9 Ocak 2011 Pazar

Hızlı Okuma Yöntemleri

OKUMA HIZINIZI ARTTIRMAK İÇİN AŞAĞIDAKİ İŞLEMLERİ YAPINIZ.
1.      Okuma Hızınızı Engelleyen, Anlamayı Azaltan Nedenleri (Yanlış Okuma Alışkanlıkları) Ortadan Kaldırın.
Sesli okumak, ilkokul çağlarında daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını zannederek geliştirdiğimiz ve okuma hızını önemli derecede yavaşlatan bir unsurdur.Ortalama konuşma hızı 200 kelime/dakikadır. Sesli okuduğumuz zaman kendimizi bu limite sınırlamış olur ve bu hızın üstüne çıkamayız. Oysa okuduğumuzu anlamak için kelimeleri dil ve kulak yollarından geçirerek beyine göndermenize gerek yoktur. Göz, çektiği fotoğrafları dilimizden yüzlerce defa süratli olarak beyine göndermekte ve beyin almaktadır. Sesli okuduğumuz zaman 200 kelime / dakikada sınırlanan okuma hızımız, çok daha hızlı olan beyin kapasitemize yetişememekte, arta kalan beyin kapasitemiz, boşluğunu başka düşüncelerle doldurmaya çalıştığından konsantrasyonumuz ve okuma etkinliğimiz azalmaktadır.
İçten sesli okumak da sesli okumanın bir türüdür. Her ne kadar bunda dudaklarımız kelimeleri tek tek telaffuz etmiyor ise de, ses tellerimiz kımıldıyor ve okuma hızımızı 500 kelime / dakikada sınırlıyoruz. Bunu önlemek için uzmanlar okurken çiklet çiğnemeyi öneriyorlar.(Gözle görme alışkanlığı edinene kadar) Okurken çiklet çiğneme temponuz hiç değişmezse bu yanlış alışkanlığını yenebilir ve gözle okumaya başlayabilirsiniz.
Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe'de de cümle yapılarında anlam birkaç kelimede toplanmış, diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. Ve,gibi, ile, için vs. gibi sık sık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirmektedir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek okumadan atlamakta büyük güçlük çekecek, ama zamanla bu konuda da yetenek geliştirerek 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak anlayabilirsiniz.
Geri dönmek, bize en fazla zaman kaybettiren bir alışkanlıktır. Konsantrasyon eksikliğinden olur ve geri dönme imkanı olduğu sürece de konsantrasyonumuz azalır. Öncelikle kendinize geri dönmeyi yasak etmelisiniz.Geri dönme şansınızın olmaması konsantrasyonunuzu arttırır. Başlangıçta bazı paragrafları anlayamadığınızı hissedeceksiniz. Endişelenmeyin ve geri dönmeyin. "Bugüne kadar geri dönerek okuduğum her paragrafı anladım mı? Şimdi hatırlıyor muyum?" soruları size endişelerinizi gidermekte yardımcı olacaktır.
Göz eğitimsizliği; gözün satırlar üzerinde düzenli hareket etmemesidir. Okuma eğitimini yeterince alamayan bir göz , satırlar üzerinde gezinir, durur. Sıçramalar ve duraklamalar düzenli olmaz. Kişi sık sık geri dönüşler yapar. Bu nedenle de satırdaki düşünceleri birbirine bağlayarak bütünleştirip anlamlandırmakta zorlanır. Bunun için gözü, sürat ve çabukluk kazandırıcı birtakım yardımcılarla eğitmek gerekir. Örneğin; bir vasıtada giderken ilenleri hızlı okuyarak ve varsa videoda 2-3 kat hızlandırılmış ait yazılı filmleri seyrederek küçük göz egzersizleri yapabilirsiniz. Başlangıçta yoğun konsantrasyon nedeniyle başınız ağrıyacak, ama bir süre sonra alışacaksınız ve alt yazılı bir filmi normal hızında seyrettiğinizde size çok yavaş gelecek ve canınız sıkılacaktır.
            Pasif okumak; okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, anafikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Okuduğunuz yazıyı ne amaçla okuduğunuzu bilmeden yapılan okumalar da okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de anlama olayı oluşmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. Sonra bir ön okuma yaparak sorular belirlemek, soruları yanıtlamak için tekrar dikkatinizi yoğunlaştırarak yeniden okumak, etkili okumayı sağlar.
            Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği ; okuma hızınızı yavaşlatan önemli nedenlerden biridir. Yeni edinilmek istenen bilgilerin iyi kavranabilmesi, daha önce o konu ile ilgili kavramların kazanılmış olmasına bağlıdır. Hiç temel bilgimiz olmadığı bir konuyu anlamak çok zor olur. Kısacası temel olmadan inşaat yapılmaz. Yani bilgi ve kültür eksikliği, okunacak konunun anlaşılmasını zorlaştırdığı için okuma hızı da düşer. Bunun için parçada geçen, anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten sonra dikkatle okumanız anlamanızı kolaylaştırır.
            Hızlı okursak anlamayacağımızı zannetmek, okumamızı en fazla yavaşlatan en önemli psikolojik etken ve yaygın olan yanlış bir kanıdır. Kağnı arabaları saatte 3-5 kilometreden hızlı gidemezdi, otomobil bu hızı 100-200 kilometreye çıkardı. Eski insanlar bu hızlara ulaşabileceğini düşünemezlerdi. Ay’a gidilebileceğini, bilgisayarlar ve daha nice gelişmelerin olabileceğini akıllarına getiremezlerdi. Biz de bugün, yarın kabulleneceğimiz gelişmelere inanmıyor ve direnç gösteriyoruz. Dakikada 6000 kelime okuyarak 13 yaşında üniversiteye giren Mariel aragon, dakikada 2500 kelime okuyarak A.B.D.’ni yöneten Jhon Kennedy, hızlı okuyarak daha iyi anlayabileceğinin kanıtlarıdır. Öyleyse bu şartlanmayı bir kenara bırakarak okuma hızınızı arttırınız. Anlama hızınız başlangıçta düşecek, ama hızınız arttıkça eski derecenizi yakalayıp geçerek daha iyi anlayacaksınız. 
            Okumanın Ne Anlama Geldiğini İyi Bilin:
            Okumak, yalnızca sözcük ve cümleleri görmek demek değildir. Okumak yazarlarla aktif bir söyleşi şeklinde sürdürülen zihinsel bir süreçtir. Bu anlamda okuyabilmek için görmenin ötesinde zihinsel beceriler gereklidir. Bu zihinsel beceriler de öğrenme yolu ile gerçekleştirilebilir. Örneğin bir metne bir bakışta en fazla iki-üç sözcük algılayabilen bir okuyucu, belirli bir eğitim programı sonucunda bir bakışta cümlenin ya da paragrafın tümünü algılayabilir hale gelebilir. Yine öğrenme sonucunda, sürekli olarak her okuma çabasında yazarla aktif bir söyleşi içinde yazarın görüşlerini açığa çıkarmayı öğrenerek etkin bir okuyucu olabilir.
            Okumanın gerçek amacı, anlamı çabuk ve doğru kavramaktır. Bu okumanın geliştirilmesi için, etkili okumanın temeli olan hız kavrama ve bellek arasında bağ kurulmasını gerektirir. Okumada kavrama ile hız arasında yakın bir ilişkinin varlığı kabul edilmekte, kavramaya ilişkin becerilerin artması hızlı okuma ile olasılı görülmektedir. Ancak Kee(1956)’nın de önemle vurguladığı gibi hız, yeterli bir şekilde kavrama hızı olarak düşünülmeli, kavrama ile birlikte ele alınmalıdır. 
Hızlı Okuma
            Hızlı okuma için, okuma yanlışlarımızı düzelterek kendimizi hazırladık. Şimdi de hızlı okuma yöntemlerine geçmeden önce, düşünce olarak atmamız gereken adımlar var.
1.   Adım : Gözlerimizle aklımızı birlikte çalışmaya alıştırmak.
2.      Adım : Bir metinde her sözcüğü okumak zorunda olmadığımıza inanmaktır.
  1. Adım : Her metnin ya da kitabın aynı değerde olmadığını kabul etmek. Yani, bazı metinlerin daha kolay, bazılarının daha zor, kitapların da ayrı olduğunu bilmektir.
  2. Adım : Okuyacağınız her metin ve kitapta amaçlarınızın farklı olduğunu kabul etmek, okuma hızınızı da buna göre ayarlamak gerektiğini bilmek. 
HIZLI OKUMA YÖNTEMLERİ:
1.Göz Devinimlerimiz :
            Daha hızlı okumak, etkili bir okuyucu olabilmek için gözlerimizle aklımızı birlikte çalıştırmaya alıştırmamız gerekiyor. Okuma sırasında, gözümüz satırlar üzerinde soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya (bazen aşağıdan yukarıya) göz sıçramaları ile ilerler. Okuma olayı, işte bu sıçramalardaki duraklamalar (saptama) sırasında, yakalayabileceğimiz sözcük kümesini algılayarak gerçekleştirir. Bu yüzden hızlı ve usta bir okuyucu olabilmek için, göz sıçramalarını hızlandırmak, duraklama süresini kısaltmak, duraklama süresinde çok sayıda sözcüğü görebilmek (4-5 sözcük) , yani görme yelpazemizi genişletmek gerekiyor. Bu üç özelliği kontrol etmek beyin işidir. Zihnimizin kontrolü dışında gerçekleşen sıçrama ve duraklamalardan görüş alanına girenleri algılamak olanaksızdır. Öyleyse aklımız sürekli emir veren, kontrol eden ve gönderilenleri algılayacak biçimde hazırlıkta ve işlerlikte olmalıdır.
2.Saptamalar :
            Daha çok sayıda sözcük kümesi algılayıp, anlamlandırabilmek için sözcük kümelerinde, gözün belli bir noktaya saptanarak sağında ve solundaki sözcükleri mümkün olduğu kadar çok sayıda algılama ve anlamlandırmayı kolaylaştırmaktadır.
            Örneğin: Aşağıdaki cümleyi iki saptama noktasıyla okumak mümkündür:
Başarılı ve yararlı hizmetler yapması mümkündür.
3.Kolon Okuma:
            Günümüzde metinler gittikçe daha dar kolonlar halinde basılmaktadır. Gazetelerde dergilerde ve büyük magazinlerde bu kolonlara daha sık rastlanmaktadır. Söz konusu kolonlar, ortalama 5-7 santimetreden oluşan sıfatlardan meydana gelmektedir. Dar kolonlar, büyük bir gidiş ve gelişi zorunlu kılan geniş kolonlardan daha kolay gözden geçirilmektedir. Diğer yandan yukarıdan aşağı okuma dikkati daha çok uyarmaktadır. Dar kolonlar genellikle her satırda bir ya da iki saptamayı gerektirdiğinden, ritim konusunda büyük yarar sağlamaktadır. 
4.Göz Gezdirme:
            Görme yelpazeniz genişledikçe metnin bütününü dikkatli bir şekilde görme, düşünceleri yakalama hızlılığına da ulaşırsınız.
            Etkili okuyucu, metnin özelliklerine göre hızını ayarlayabildiği gibi, her metinle ilgili ihtiyaç ve amaçlarının farklı olacağını kabul eder. Amacını belirledikten sonra metnin bütününe yönelik yaptığı “Göz Gezdirme” tekniği ile dikkatli bir okuma yapabilir. Aynı zamanda, kısa bir zamanda amacına ulaşabilecek bilgileri edinebilir.
            Göz gezdirme ile çok yüksek hızlar elde edersiniz. Neye ve nasıl göz gezdireceğimizi iyi belirleyebilirsek, bu hız kavrayışımızı da düşürmez.
            Göz gezdirme, bir metni okumaya başlamadan önce yapılan “Göz Atma”dan farlıdır. Göz gezdirmede amacımız belirli olduğu için, daha dikkatli bir inceleme yaparız. Okunan metin çok kolay ve okuyucunun bildiği konuyu içeriyorsa göz gezdirme ile yeterli bilgi edinilebilir.


Yirminci yüzyılın son çeyreği, iletişim alanında olduğu gibi sosyal hayatta da karmaşa ve hız dönemi oldu. Vakitsizlikten okumaya fırsat bulamayanlar için, uzmanlar hızlı okuma teknikleri üzerinde çalışıyorlar. Bunun için son senelerde, çeşitli Hızlı Okuma Kursları açılmaktadır. Anlayarak Hızlı Okuma ve Öğrenme Teknikleri isimli kitap da; hızlı, kolay ve kalıcı bir şekilde öğrenmek için yapılması gerekenleri sistematik bir anlayışla ele alıyor.

Okuma stilinde herhangi bir değişiklik yapmaksızın daha hızlı okumak için, klasik okuma stillerinden farklı bir alışkanlık gerektiriyor.

Hızlı okuma alışkanlığı kazanmak için yapılacak işler, şu şekilde sıralanıyor:

Kelime kelime okuma alışkanlığından kurtulmalı,
Kelimeleri içinde seslendirme alışkanlığı köreltilmeli,
Ayrıntılardan kaçınılmalı,
Bilinçsizce okunmamalı,
Anlama çevikliği geliştirilmeli,
Okuma disiplini ve uygun okuma şartları sağlanmalı,
Göz ve anlama uyumu mükemmelleşmeli,
Kendine güven geliştirilmeli,
Geri dönüşler azaltılmalı,
Konsantrasyon arttırılmalı.

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN OKUMA ÖNERİLERİ

Bu kısımda kişisel gelişim dünyasına yeni girmek isteyenlere ve sık sık kişisel gelişim kitabı okuyup da istediği verimi alamayanlara taktikler verilmektedir.
1. İki türlü kişisel gelişim kitabı vardır; birincisi telkin veren kitaplar ikincisi de teknik öğreten kitaplar. Telkin veren kitapta size ne yapmanız gerektiği aktarılır ancak nasıl yapabileceğiniz hakkında bilgi verilmez. Bu tür kitaplar genellikle ince olur. Oysa ikinci grup kitaplar telkinin ötesine geçerek teknik öğretirler. Bundan dolayı da genellikle kalın olurlar. Bu alanda hiç bilgisi olmayanlar önce 'doğru işi yapmak' için telkin kitabı almalılar. Yeterince bilgi sahibi olunca da 'işi doğru yapmanın yolunu' anlatan teknik kitaplar okumalılar.
2. Kişisel gelişim kitaplarında yapmanız istenen uygulamaları hemen yapın. Teoriyi egzersizden ayırmadan hemen uygulayın. Aksi takdirde teorik bilgi de kaybolur. Sizin amacınız bilmek değil yapabilmek. O halde bilgiyi beceriye çevirmelisiniz. Bunun yolu da bolca uygulama, pratik egzersiz yapmaktır.
3. Öğrendiklerinizi gündelik hayatta kullanın. Gündelik hayatınıza soktuğunuz bir bilgi hayatınızın parçası haline gelir ve hatırlamak için çaba harcamanız gerekmez.
4. Öğrendikleriniz içerisinden en çok ihtiyaç duyduğunuz ve en çok inandırıcı bulduğunuz bir teknik, taktik ya da uygulamadan başlayın. Onu öğrenin ve kullanın. Sonuç aldıkça kendiliğinden diğer teknikleri de öğrenmek ve kullanmak için motive olacaksınız.
5. Kişisel gelişim kitaplarını uykusuzken, otobüste giderken, uyumadan önce, ya da iş arasında okumayın. Bunalımda bulunduğunuz anlarda bu kitaplara sarılıp iyi günlerinizde bir köşeye atmayın! Beyninizin tamamen boş olduğu, hiçbir yoğunluğunuzun olmadığı kendinizi iyi ve güçlü hissettiğiniz günlerde, mümkün ise hafta sonlarında bu tür kitapları okuyun.
6. Tekniklere karşı negatif değil pozitif perspektiften bakın. Öğrendiğiniz yeni bir tekniğin nerede işe yaramayacağını değil o tekniği nerede, hangi durumda kimlere karşı kullanabileceğinizi düşünün.
7. Mümkünse bir kişisel gelişim grubu kurun. Uygulamaları toplu olarak yapmak eğlendirici ve geliştirici olabilmektedir.
8. Öğrendiğiniz teknikleri sevdiğiniz ve kişisel gelişiminize katkıda bulunmak istediğiniz insanlara öğretiniz. Öğrenmenin en iyi yolunun öğretmek olduğunu bilirsiniz.
9. Teknikleri sık sık kullanarak alışkanlık haline getirin. Atalarımız "Koça boynuzu ağır gelmez" demiş. Başarı için gerekli yeteneklere alışkanlık düzeyinde sahip olursanız başarılı olmak için harcadığınız çabayı hissetmezsiniz.
10. Kendinizi geliştirmeniz gereken konuda iddialı konuşun. Örneğin hızlı okuyamıyorsanız, hızlı okuma adlı kitabı da okumaya üşeniyorsanız çevrenize 'ben çok hızlı okuyorum' diye iddia edin. Sizi kendinizi geliştirmek zorunda bırakacaklardır. Kendinizi o tekniği öğrenmeye maruz bırakın, mecbur edin.

* Okuma ve Öğrenme İsteği Sonsuzdur ama Zaman Sınırlıdır.
* Öğrenmek Sormakla Başlar.
* Öğrenmek Yorgunluk Yaratmaz, Önemli Olan Bir Konu Nasıl Öğrenilir , Bunu Bilmektir.
* Söylemek Öğretmek Değildir. Dinlemek Öğrenmek Değildir. Öğrenme Yapmak ve Uygulamakla Olur.
            Rehberlik servisine öğrencilerden gelen bazı sorunları incelediğimizde, bu sorunların, çoğunlukla okuma hızının çok düşük olmasından kaynaklandığı sonucuna varmaktayız.
            Ayrıca, öğrencilere zaman zaman uygulanan çeşitli konulardaki anketlerde cevaplama hızının düşük olması ve 1987-1988 öğretim yılı içerisinde 3025 öğrenciye okuma hızı ile ilgili uygulanan bir anket sonucunda % 60 oranında öğrencinin okuma hızının çok düşük olduğunun belirlenmesi de, gözlemleri doğrulayan sonuçlardır.
            Öğrencilerin, okuma hızının düşük olmasına bağlayabileceğimiz başlıca sorunlarını şöyle sıralamak mümkündür:
  1. Sınavlarda zamanı yetiştirememek,
  2. Sınavda, soruları enlemekte güçlük çekmek,
  3. Ders çalışırken ve kitap okurken, okuduğunu anlamakta güçlük çekmek,
  4. Okurken çabuk sıkılmak ve dikkat dağılması,
  5. Ana fikri bulmakta güçlük çekmek (özellikle paragraf sorularında)
  6. Boş zamanların, ders çalışmaya yetmemesi.
Yukarıda sıralanan gözlem ve bulgular değerlendirildiğinde, öğrencilerin okuma süratlerinin istenilenden düşük olduğu,. Bunun da başarılarını olumsuz etkilediği ortaya çıkmaktadır. Los Angeles'deki Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde okuyan, dünyanın en genç üniversitelisi Mariel Aragon, dakikada 6000 kelime okuması, yine Türkiye ' de Yönetim Geliştirme Merkezi'nin 1978-1988 yılında açtığı "Süratli ve Etkili Okuma" seminerinde, okuma hızlarının dakikada 600-1200 kelimelik okuma hızına ulaştıklarının gözlenmiş olması, okuma hızının arttırılmasının mümkün olduğunu ortaya koymaktadır.
            Mersin Test Teknik Dershanesi Rehberlik Servisince (21 Ağustos-1Eylül 1995),(15-30 Ağustos 1996) tarihleri arasında açılan hızlı okuma seminerine katılan 600'ü aşkın öğrencinin okuma hızlarının 150-200 kelimeden 500-1200 kelimeye çıktığı, kavrama güçlerinin de arttığı görüldü.
            Görüldüğü gibi sizler de düzenli bir çalışma sonucu okuma ve anlama hızını istenilen düzeye ulaştırabilir ve buna bağlı olan sorunlarınızı ortadan kaldırabilirsiniz.
Okuma hızını arttırmak için uyulması gereken esasları sıralamadan önce, okuma hızınızın ne olduğunu ölçmenizi öneriyoruz. Bugüne kadar okuma hızınızı ölçmedinizse, gelin şimdi ölçün. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz: Daha önce hiç okumadığınız bir hikaye, roman vb. bir kitaptan bir paragraf seçip dakika tutarak okuyun.
  1. okuma metnini okumaya başlamadan önce, başlangıç sürenizi bir yere (Sağ üst köşe olabilir.) not edin. Örneğin saatiniz 08.12'15"yi gösteriyorsa, saati 08.13 olarak not ediniz. Saat 08.13'e gelinceye kadar bekleyiniz. Saat 0.13 olduğunda okumaya başlayınız.
  2. Okuma parçasını, yanlış okuma alışkanlıklarınızı yapmadan okuyunuz.
  3. Okuma parçasını bitirdikten sonra, saatinize bakınız ve bitirme sürenizi parçanın sonundaki ayrılan yere kaydediniz.
  4. Okuma sürenizi saniye ile belirtiniz. Örneğin 08.13'te başladığınız parçayı 08.18'.20" de bitirmişseniz, okuma süreniz 5 dakika 20 saniyedir.(Toplam 320sn.)
  5. Okuma metnindeki toplam sözcük sayısı belirlenmiş olsun.
  6. Okuduğunuz metindeki toplam sözcük sayısını (TSS), saniyelerle belirlediğiniz okuma sürenize (SOS) bölerseniz, okuma hızınızı (OH) bulursunuz. Sonucu 60 ile çarpın. Bu sizin bir dakikada okuduğunuz sözcük sayısıdır. 
Bulduğunuz okuma hızınızı aşağıdaki cetvelle karşılaştırın.

Dereceler
Gruplar
Kötü
Orta
İyi
Pekiyi
İlkokul Mezunları
70-80
81-97
98-126
127+
Ortaokul Mezunları
85-91
92-122
123-146
147+
Lise Mezunları
101-121
122-146
147-192
192+
Üniversite Öğr.
146-151
152-186
187-227
227+
Üniversite Mezunları
159-180
181-219
220-280
281+
Şekil: Hızlı okuma tekniğini bilmeyenler için belirlenmiş okuma hızları (dk/kelime) 
            Okuma hızınız düşükse ya da daha çok arttırmak istiyorsanız öncelikle yanlış okuma alışkanlıklarınızı belirlemeniz gerekir. Bunun için de aşağıdaki YANLIŞ OKUMA ALIŞKANLIKLARINI BELİRLEME CETVELİNİ dikkatlice kendinize uygulayın. Uygulama sonunda yanlış okuma alışkanlıklarınız ortaya çıkacaktır. 
Yanlış Okuma Alışkanlıklarını Belirleme Cetveli 
(Yanlış alışkanlıklarınızın önüne x işareti koyun.)
1.      Sesli okuyorum.
  1. İçimden okuyorum(Ses tellerim kımıldıyor.)
  2. Kelimeleri teker teker okuyarak ilerliyorum.
  3. Okurken geri dönme ihtiyacı duyuyorum.
  4. Okurken ayrıntılara takılıyorum.
  5. Aktif olarak okuyamıyorum. (Okuduğuma konsantre olamıyorum.)
  6. Bazı kelimelerde yavaşlıyorum.
  7. Hızlı okuduğumda anlayamayacağımı düşünüyorum.
  8. Hızlı okumak beni rahatsız ediyor.
  9. Anafikri kolay bulamıyorum. 
Okuma yanlışlarınızla ilgili olan aşağıdaki açıklamaları iyi inceleyip, gerekli çalışmaları titizlikle ve usanmadan yaptığınız takdirde okuma ve anlama hızının arttığını göreceksiniz. 
Öncelikli olarak hızlı okumanın anlama kabiliyetini azaltmadığı aksine artırdığını belirtmek gerekiyor. Normal hızla okuyan bir kişi dakikada 200 kelime okuduğunda bunun %60′ını aklında tutabilirken hızlı okuyan bir kişi dakikada 800 kelime okuduğunda okuduğunun %80′inden fazlasını hatırlayabilir. Bunun sebebi ise, daha hızlı okuduğunuzda beyin konunun bütünlüğünü daha kolay kavrar, siz de zaman ve enerjiden tasarruf etmiş olursunuz.
Hızlı okuma için bazı temel teknikler:
Bütünlüğü korumak
Okumayı yavaşlatan unsurlardan biri kelimeleri anlamaya çalışmaktır. Kelime kelime okumak ve anlamadığınız cümleyi tekrar okumak sizi yavaşlatır. Oysa okumanın akışını bozarsanız okuduğunuzu anlamanız güçleşir. Akışı bozmadan daha hızlı okuyabilmek ve anlayabilmek için kelimelere değil kelime gruplarına odaklanmalısınız, örneğin bir kitabı okurken her satırda iki adet nokta belirleyip gözlerinizi o noktalar arasında kaydırarak o nokta çevresindeki kelime grubunu görebilirsiniz. Buna kelimeleri değil fikirleri görmek te denilebilir.
Sayfanın konumu
Okuduğunuz metin ile göz arasında uygun bir mesafe bırakılmalısınız. Metni gözünüze gereğinden fazla yaklaştırırsanız okuma bütünlüğünü bozulur ve hızınız yavaşlar. Sayfayı gözünüzden uzaklaştırıp yakınlaştırarak hızlı okuma denemeleri yapabilirsiniz. Ayrıca sayfaya herzaman dik açı ile bakmalısınız.
Okurken sadece gözleri kullanmak
Bazı insanlar okurken aynı zamanda okuduklarını söyleme gereği duyarlar. Bu şekilde okuduklarını daha iyi anladıklarını düşünürler. Aslında bu, beyni gereksiz yere meşgul etmekten başka birşey değildir. Düşünmek konuşmaktan hızlıdır ve siz düşünme hızınızı konuşma hızına düşürmüş olursunuz.
Ne okuduğunu bilmek
Okuma ve anlama hızını artırmak için ne okuduğunuzu bilmeniz çok işinize yarayacaktır. Bir metni okumaya başlamadan önce o metinden ne almak istediğinizi bilirseniz istediğinize daha kısa yoldan ulaşırsınız. Roman okumak gazetede bir köşe yazısı okumaktan farklıdır. Romanda anlatılan çevreyi tahayyül eder, karakterlerin betimlemesini yaparsanız okuma hızınızdaki artışı gözlemleyebilirsiniz.
HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ
Bilginin hızla çoğaldığı çağımızda hızlı okuma tekniklerini öğrenmek neredeyse zorunlu bir hale gelmiştir. Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek ve kullanmak yazılı materyalleri hem daha hızlı okumanızı, hem de daha fazla anlamanızı sağlamaktadır.
Her okumanın kritik noktası, okumadan önce okuyacağınız materyalden hangi bilgileri almak istediğinizi bilmekten geçer. Amacınız okuyacağınız dokümanın tartıştığı konunun sadece yapısını öğrenmekse, konuya sadece bir göz gezdirmek yeter. Tartışılan konunun tüm detaylarını algılamak istiyorsanız, bu kez parçaya bir göz gezdirmek yetmez, hiçbir şeyi atlamadan tam lineer okuma yapmalısınız.
Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek ister göz gezdirin, ister tam lineer okuma yapın, her türlü okumada size çok önemli bir zaman kazandırmaktadır.
HIZLI OKUMAYI ENGELLEYEN TEKNİK PROBLEMLER
İlgilenmediğiniz detayları ihmal etmeyi çok iyi bilseniz de okuma stilinizdeki diğer bazı teknik problemleri çözmek okuma hızınızı ciddi şekilde artırır.
Çoğumuz ilkokul birinci sınıfta küçük çocukların tane tane okuduğu gibi okumayı öğrendik. Ancak bir yetişkin veya daha ileri seviyede bir öğrenci olarak şimdi aynı şekilde okumuyoruz. Şu anda bu makaleyi okurken göz kaslarınızın nasıl hareket ettiğini bir düşünün. Gözünüz önce bir grup kelimeyi görüyor ve okuyor, daha sonra diğer bir kelime grubuna geçiyor ve işlem böyle devam edip gidiyor. Yani her defasında kelimeleri blok blok okuyorsunuz. Kelimeleri tek tek okumuyorsunuz. Hatta mutemelen sürekli ileriye doğru kelime bloklarına doğru devam etmiyorsunuz. Tam olarak anlamadığınızı düşündüğünüz kelime bloklarına zaman zaman geri dönüp onları tekrar okuyorsunuz.
Hızlı okuma tekniklerini iyi öğrenmiş bir okuyucu her bir blokta daha çok sayıda kelime okumaktadır. Her bir bloğu çok hızlı algılamakta ve hemen bir sonraki okuma bloğuna geçmektedir. Usta bir hızlı okuyucu çok nadiren geri dönüş yaparak aynı yeri iki kere okur. Bu şekilde okumak gözün yapacağı iş yükünü önemli ölçüde azaltır. Tabi bu durum aynı süre içinde algılanan bilgi miktarını da önemli ölçüde artırır.
Hızlı okuma tekniklerini bilmeyen bir okuyucu bataklığa saplanmış gibidir. Küçük kelime bloklarını okumak için çok zaman harcar. Çok sık olarak geriye dönerek okuduğu yerleri bir kere daha okur. Tabi bu durum okumanın akıcılığını negatif etkileyerek, kişinin anlama oranına da olumsuz etki yapar. Detaylar içinde kendini kaybeder ve yazının anlattığı yapıyı tam olarak kavrayamaz. Konsantrasyonu bozulur. Ayrıca bu şekilde düzensiz olarak giden göz hareketleri göz kaslarının daha fazla yorulmasına sebep olur. İşte bu negatif etkilerden dolayı yavaş okuyucu okumayı sevmeme gibi bir alışkanlık da geliştirir.
Beyin Yanılmaları
ZekaTestleri.com’a Hoşgeldiniz,
Çağımızın beyin, hafıza, zekâ (i.q.) ve yaratıcı düşünme çağı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu çağ giderek hepimizi beynimizi keşfetmeye biraz daha zorluyor. Bu yeni web sitemizde sizlere sunacağımız hafıza, zeka (IQ) ve yaratıcı düşünme testleriyle beyinlerinizi biraz daha keşfedebilmeniz ve eğiterek geliştirebilmeniz için sizlere destek verilecektir.
Şimdilik bir başlangıç olarak sadece beyinlerinizi ve sizleri hem şaşırtmak, hem eğlendirmek, hem de beyninizin bilmediğiniz bazı yönlerini keşfetmeniz için aşağıda bazı test soruları verilmiştir.
Çok yakında zeka testleriyle burada karşınızda olacağız. Şimdilik iyi eğlenceler...
Beyin Yanılmaları ve Çelişkiler… Görmek İnanmak İçin Yeterli Mi?
© 2000-2009 – Melik Duyar – Mega Hafıza Ltd.
Aşağıda göreceğiniz örnekler görsel algımıza her zaman güvenilmeyeceğini göstermektedir. Örneğin bir bütünün parçaları bazen o bütünün kendisinin görülmesini bozabilmektedir.
Görsel yanılmaların çoğu aşağıda sayılan beş unsurdan birinin veya birkaçının sonuçlarıdır;
1) Göz hareketlerinden veya hareketli görüntülerin etkisinden dolayı retinada oluşan görme sonrası etki : Aşağıda verilen “Görüntü Sonrası Etki” ve “Dönen Tekerler” örnekleri bu tip etkilerdir. Yine aşağıdaki “Kelimelerin Rengi” sorusu da tip bir etkiye benzer bir sonuçtur. Şöyle ki; kişi yazılı görüntüye maruz kalma sonrası anlamla uğraşma etkisinden dolayı başka bir düşünme sürecinde yanılmaktadır.
2) Cismin, resmin, nesnenin veya dizayn bütünün arka plan yapısından etkilenmesi : Aşağıda verilen “Farklı Tondaki Kırmızı Renkler” ve “Çarpık Daire ve Kareler” bu tip etki için güzel örneklerdir. Esasen aşağıda verilen “Kelimelerin Rengi” sorusunda bu etki de mevcuttur. Okunan şeyin anlamı yazının arka planı olan renginin söylenmesini etkilemektedir.
3) Yüksek kontrasttaki alanların sınırlarında oluşan algılama intibakı sorunu : Aşağıda verilen “Köşelerdeki Gri Gölgeler” ve “Köşelerdeki Siyah Daireler” bu etkiyi çok açık şekilde göstermektedir.
4) Paralel çizgilerin karşılıklı uçlarında birbirinin zıttı (veya tersi) olan dizayn elemanlarının mevcut olması : Aşağıda verilen “Birbirinden Uzaklaşan veya Birbirine Yaklaşan Çaprazlar” sorusu bu etkiyi gösteren güzel bir örnektir.
5) Resimde sunulan çevre ve içerikten dolayı bir nesnenin mekansal veya üç boyutlu yapısının yorumlanamaması : Aşağıda verilen “Kamuflaj” başlıklı soru bu etkiyi çok açık bir şekilde göstermektedir.
Aşağıdaki örnekler “Acaba her gördüğümüze inanmalı mıyız?” diye kendi kendimize sormamız gerektiğini ortaya koyuyor. Her ne kadar yukarıda saydığımız nedenleri bilmek bu yanılmaların bertaraf edilmesi için çok faydalıysa da, bu algı yanılmalarının içinden çıkılması için bize yardımcı olacak gerçek unsur aklımızdır.
GÖRÜNTÜ SONRASI ETKİ
Görüntü sonrası etki ilk görsel etkiden sonra göz retinası üzerinde kalan etkiyi ifade etmektedir. Görüntü sonrası etki daha önce görünen rengin tamamlayıcısı olan farklı bir renktir. Aşağıdaki resmin merkezindeki “+” işaretine odaklanarak resme sabit olarak bir süre bakın. Tüm daireler gerçekte pembe olmasına rağmen bir süre sonra yeşil bir dairenin döndüğünü ve diğer sabit dairelerin pembe olduğunu göreceksiniz. Hatta bir süre sonra zaman zaman hiç pembe daire görmeyeceksiniz ve gri boş bir zeminde sadece yeşil tek bir daire dönüyormuş gibi algılamaya başlayacaksınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder