatsız olan Brazel, bundan sonra bomba dışında herhangi bir şey bulursa kesinlikle kimseye bahsetmeyeceğini de sözlerine ekledi…Brazel, çiftlik alanında daha önce iki meteoroloji balonu bulduğunu, fakat bu kez bulduğu şeyin bunlara kesinlikle benzemediğini belirtti: “Bulduğum şeyin bir hava gözlem balonu olmadığına eminim. Fakat bir daha bomba dışında herhangi bir şey bulursam, bu konuda konuşmamı sağlayamayacaklar.
Görüldüğü gibi haberde, Ordu’nun tüm yalanlamalarına karşın Brazel ilk ifadesine sadık kalmakta ve bulduğu enkazın bir meteoroloji balonuna ait olmadığını ısrarla tekrar etmektedir.
SANTILLI OTOPSİ FİLMİ
1992 yılında, Elvis Presley’in bir filmini aramak üzere Ohio’nun Cleveland şehrine giden İngiliz video prodüksiyon şirketi Merlin Group’un başkanı Ray Santilli, burada elinde sözkonusu filmin bulunduğunu söyleyen kameraman Jack Barnett ile tanıştı. Elvis filmi üzerinde anlaştıktan sonra Barnett İngiliz prodüktöre elinde ilgisini çok çekecek başka bir film olduğunu söyledi ve Santilli’ye 16 mm’lik siyah-beyaz filmlerden oluşan 22 kutu gösterdi. Barnett’in söylediğine göre, bu filmler 1947 yılında Amerikan Ordusu’nda görev yaparken filme aldığı çok gizli bir olaydan kesitlerdi. Filmin konusu ise oldukça olağandışıydı: Bir uzay aracının ele geçirilişi ve ölü uzaylıların otopsileri!
Barnett’in iddiaları Santilli’nin ilgisini çekmişti, fakat yaşlı adamın hikayesinin doğruluğuna ancak Barnett kendisine 1942-1952 yılları arasında gerçekten de ABD Ordusu için kameramanlık yaptığını kanıtlayan kağıtlar ve fotoğraflar gösterdikten sonra ikna oldu.
Barnett’in geçmişi hakkında çok az şey bilinmektedir; Barnett, hükümet sırlarını açıkladığı için, olası bir kovuşturmayı engellemek amacıyla kişisel bilgilerinin gizli tutulmasını istemiştir. Barnett, Ordu’ya 1942 yılında katılmış ve savaş kameramanı olmuştur. 1944’te Hava Kuvvetleri Şef Yardımcısı’na bağlı İstihbarat Departmanı’na atanan Barnett, 1947 yılında New Mexico’daki White Sands Üssü’ne gönderilmiş, aynı yılın Haziran ayında ise Stratejik Hava Komutanlığı’ndan Tuğgeneral Clements McMullen’ın emri üzerine Washington D.C.’ye gitmiştir. Kısa bir süre sonra, Barnett ve çoğunlukla tıbbi personelden oluşan 16 kişilik bir ekip Washington’dan New Mexico’nun Socorro kasabasının güneybatısındaki bir kaza yerine gönderilmiştir. Roswell, Socorro’dan 163 mil uzaklıkta bulunmaktadır. Barnett’a kazanın Sovyet casus uçaklarından birinin düşmesi sonucu meydana geldiği söylenmiş ve kaza yerindeki enkazın kaldırılışını filme alması emredilmiştir. Barnett kaza yerine vardığında çöldeki enkazın bir Rus uçağına ait olmadığını, yerde tersyüz olmuş bir şekilde duran büyük bir uçan daireye ait olduğunu görmüştür. Enkazın kaldırılışını ve incelenmesini filme alan Barnett, daha sonra ölü uzaylılara yapılan otopsiyi görüntülemek üzere Teksas’taki Forth Worth Üssü’ne gönderilmiştir.
Uzaylıların otopsileri Profesör Detlev Bronk, ve Barnett’ın isminin Dr. Willies ya da Williams olduğunu söylediği bir doktor tarafından yapılmıştır. Bu otopsilerin birinde bizzat Başkan Truman da bulunmuştur.
Santilli, özellikle Başkan Harry Truman’ın bu otopsilerden birini izlerken çekilen sahneyi gördükten sonra, bu filmleri Barnett’ten satın almıştır. Aynı dönemde, Santilli İngiltere UFO Araştırma Derneği BUFORA’nın Araştırma Müdürü Philiph Mantel’la bir UFO belgeseli yapma konusunda görüşmüştür. Santilli ve Mantel, Londra’da bir basın toplantısında bir araya gelmişler, Santilli burada Mantle’a otopsi filminden bahsetmiş fakat onu Mantle’a göstermeye henüz hazır olmadığını söylemiştir.
Otopsi filminin ortaya çıkmasını isteyen Philiph Mantle, basın temsilcisi Carl Nagaitis aracılığıyla İngiltere’de bir dedikodu yayarak gizlenen otopsi filminin aslında film yönetmeni Steven Spielberg tarafından yürütülmekte olan yeni ve büyük bütçeli bir projenin bir parçası olduğunu söylemiştir. Steven Spielberg’in prodüksiyon şirketi ise bu haberler üzerine hemen bir basın açıklaması yayınlayarak yönetmenin Roswell ile ilgili herhangi bir projesi olmadığını belirtmiştir.
Bu gelişmeler üzerine Santilli, otopsi filmlerinden birini 28 Nisan 1995’te düzenlediği özel bir toplantıyla Reg Presley, ekin çemberleri araştırmacısı Colin Andrews, Roma’dan Maurizio Biata ve Philiph Mantle’a göstermiştir. Santilli’nin açıklamasına göre bu 9 dakikalık film, Temmuz 1947’de Dallas’taki Forth Worth Üssü’nde yapılan bir otopsiyi göstermekteydi.
Filmin görüntü kalitesi çok bozuktu, fakat birtakım çarpıcı detaylar fark edilebiliyordu. Kamera sabitlenmiş gibiydi, bir odanın köşesine bakıyordu. Odadaki masanın üstünde insan olmadığı açıkça fark edilen cansız bir beden yatmaktaydı; üstü bir örtüyle örtülmüştü. Beyaz giysiler içindeki iki adam cesetten doku örnekleri aldılar, bu sırada siyah giysili üçüncü bir kişi ön planda sırtı kameraya dönük olarak durmaktaydı. Masada yatan varlık orta boyluydu. Ellerinde ve ayaklarında altı parmak vardı. Mantle’a göre en dikkat çekici özelliği büyük, koyu renk gözleriydi. Film bu varlığa yapılan otopsinin görüntülerini içeriyordu.

Bir hafta sonra, 5 Mayıs 1995’te, Santilli 3 Temmuz 1947 tarihinde yapılan ikinci otopsiye ait daha uzun bir filmi, gazeteciler, bilimadamları ve UFO araştırmacılarından oluşan 90 kişilik bir seyirci kitlesine göstermiştir. Antropolojist ve Magazin 2000 dergisi editörü Michael Hesemann ekranda gördüklerini şöyle anlatmaktadır:
“…Bir tür ameliyat masası üzerinde çıplak, insan olmayan bir yaratığın cesedi yatmakta. Yaratığın büyük saçsız bir kafası, büyük, koyu renk gözleri ve ağzı, küçük bir burnu ve kulakları var. Hemen hemen insan orantılarında bir vücudu olan yaklaşık 1.5 metre boyundaki yaratığın karın bölgesi oldukça şişkin (atmosferin etkilerinden meydana geldiği sanılmakta). Sağ ayağında derin yaralar var, kas lifleri görülebiliyor…Dış üreme organlarının yerinde vajinayı andıran bir çöküklük var…Yaratığın kafası incelenmek üzere kesilip ayrılıyor –kafatası zorlukla açılıyor ve daha şimdiden çürümüş beyin dışarı çıkarılıyor. Yaratığın cildi insan cildini andırıyor, iç organları da insan iç organlarından farklı. Uzaylı şaşırtıcı ölçüde insana benziyor. Hiçbir şekilde, uzun ve sıska kolları olduğu söylenen küçük gri yaratıklara benzemiyor; Buradaki, büyük bir kafatası, normal büyüklükte elleri ve ayakları olan kısa boylu bir varlık. Otopsi esnasında odada dört kişi bulunuyor; bunlardan biri bir kadına benziyor. Cesedin solunda üstünde ameliyat malzemeleri olan küçük bir masa duruyor…Duvardaki saat otopsinin başlangıcında 10:06’yı, bitişinde ise 11:45’i gösteriyor. Bu da otopsinin yaklaşık 2 saat sürdüğünü gösteriyor. Duvarda ayrıca spiral kordonlu siyah bir telefon ve üzerinde “Tehlike” yazılı bir levha asılı. Film her üç dakikada bir kararıyor ve sonra görüntü yeniden başlıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder